Aile planlaması ( doğum kontrolü)

Aile planlaması ( doğum kontrolü)

Çeşitli doğum kontrol yöntemleri vardır. Doğum kontrolü "Aile Planlaması" anlamını da taşır. Çiftlerin istedikleri zamanda istedikleri sayıda çocuk sahibi olabilmeleri için kullanılır. Aynı zamanda istenilmeyen olumsuzlukları da giderir. Örn. kadınlardaki kansızlık; gebelik ve doğuma bağlı ölüm riski; kadınlarda iltihabi pelvik hastalıklar ve buna bağlı kısırlık; erken yaş gebelikleri ve buna bağlı risk; sağlıksız zayıf bebek doğurma riski; bebek ölümleri azalır. Ayrıca; eğitim ve bunun beraberinde çiftlerde mutlu ve güvenli ilişki artar.

Doğum kontrol yöntemleri; kişilerin yaşına, daha önce doğum yapıp yapmadığına, adet düzenine, cinsel yaşantılara göre seçilerek çiftler tarafından karar verilmelidir. Bilinçsiz doğum kontrollerinin olumsuz tarafları olduğu gibi başarısız sonuçları da olabilir.

Değişik doğum kontrollerinden kısaca şu şekilde bahsedilebilir:

Doğal Yöntemler

Takvim Yöntemi : Amerikan Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü'nün araştırmalarına göre, kadınların adet sikluslarının 10-17 gün arasında gebe kalma riskinin çok yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. 25-35 yaş arasındaki kadınlar için geçerli olan bu araştırma, ergenlik ve menapozdaki kadınlarda adetten bir gün öncesinde bile gebe kalma riski oldugu görülmüştür. Buna rağmen; adeti düzenli olsa da takvim yöntemi gebelikten korunmak için riskli bir yöntem olup etkisizdir.

Emzirme : Süt salgılanması yani laktasyon, belirlenemeyen bir süre ile yumurtalık fonksiyonlarını durdurur. Emzirmenin sıklığı ve kalitesi yumurtlamanın süresini etkiler. Doğum yapmadığı halde göğüslerinden süt gelen kadınların bazılarında da yumurtlama olmamakta ve hatta adet görmemektedirler. Bazen süt veren kadınlar 2 yıla kadar adet görmeyip, yumurtlama yapmamalarına rağmen genelde doğumdan sonraki 1-2 ay içinde yumurtlama başlar ve gebelik riski artar. Ek gıdalara başlandığı zaman emzirme sıklığı azalacağından gebelik riski hemen başlar. Emzirmeyen kadınlar ise hemen gebe kalabilirler. Bu dönemde doğum kontrol yöntemlerine başlamak gerekir. Ancak; doğum kontrol hapları sütün kalitesini ve miktarını olumsuz yönde etkileyeceğinden bunlardan uzak durulmalı ve diğer yöntemlere başvurulmalıdır.

Geri Çekme : En yaygın kullanılan bir yöntemdir. Ancak; çoğu zaman başarısızdır. Kesinlikle çocuk istenmeyen durumlarda bu yönteme başvurmak son derece risklidir.

Doğum Kontrol Hapları

Güvenliği yüksek olan bir yöntemdir. Kullanılacak hapın çeşidi kişi ile jinekoloğu arasında verilecek bir karardır. Düzenli kullanıldığında %97.96 başarılıdır. Pratik koruyuculuk oranı %97 dir. Riski %01 den azdır. Bu oranlara bakıldığında tercih edilecek güvenli bir yöntem olduğu ortaya çıkar. Çocuk yapmaya karar verene kadar ara vermeden kullanılabilecek bir yöntemdir. Ancak; hap yutmayı sevmeyenler ve dalgın olup bu ilacı almayı unutanlar için pek uygun bir yöntem değildir. Hap alması unutulduğu zamanlarda telafisi olmakla beraber, korunmak gerekebilir. Detaylar jinekolog ile görüşülmelidir.

Doğum kontrol hapları şu durumlarda kesinlikle kullanılmamalıdır :
 

Bilinen ya da şüphe edilen gebelik olduğunda;

Damar iltihabi olan trambofilebit görüldüğünde ya da daha önce bu tür hastalık geçirmiş kişilerde;

Tramboembolik bozukluk ya da serebrovasküler hastalık varlığı ya da daha önceden geçirilmiş olma riski taşıdığında;

Koroner arter hastalığı ya da iskemik kalp hastalığı öyküsü olduğunda;

Belirgin karaciğer bozukluğu (hepatit problemi olanlar da bu gruba dahildir.) olduğunda;

Bilinen ya da şüphe edilen meme kanseri;

Tanısı konmamış anormal kanamalar;

35 yaş üzeri sigara içenler;

Aşağıdaki durumlarda ise, klinik değerlendirme sonrasında hastanın onayı ile dikkatli şekilde kullanılmalıdır :

Migren;

Yüksek tansiyon;

Miyomlar;

Gebeliğe bağlı şeker hastalığı;

Şeker hastalığı;

Epilepsi (Sara);

Gebelikte görülen tıkanma sarılığı;

Orak hücreli anemi;

Safra kesesi hastalığı ya da sarılık ile birlikte seyreden hastalıklar;

Kan lipide değerlerinin yüksekliği;

Büyük cerrahi girişim geçirecek olanlarda veya ameliyat sonrası damar tıkanıklığı geçirme riski olanlarda her türlü doğum kontrol hapı kullanılmamalıdır. Genelde, doğum kontrol hapları kanın pıhtılaşma mekanizmasını etkilediğinden ameliyattan 4 hafta önce bırakılması uygun olur.

Emzirmeyen ya da düzensiz emziren anneler doğumdan sonra 6. haftadan itibaren düşük doz hap kullanabilirler. Haplar sütün miktarını ve kalitesini düşürdüğünden emziren annelerde 3. aydan önce kullanılması tavsiye edilmez.

Aşağıdaki durumlarda doğum kontrol hapları kesilmelidir :

Uzun süren başağrısı;

Başağrısı ile birlikte görülen bas dönmesi, bulantı, kusma;

Bulanık görme;

Ani görme kayıpları, geçici körlük;

Tek taraflı ve kesilmeyen başağrısı;

Tedaviye yanıt vermeyen başağrisi;

Bacaklarda kızarıklık ve ağrı;

İnme ya da felç;

Şiddetli karın ağrısı;

Şiddetli göğüs ağrısı ve nefes almada güçlük;

Kan basıncında yükseklik;

Burada konu edilmeyen diğer durumlar jinekolog ile görüşülmelidir.

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Meltem Serter Yünten

Op.Dr. Meltem SERTER YÜNTEN, 1968 yılında Aydın'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1991 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise İzmir Atatürk Eğitim Hastanesi'nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi’nde yapmış ve 1996 yılında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur.

Uzmanlık eğitimi sonrasında, Denizli Tüp Bebek Merkezi'nde, 1997 - 2006 yılları arası kamu görevi ile birlikte muayenehane hekimliğini birlikte gerçekleştirdi. 2006 yılından itibaren sadece muayenehane hekimi olarak görev yapmaktadır. Bu süreç içinde pek çok yurtiçi ve yurtdışı seminer ve kongrelere katılarak mesleki olarak kendini geliştirmeye devam etmektedir.

Etiketler
Doğum kontrolü
Op. Dr. Meltem Serter Yünten
Op. Dr. Meltem Serter Yünten
İzmir - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube