Kalbin sol karıncığından pompalanan oksijenlenmiş kanı bütün doku ve organlara dalları aracılığı ile taşıyan vücudun en büyük atardamardır. Aort damar duvarı 3 katmandan oluşmaktadır. En içteki tabakada damarların iç yüzeyini kaplayan endotel hücreleri döşelidir. Orta tabakada ise damar elastikiyetini sağlayan muskuler hücreler ve elastik lameller yer alır. En dışta ise bağ dokusundan zengin tabaka yeralır.
Aorta 4 temel segmentten oluşur. Çıkan, arkus, inen ve abominal (karın boşluğundaki) aortadan oluşur. Çıkan aortadan kalbi besleyen koroner damarlar, arkus aortadan beyne ve kollara giden damarlar, inen aortadan omiriliğe , karın içindeki abdominal aortadan karaciğer, mide, bağırsaklar, dalak, böbreklere ve her iki bacağa giden dallar verir.
Aort hastalıkları: aort hastalıkları genel olarak duvarında yırtılma (Diseksiyon, rüptür), genişleme (anevrizma) başlığı altında toplanır. Aort çapının normalin yaklaşık 1.5-2 misli genişlemesine anevrizma denir. Anevrizmalar en sık olarak %65 oranında abdominal aortada (Karın içindeki bölüm) gelişirler. Göğüs boşluğundaki aort bölümünde ise %35 oranında anevrizma gelişmektedir. Göğüs boşluğunda yer alan anevrizmaların tanısında öncelikle çekilen düz akciğer grafisinde aort gölgesindeki genişleme önemlidir. Daha sonra tomografi veya MR ile anevrizma tanısıkonulabilmektedir. Aort hastalıklarının çok çeşitli sebebleri bulunmaktadır. Bunlar genetik veya sonradan gelişen nedenlere bağlı gelişmektedir. Genetik nedenler arasında, normalde üç yaprakçık olan aort kapağının doğuştan iki yaprakcıklı olması ve çeşitli bağ dokusu hastalıkları yeralmaktadır. Bağ dokusu hastalıklarının başında ise Marfan sendromu gelmektedir. Bu sendromda genetik bozukluğa bağlı bağ dokudaki elastik liflerin oluşumunda yapısal destek sağlayan protein yapımında anormallik söz konusudur. Buna bağlı özellikle iskelet, aort damarı, akciğerler ve göz küresi gibi elastik liflerden zengin organların bağ dokularında zayıflık oluşmaktadır. Sonradan kazanılan nedenler ise obesite, sigara kullanımı, hipertansiyon, ateroskleroz olarak bilinen damar sertliği ve kazalar esnasında gelişen travmalar oluşturmaktadır.
Aort hastalıklarında planlanmış veya acil cerrahi tedavi uygulnmaktadır. Acil cerrahiler aort duvarındaki yırtılmalar için uygulanmaktadır. Daha önceden planlanarak yapılan operasyonlarda rüptür veya diseksiyon gelişiminin önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu komplikasyonlara bağlı ölüm riski çok yüksektir. Planlanmış olarak yapılan operasyonlarda cerrahi risk %3-7 iken, acil cerrahi tedavi uygulanan hastalarda ise %15-40'a kadar yükselmektedir.
Göğüs boşluğunda yer alan anevrizma semptomları; göğüs ağrısı, nefes darlığı, yutma güçlüğü ve ses kısıklığıdır. Karın bölgesinde yer alan abdominal aort anevrizmalarında ise her kalp atımında hissedilen kitle hissedilir ve bel bölgesinde ağrı oluşur.
Anevrizma gelişiminin engellemesinde en önemli faktörlerin başında aterosklerozun gelişiminin önlenmesi ve hipertansiyonun etkili tedavi edilmesi yeralmaktadır. Aterosklerozun önlenmesine yönelik beslenme kolestrol ve doymuş yağ asitlerinden fakir olmalıdır.
Ağır sportif aktivitelerden uzak durulur. Damar sertliği ve hipertansiyon gelişimini engelleyici beslenme alışkanlığı edinilir.Aort anevrizmaları rüptür riskinin yüksek olduğu çapa ulaşırsa veya kısa sürede beklenenden çok fazla çap artışı olursa cerrahi veya stent ile tedavi edilirler.
Aortik diseksiyonu: aortun iç tabakasının yırtılarak kanın orta katmana geçmesi ve yüksek basınçın etkisi ile damar duvarı içinde ikinci bir yol oluşturarak ilerlemesi sonucu ortaya çıkan çok ciddi bir tablodur.Aort diseksiyonunun en önemli semptomu göğüsten başlayan ve sırta doğru devam eden yırtılma tarzında çok şiddetli göğüs ağrısıdır. Ağrıyı takiben bayılma, nefes darlığı ve ileri huzursuzluk bulunur. Bu hastalarda kol veya bacak nabızları kaybolabilir, kollardaki basınç farkı çok yüksek olabilir. Nörolojik bozukluklar saptanabilir. Aort diseksiyonlarının 2 tipi bulunmaktadır. Tip A diseksiyon, çıkan aortadan başlar ve inen aortaya ilerleyerek bacaklara kadar uzanır. Tip B'de ise yalnızca inen aortadadır. Aort kapağının iki yaprakcıklı oluşu, bağ dokusu hastalıkları, hipertansiyon ve damar sertliği ve travmadır. TipA'nın tedavisi;, kalp yetmezliği, kalp krizi, inme, kanama ve ölümü engellemek için acil cerrahidir. Bu hastalarda her saat için %3 ölüm riski olup, cerrahi uygulanmadığı taktirde 1 hafta içerisinde hastaların %90'nı ölmektedir. Tip B'de ise ilaç tedavisi tercih edilir.
Abdominal aort anevrizmaları: aort damarının karın içerisinde yeralan bölümünün 3.5 cm üzerinde olmasıdır. Risk faktörleri arasında, ateroskleroz (Damar sertliği), ileri yaş, cinsiyet (erkeklerde 4 kat fazla görülür), sigara, hipertansiyon, diyabet yeralmaktadır. Hastalarda karın ve bel ağrısı şikayeti bulunmaktadır. Muaynelerinde karında pulsatil kitle saptanır. Abdominal aort çapı ultrason veya tomografide 5.5cm üzerinde ise girişimsel veya cerrahi tedavi uygulanmalıdır. 65 yaş üzerindeki Sigara içen erkek hastalar abdominal aort anevrizması açısından taramaya tabi tutulmalıdır.