Bel fıtığı, tanı ve tedavisi

Bel fıtığı, tanı ve tedavisi

Bel fıtığı, bel omurlarının arasındaki disk’in aşırı zorlama nedeniyle yerinden kayarak bacaklara gelen sinirlere ve omuriliğe baskı yapması sonucu oluşan bir hastalıktır. Genellikle 30- 60 yaş arasındaki erişkin grupta sıklıkla görülmesine rağmen, hemen her yaşta ortaya çıkabilir. Risk faktörleri arasında aşırı kilo, hareketsizlik, sigara kullanımı ve ağır kaldırma gibi beli zorlayıcı hareketler veya meslekler (inşaat işçisi, uzun yol şoförü, futbolcu, güreşçi v.b) sayılabilir.

Hasta, belinden kalçasına ve bacağına yayılan ağrıdan şikâyet eder. Bu ağrı ayak topuğuna ve parmaklara    kadar uzanabilir. Zamanla ayakta uyuşma ve kuvvet kaybı gelişmeye başlar. İlerlemiş vakalarda idrar ve  büyük abdest yapmakta zorluklar oluşabilir.

Tanı yöntemlerinden olan Manyetik Rezonans (MR=emar) ile bel fıtığı teşhisi kolaylıkla konulabilmektedir.   EMG (Sinir ölçüm testi) de bazı olgularda gerekmektedir. Ancak Bel fıtığının teşhisinde altın standart, klinik   muayene ve hekimin gözlemleme tecrübesidir. Kalça ve bacağa yayılan ağrının sebebi her zaman bel fıtığı    değildir. Yayılan ağrı nedeniyle kalça ve diz hastalıkları ile mutlaka ayırıcı tanı yapılmalıdır.

Eğer sadece bel ve bacak ağrısı mevcut, herhangi bir uyuşukluk, güç kaybı, hareket kısıtlılığı yoksa bel fıtığı   başlangıç safhasında demektir. Bu halde hastaya kas gevşetici ilaçların verilmesi, yatak istirahatı ve belini    zorlayacak hareketlerden kaçınması önerilir. Hastanın şikayetleri devam ediyorsa, fizik tedavi    uygulanabilir. Fizik tedaviye rağmen hastanın şikayetleri geçmiyorsa veya bacakta ilerleyici  bir güç kaybı, bacakta incelme, idrar tutamama ve dayanılmaz ağrılar mevcutsa, çözüm  cerrahi müdahaledir. Cerrahi tedavi 3 değişik şekilde uygulanabilir. Klasik yöntem: Genel anestezi    altında, belde yapılan 4-5 cm.lik bir kesiyle girilip fıtığa ulaşılır ve disk çıkartılır. Günümüzde artık sık  kullanılmamaktadır.

MİKRODİSKEKTOMİ (mikrocerrahi) yöntemi: 

Klasik yöntemdeki uygulamalar, ameliyat mikroskobu eşliğinde gerçekleştirilir. Kesinin 2-3 cm. gibi küçük olması, daha az hacimde kas dokusuyla uğraşılması gibi avantajları vardır. Hastanede bir gün kalınır. Fıtığın tekrarlama ve ameliyattan sonra problem gelişme olasılığı çok düşüktür.

Endoskopik ameliyat: 

Belde yapılan küçük kesiden içeri sokulan tüp içinden ameliyatın gerçekleştirilmesidir. Bazı özel fıtıklaşma durumlarında yararlı bir metottur.

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Alihan Derincek

Prof. Dr. Alihan DERİNCEK, 10 Nisan 1974 tarihinde Antakya’da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 1991 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1997 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1998 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapmış ve 2003 yılında Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olmuştur. 2003-2005 yılları arasında ABD - Minnesota'da Hennepin Medical Center’da ve Twin Cities Spine Center’da omurga hastalıkları konusunda Research Fellow olarak çalışmalar yapmıştır. Bu süreç içerisinde omurga biyomekaniği ve omurga hastalıkları konusunda çeşitli projelerde görev almış ve bilimsel çalışmalara katılım sağlamıştır. 2005 yılında Türkiye’ye dönüşü ile birlikte Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak ak ...

Etiketler
Bel fıtığı ameliyatı
Prof. Dr. Alihan Derincek
Prof. Dr. Alihan Derincek
Adana - Ortopedi ve Travmatoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube