Yüz gençleştirme ve günümüzdeki dengeler

Yüz gençleştirme ve günümüzdeki dengeler

Kimse yaşlanmak istemez. Bu çok güzel ve doğal bir dürtü. Bayanlarda erkeklerden çok daha kuvvetli.  Çok sayıda ve her yaşta birey daha genç olmak veya gençliğini korumak peşinde. Bu  güzel arayış doğru adımlarla pekiştirilirse sorun yok.

Nedir bu doğru adımlar ?

1-Öncelikle elimizdekinin kıymetini bilmek, yani vücudumuza iyi bakmak. Sağlıklı yaşamak, sağlıklı besinler tüketmek. Ek vitaminlere, kimyasallara normal bir insanın ihtiyacı yok.

2-Sigaranın cildi yaşlandıranını tüketmemek ! Bence ölüm, kanser hepsi cilt yaşlandırmasından daha geride kalıyor. Sigara herkesin cildini yaşlandırıyor çünkü. Yani zarar oranı % 100. Kırkına geldiğinizde yüzü kırışık, dudak çevresi kırışık, kalın sesli bir bayan olmak kim ister ?

3-Aşırı güneşten korunmak. Güneşin D vitamini sentezi gibi çok önemli faydaları olduğu doğru, ancak aşırı güneş özellikle öğlen güneşi cildi yaşlandırıyor. Dahası cilt tümörü gelişme olasılığını arttırıyor.

4-Dengeli ve bilinçli kozmetik ürün tüketimi önemli. Çok para vererek maalesef kozmetiklerle gençleşme şansımız yok. Başka bir deyişle kozmetiklerin sınırlı etkileri var. Nedir kozmetik ürünlerin etkileri ? Cildimizi yağlamak, nemlendirmek, zararlı güneş ışınlarından kısmen korumak olabilir. Cilt lekelerine, pigment bozukluklarına olumlu etki olabilir.

Peki hangi etki sağlanamaz ? Mevcut sarkıklıklar, kırışıklıklar giderilemez. Cildin incelmiş, yaşlanmış yapısı geri dönüştürülemez. Yaşlı bir yüz genç bir yüz haline dönüştürülemez.

Nasıl kozmetik ürün seçmeliyiz ? Bu konuda uzman kişilerin görüşlerine başvurarak güvenilir firmaların ürünlerini kullanabiliriz. En pahalı olan en yararlı olacak diye bir yanılgıya kapılmamalıyız.

Cildimizdeki yaşlılık bulgularını geriletmek istiyoruz, ne yapalım ?

Cildimiz hem ilerleyen yaşımız, hemde çevre koşullarının etkisiyle çeşitli değişikliklere uğramaktadır. Elastikiyetini kaybeden cilt mimik kaslarının hareketine kırışıklıkla cevap verir. Bir süre sonra kırışıklıklar kalıcı hale gelir ve mimik yapılmasa bile görünür durumdadır. Yer çekimi etkisiyle yüz dokuları aşağıya doğru sarkma göstererek göz altı, yanak ve ağız çevrelerinde değişimler oluşur. Kaşlar düşerek gözlere yaklaşır.

Yüz gençleştirmede kullanılabilecek ameliyatsız uygulamalar nelerdir ?

Botulinum toksini en basit ve etkili uygulamalardandır. Bakteriden elde edilen bu toksin kasları felce uğratır. Bu felç yapıcı etkisi mimik kasları tarafından ortaya çıkarılan kırışıklıkları önlemede kullanılır. Ben kişisel olarak 16 yıldır kullanıyorum. Hiç bir allerjik yan etkiye rastlamadım. Etki azlığı veya çokluğu gibi yan etkiler sıktır. Çok basit zannedilen bir uygulama olmasına rağmen iyi sonuç almak için tecrübe ve hasta kooperasyonu gerektirir. Dezavantajı kısa süreli etki olmasıdır. Üç ay net etki sağlar. Botulinum toksini terlemede de fayda sağlamaktadır.

Dolgu maddeleri, güvenilir olanlar seçilmek kaydıyla kullanılabilir. Hyalüronik asit en sık kullandığım dolgu maddesidir. Yüzdeki ufak deformiteler için 1-2 cc, daha ileri durumlarda 3-5 cc uygulanabilir. Daha da fazla dolguya ihtiyaç duyulursa kişinin kendi yağ dokusunun kullanılması uygun olacaktır. Kendi yağ dokusunu kullanarak 20-30 cc dolgu yapılabilir. Üstelik kendi yağını uyguladığınızda hastanıza kalıcı olma potansiyeli olmaktadır.

Dikişle asma, radyofrekans ve benzeri ameliyatsız uygulamalar faydalı mıdır?

Uygulayıcıya çok faydalı olduğu kesindir, tabi vicdanı el veriyorsa. Onun dışında kalıcı fayda sağlanamaz. Adı her ne olursa olsun askı, ip ve çekme yöntemleri bir süre sonra etkisini kaybetmeye mahkumdur. Ameliyat olmak pek de hoş bir seçenek değil, doğru ama tek etkili çözüm. Ameliyat istemeyen bir hasta dolgu ve botoksla devam etmelidir. Diğer yöntemlerin tuzağına düşmemek gerekir. Her geçen gün yeni bir isim altında eski yöntemler hastalara pazarlanmaktadır. Teknolojik cihazlardan Lazerin de sihirli bir değnek olmadığını hatırlatmak isterim. Dikkatle ve seçilmiş durumlarda kullanılmalıdır.

Yüz gençleştirme ve yüz germe yöntemlerini kimlere öneririm ?

Günümüzde uygun koşullarda ve ehil ellerde ameliyatların ve anestezinin ciddi yan etkilerinin son derece azaldığını vurgulamak gerekir diye düşünüyorum. Teknolojik gelişmeler tıbba da tüm yönleriyle yansımış durumdadır. Hastanın kalp ritmi, kan basıncı, kandaki oksijen miktarı ve daha pek çok kriter anında görüntülenebilmektedir. Başka bir hastalığı olmayan sağlıklı bireylerde riskler çok düşüktür. Örneğin 300-500 km seyahat etmek daha riskli olabilir. Peki hiç seyahat etmeden yaşamak mümkün müdür ? Cerrahi girişimlerle kalıcı ve önemli değişiklikler yaratılabilir.

Dört gruba ayırabiliriz gençleşme taleplerini

1-Ben bu halimle mutluyum, yaşlılık doğal diyenler : Süper, ne mutlu size !

2-Ben kendimde değişiklik istiyorum ama ameliyattan korkuyorum : Çözüm dolgu ve botulinum toksini

3-Ben kendimde değişiklik istiyorum, kalıcı ve ciddi, ameliyattan korkmuyorum : Çözüm cerrahi gençleştirme işlemleri

4-TUZAĞA DÜŞENLER : Ameliyat korkusuyla teknolojiye sarılanlar. Askı ve benzeri tuhaf yöntemlerden medet umanlar. KURTARMAMIZ, BİLİNÇLENDİRMEMİZ LAZIM !

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Aycan Kayıkçıoğlu

Prof. Dr. Aycan Kayıkçıoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni 1989 yılında bitirerek tıp doktoru ünvanı almıştır. 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi bölümünden mezun olarak uzmanlığını almıştır. Prof. Dr. Aycan Kayıkçıoğlu Çankaya'da yer alan muayenehanesinde hastalarını kabul etmektedir.

Etiketler
Estetik cerrahi
Prof. Dr. Aycan Kayıkçıoğlu
Prof. Dr. Aycan Kayıkçıoğlu
Ankara - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube