Alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı

Alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı

Alkol ve uyuşturucu maddeler duygu algılamada ve davranışta yaptıkları değişiklikler nedeniyle oldukça sık kullanılmakta ve özellikle gençler arasında rağbet görmektedir. Eski çağlardan günümüze kadar alkol ve benzeri maddeler keyif verici, yatıştırıcı ve uyuşturucu olarak kullanılmaktadır. Zaman içerisinde bu keyif verici maddelerin çeşitliliğinde büyük değişiklikler olsa ve ilaç endüstrisinin gelişmesiyle doğal  maddelerin yerini sentetik ürünler alsa da bu maddelerin kullanım amaçları hemen hiç değişmemiş,kötüyü kullanımları devamlı sorun oluşturmuştur. Bireyin kendisini hedef almayan toplumsal yasaklar da bu maddelerin kullanımını engellemekte tek başına etkili olamamıştır.

Batı ülkeleri ve A.B.D de gençler üzerinde yapılmış geniş çaplı tarama çalışmalarında alkol ve madde kullanım oranının gerçekten korkunç boyutlarda olduğu ve bu maddelere başlama yaşının giderek düştüğü gözlenmiştir. Bir tarafta büyük yasakların  uygulandığı diğer taraftan uyuşturucu kullanımının belli mekanlarda serbest bırakıldığı farklı toplumlarda sonuç pek de değişmemiş her geçen gün bağımlı sayısında artış olmuştur. Gençlerin bu tuzağa düşmesini sağlayan bireysel ve toplumsal dinamikler ele alınmadıkça yani batağa düşmeden çocuklarımız korunmadıkça alkol ve uyuşturucularla mücadelede başarı elde etmek mümkün değildir...

Genç alkol ve uyuşturucuyu güç ve büyümenin göstergesi olarak gören topluluklara girdiğinde ‘ bir kadehten bir şey çıkmaz’ ya da ‘ bir de sen çek bak ne kadar rahatlayacaksın’ davetlerine uymamazlık edemeyebilir. Bir defa  denedikten sonra gençte geçici olarak oluşan  gevşeme, rahatlama ve sorunları unutma hali bir dahaki alımı pekiştirici etki yapar ve giderek bağımlılık oluşur.

Bu nedenle ailelerin  çocuklarının arkadaş çevresini yakından tanıması çocuğunun kiminle düşüp kalktığını ve nerelerde vakit geçirdiğini bilmesi gerekir. Tabii ki bu yapılırken hafiye tipi yaklaşımlardan kaçınılmalı çocuğa karşı dürüst ve açık davranmalıdır. Diğer yandan getirilen sınırlama ve yasakların ölçülü ve çocuğun yaşına uygun olması beklenir. Örneğin çocuğumun arkadaşlarını tanıyacağım diye bir annenin gencin bütün telefonlarını dinlemesi ya da onu devamlı göz hapsinde tutması hiçte uygun bir davranış değildir.

Bir süre kullanıldıktan sonra kötü kullanıma yol açan ve bağımlılık yapan maddeleri şöyle sıralayabiliriz.

•-ALKOL                       -ESRAR

•-MORFİN                     -EROİN

•-KOKAİN                     -AMFETAMİNLER

•-YATIŞTIRICI VE BUNALTI GİDERİCİ BAZI İLAÇLAR(dizepam, fenobarbital vb.)

•-UÇUCULAR (Koklama suretiyle kullanılan maddeler; tutkal, tiner, naftalin vb.

Her maddenin kendisine özel farklı etkileri olmakla birlikte uyuşturucu maddelerin ruhsal yapı üzerine esasen  kişiyi bu maddeleri kullanmaya sevk eden sadece kullanıldığı zaman ortaya çıkan ve bir müddet sonra kaybolan geçici etkilerini şöyle sıralaya biliriz:

•-Keyifli ve mutlu hissetme

•-Genel umursamazlık ve dert etmeme hali

•-Canlılık ve neşelilik

•-Sıkıntı giderme

•-Özgüvenin artışı

•Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı ile diğer ruhsal bozukluklar arasında sıkı bir ilişki vardır. Ruhsal  bozukluğu olan bir çok kişide bu maddelerin adeta bir çıkış noktası gibi görüldüğü dikkatimizi çeker. Bunaltı içindeki çökkün ya da kişilik bozukluğu olan bir genç çareyi uyuşturucu ve alkolde arayabilir. Özellikle anne ve babaların çocuklarına soğuk ve anlayıştan uzak yaklaşımları bu yönelmeyi daha da kolaylaştırır.

Çocuğunun sıkıntısını anlamayan ya da anlamazlıktan gelen ve psikiyatrik yardım istemekten adeta kaçan anne ve babaların bağımlılık oluştuktan sonraki çabaları genellikle başarısız kalır. Bu nedenle aile, çocuğunun ruh halinde değişiklik gözlemlediği ilk anda tıbbi yardım istemelidir. 

Alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığına zemin hazırlayan bazı çevresel ve kişisel faktörler vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

•Çocuk veya gencin içinde yaşadığı arkadaş grubunda alkol ve uyuşturucu maddelerin normal ve gayet sıradan bir şekilde kullanımı. Çocuğun grupla özdeşim çabasıyla bu maddeleri kullanmaya başlaması.

•Çocukların küçük yaşlardan itibaren büyüklerin dünyalarına girmeye başlamalarıyla bar ve gece kulüplerine gitmeye alışmaları.

•Alkol ve diğer bağımlılık yapan maddelerin özellikle grup halinde kişilerin sosyal çekilmesini ortadan kaldırması nedeniyle toplantıların hoş geçmesini sağlayacak bir eğlence aracı olarak kullanılması.

•Müzik, sinema, televizyon ve radyo ile alkolün özendirilmesi ve adeta gücün ve büyümenin sembolü olarak gösterilmesi. Sıkıntı, bunaltı giderici ve keyif verici olarak kullanılmasının özendirilmesi.

•Alkol ve uyuşturucu maddelerin ruhsal gerilimi geçici olarak azaltma etkileri nedeniyle özellikle sıkıntı hisseden, çökkün gençlerin sıkıntılarını giderme aracı olarak bu maddeleri kullanmaya başlamaları.

•-Yetersizlik, güvensizlik duygularını, çekingenliği ve utangaçlığı ortadan kaldırması sebebiyle gençlerin özgüvenlerini bir süre olsun arttırmak ve rahat davranmalarını sağlamak amacıyla bu tür maddelere yönelmeleri.

•-Davranış bozukluğu olan çocuk ve ergenler alkol ve madde bağımlılığına adaydırlar. Bu çocuklarda özellikle dürtü kontrolünde yetersizlik nedeniyle çok çabuk bağımlılık gelişebilir.

•-Alkol ve uyuşturucu madde bağımlısı anne ve babaların çocuklarında alkolizm ve madde bağımlılığı görülme riski oldukça yüksektir.

•Alkolün aile hayatındaki tahripleri, çocuğun sürekli aşağılanması ve dövülmesi ile oluşan gergin ve mutsuz bir ev ortamı çocuk yaşta ya da en geç ergenlik döneminde çocuğun alkol ve benzeri maddelerle tanışmasını sağlamaktadır.

•-Alkol ergenler için adeta çabucak erişkin rolüne girmeyi sağlayan bir faktör gibi algılanır.

•-Herhangi bir uyuşturucu madde yada alkol kullananlarda başka maddelere de bağımlılık sık görülmektedir. Yani genelde bir maddeden daha çok sayıda maddeye bağımlılık vardır.

•Alkol ve uyuşturucu madde kullanma yönünden risk taşıyan kişiler:

•1.Ailesinde alkol ve madde kullanma öyküsü olan çocuklar ve gençler,

•2.Alkol ve uyuşturucu maddelerin kullanıldığı ortamlara girip çıkan ve bir sebeple  bu ortamlarda bulunan çocuk ve gençler,

•3.Arkadaşlar arasında alkol ve uyuşturucu madde kullananların bulunduğu çocuk ve gençler,

•4.Davranış bozukluğu gösteren çocuk ve gençler,

•5.Bunaltı, depresyon, sosyal fobi bozukluğu gibi psikiyatrik sorunları olan çocuk ve gençler,

•6.Yetersizlik, güvensizlik ve çekingenlik hislerini yenmek için bu maddelere başlayanlar.

Alkol ve uyuşturucu maddeleri her kullanan o maddelere bağımlı demek değildir. Bağımlılığın günümüze kadar pek çok tarifi yapılmıştır. Tek bir tarif yerine genel anlamda bağımlılıkta görebileceğimiz özellikleri sıralamak yerinde olur sanırız. Bunlar ;

•-Uzun süreli kullanım

-Bırakma isteği ve arzusuna karşın bunu becerememe

-Kişinin toplumsal, mesleki ve ailevi yaşamında belirgin sorun oluşturma ( örneğin işe,okula geç kalma, çocuklarının ve eşinin bakımını sağlayamama ve insan ilişkilerinin bozulması )

-Alkol ya da maddeyi elde edebilmek için her türlü yola baş vurma (hırsızlık, gasp gibi )

-Kullanılan alkol ya da maddeye karşı vücutta tolerans gelişmesi ve giderek artan miktarlarda alkol ve madde kullanımı 

-Alkol ya da madde alınmadığında yoksunluk belirtilerinin oluşması

-Alkol ve uyuşturucu maddelerin bağımlılıkları farklı yollardan oluşmaktadır. Genel olarak bağımlılığı  psikolojik ve fiziksel bağımlılık olmak üzere iki bölümde inceleyebiliriz.

•FİZİKSEL BAĞIMLILIK

Kullanılan maddenin özellikle insan sinir sistemindeki dengeleri alt üst etmesi ve bedenin adeta bu yeni duruma adapte olması halidir. Dolayısıyla bu madde alınmadığı ya da bulunamadığı zaman bir çok bedensel ve psikolojik belirtinin bir arada görüldüğü sonu ölümle dahi bitebilen ağır tablolar oluşur. Bu tabloya yoksunluk durumu denir.

Fiziksel bağımlılık oluşturan maddelerin zaman geçtikçe giderek yükselen dozlarda alınması gerekir ki aynı duyguları yaşatabilsin. Yani bu maddelere karşı vücutta tolerans gelişir. Vücutta tolerans geliştiren maddelerin alınmasının aniden kesilmesi ise yoksunluk durumu diye adlandırılan oldukça ciddi bir tabloyu ortaya çıkarır .

•PSİKOLOJİK BAĞIMLILIK

Kişide kullanılan maddenin alınamamasından dolayı sadece psikolojik gerginlik hali vardır. Bu maddenin bırakılmasıyla genelde bedensel bir belirti görülmez. Ancak bazen kişi önü alınmaz bir istekle bu maddeyi tekrar kullanmaya başlayabilir.

•ALKOL   : Psikolojik bağımlılık +Fiziksel bağımlılık

•MORFİN / EROİN: Güçlü fiziksel + Psikolojik Bağımlılık

•ESRAR   :   Psikolojik + hafif derece fiziksel bağımlılık

•AMFETAMİN   :Psikolojik + hafif derece fiziksel bağımlılık

•YATIŞTIRICI VE BUNALTI GİDERİCİ BAZI İLAÇLAR   :   Güçlü fiziksel + Psikolojik bağımlılık

• UÇUCU MADDELER   :    Belirgin fiziksel bağımlılık yapmazlar. Psikolojik bağımlılık oluşturabilirler.

ALKOL :

Alkol, görece kolay temin edilebilmesi ve ucuz olması nedeniyle bağımlılık yapan maddeler arasında en sık kullanılanıdır. Buna bir de alkolün toplumda sıradan bir içecek halini alması ve genel kabul görmesi eklenirse sık kullanımın nedeni anlaşılır. Batılı toplumlarda alkol bağımlılığındaki artış  alkol kullanmanın hoş karşılanmadığı toplumlarda ise bağımlı sayısındaki azlık alkol bağımlılığının sosyal yönüne dikkat çekmektedir. Alkole başlama yaşı giderek düşmektedir.  
Alkolün kimyasal adı etil alkol ( etanol ) dür. Ağızdan alındıktan sonra çok kısa bir süre içinde (yaklaşık 15 dakika ) kana karışır ve başta beyin olmak üzere diğer organlar üzerinde etkisini göstermeye başlar. Karaciğerde parçalanır ve çoklukla bağırsak az olarak da  böbrek ve akciğer yoluyla vücuttan atılır. Beyine olan etkisi ile insan davranış ve duygularında değişiklikler oluşturur. Ancak bu değişikliklerin cinsi ve şiddeti alınan alkol miktarı ve kişinin toleransıyla yakından ilgilidir.

•Alkolün etkisiyle oluşan bir müddet devam eden değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz:

•-canlılık ve neşelilik hali

•-gevşeme

•-hareketlerde bozukluk (yürümenin bozulması ve dengesizlik gibi )

•-taşkın ve saldırgan davranışlar
-kendini denetleme yetisinin kaybı

•-algılamada bozukluklar (olmayan bir şeyi görme yada yanlış algılama gibi )

•-hafızada bozukluklar

•-muhakeme yetisinin kaybı

•-sıkıntı

•-çökkünlük

Alkolün insan vücudundaki etkileri alınan alkol miktarına bağlı kanda oluşan alkol seviyesiyle yakından ilgilidir. Örneğin, kanda %50-100 mg alkol bulunması hafif sarhoşluk hali oluştururken bu seviyenin % 400 mg üzerine çıkması koma, hatta ölümle bile sonuçlanabilir.
Alkol direk beyin hücrelerini etkileyerek yukarıdaki belirtileri oluşturur. Bir süre kullanıldıktan sonra beyin hücrelerinin adaptasyonu sonucu benzer etkilerin görülebilmesi için daha fazla miktarda alkol almak gerekir. Tıp dilinde tolerans adı verilen bu olayla giderek fazla miktarlarda alkol alma isteğinin nedeni izah edilebilmektedir.

Uzun süre alkol kullandıktan sonra alkolün bırakılması ile yoksunluk belirtileri denen ve kişiyi tekrar alkol almaya zorlayan bir takım bedensel ve ruhsal belirtiler kümesi oluşur. Ellerde titreme, çarpıntı, konuşmanın bozulması, kaslarda kasılmalar, terleme, tansiyonun yükselmesi, bulantı, kusma ağır bunaltı hali ve uyku düzensizlikleri gibi pek çok belirtinin gözlendiği bu durum aslında bağımlılık oluştuğunun bir göstergesidir.

Diğer taraftan yine uzun süre alkol alımı sonrasında alkolün aniden kesilmesiyle oldukça da ciddi ve ağır bir yoksunluk olan deliryum tablosu ortaya çıkabilir. Yoğun bir tedavi gerektiren deliryum halinde ölüm riski dahi vardır. Süreğen alkol kullanımı insan vücudundaki tüm sistemleri olumsuz yönde etkiler ve çoğu geri dönüşümsüz tahribatlara (korsakof psikozu) neden olur. 
Bunlar tablo 1 de gösterilmiştir.

Uzun süre alkol kullanmaya bağlı insanda oluşan belirti ve hastalıklar:

•Mide-Bağırsak Sistemi;Bulantı ve kusma, karaciğer büyümesi (karaciğerde yağlanma), siroz, pankreas hastalıkları, gastrit, ülser, yemek borusu hastalıkları, ishal.

•Kalp-Damar Sistemi; Kalp büyümesi, kalp büyümesi.

•Vitamin ve element eksikliğine bağlı belirtiler; Diş eti kanamaları, kansızlık.Ayakta durma ve yürüme güçlüğü, ağız-boğaz, meme ve karaciğer kanseri oluşma riski

•Cinsel iktidarsızlık

•Nöro-psikiyatrik belirtiler; His kusurları, hafıza bozukluğu, halüsinasyonlar (Bir uyaran olmadığı halde algılama,örneğin olmayan bir nesneyi görme), bunama, görme bozuklukları, epilepsi nöbetleri.

Annenin gebelikte alkol kullanımı bebekte zeka ve gelişme geriliğinden bazı organlarda doğumsal anormalliklere kadar varan oldukça ciddi sorunlar oluşturabilir.
Alkol kullanımının yol açtığı sosyal sorunlar da önemlidir. Çünkü alkol toplumsal hayatı bir çok yönüyle tehdit etmekte ve huzursuzlukların başlıca nedeni olmaktadır. Alkol kullanımı bireyin iş, ev ve sosyal hayatında telafisi mümkün olmayan yaralar açabilir. İflas,  mesleğini sürdürememe ve boşanmaya kadar varan bu gidişe dur demek güçtür.

Sürekli huzursuzluğun hakim olduğu bu ailelerde yetişen dayağa, baskıya kalmış ve ihmal edilmiş çocuklarda alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı dahil bir çok  ruhsal sorunlara yol açar. Alkol, her türlü saldırgan davranışları arttırması ve kendini kontrol edebilme yetisini baskılaması nedeniyle insanı suç işlemeye hazır hale getirir. Başta ölümle sonuçlanan trafik kazaları olmak üzere her türlü kazaya da neden olabilir.

ESRAR

Esrar Hint keneviri bitkisinden elde edilen ve ağız yoluyla ya da sigaraya sarılarak kullanılan toz halinde bir maddedir. Bağımlılık yapıcı maddeler arasında oldukça sık kullanılanlardandır. A.B.D de lise çağındaki gençlerde esrar kullanma oranı %3-10 gibi oldukça yüksek düzeylerdedir. Etkisi kısa süre içinde görülmeye başlar.

Esrar kullanıldığında geçici olarak oluşan belirtiler şunlardır;

•Esrar kullanıldığında geçici olarak oluşan belirtiler şunlardır;

•Neşelilik hali, zaman algısında bozulma, konsantrasyonun azalması, bellek bozukluğu, halüsinasyon, kalp atışlarında artma.

Sürekli esrar kullananlarda tolerans gelişir ve aynı etkiyi elde edebilmek için daha fazla miktarlarda esrar alınır. Yine uzun süre kullanımdan sonra esrarın aniden bırakılmasıyla yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Özellikle gençlerde süreğen esrar kullanımına bağlı uykululuk hali pasiflik,zevk alamama, çökkünlük, eskiye kıyasla istek ve arzularda azalma gibi duygulanım problemleri oluşur.

Ayrıca daha ağır ruh hastalıklarında görülen paranoya ve halüsinasyon gibi belirtilerle seyreden tablolara da rastlanabilir. Esrarın cinsel gücü arttırdığı yönündeki iddialar ise geçerli bulunmamıştır.

MORFİN VE EROİN

Morfin ve eroin opium grubu içinde yer alan uyuşturucu maddelerdendir. Morfin doğal,eroin ise yarı sentetiktir. Tıpta morfin nadiren güçlü ağrı kesici etkisinden yararlanmak için kullanılır. Eroinin ise böyle bir kullanım alanı yoktur. Bu maddelerden özellikle eroinin güçlü bağımlılık yapma etkisi vardır. Ayrıca bağımlılık kısa bir süre sonra oluşabilir. Birkaç kullanımdan sonra dahi kişi bu maddeleri almadan yapamaz hale gelir. Eroin genellikle damar içine zerk edilerek kullanılır. Böyle alındığında etkisi hemen başlar.

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Sıtkı KARACA

Uzm. Dr. Sıtkı KARACA, Balıkesir'de doğmuştur. Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı lisans eğitimini başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamladıktan sonra Psikiyatri Uzmanı olmuştur.

“DİKKATİ DAĞINIK, HAŞARI ÇOCUKLAR”, “HERKES İÇİN 7 SAYFADA RUHSAL HASTALIKLAR” ve “MASALLAR, HİKAYELER VE FIKRALARLA TERAPİ” adlı Psikiyatri alanında yazdığı bazı kitapları bulunmaktadır.

Uzm. Dr. Sıtkı KARACA, Eskişehir Odunpazarı'nda bulunan kendi Özel Muayenehanesi'nde danışanlarına hizmet vermektedir.

 

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Alkol
Uzm. Dr. Sıtkı KARACA
Uzm. Dr. Sıtkı KARACA
Eskişehir - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube