Yaşamın ilk yılları neden önemlidir?

Yaşamın ilk yılları neden önemlidir?

İnsan yavrusu diğer canlı türlerine kıyasla bakım verenine daha muhtaç bir halde dünyaya gelir. İnsan bebeklerin yürüyebilmeleri ortalama 1 seneyi, temel öz bakım ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri ise ortalama 3-4 seneyi bulur. Bu sebepledir ki insan yavrusu diğer canlılara kıyasla annesine daha fazla muhtaçtır. Yeni doğmuş bir bebek için yaşam kaynağı annesinin memesindedir. Bir yetişkin tarafından bakım alamayan bebek ölmeye mahkumdur.

Fiziksel ihtiyaçlarının yanı sıra ruhsal olarakta bebek bir yetişkine mecburdur. Tek başına bir bebekten söz etmek olanaksızdır. Bebek kendisine bakım veren kişiyle birlikte ele alınır. (Temel bakımı sağlayan kişi çoğu zaman anne olsa da başka bir yetişkin de bu görevi üstlenebilir.)

Hayatın ilk yılı bebekler için yaşama tutunma mücadelesinin en yoğun olduğu yıldır. Yeterince bakım alamayan, ihtiyaçları anında karşılanmayan bebek yoğun bir yaşamsal kaygı duyar.

Yaşamın ilk yılında bebekler kendilerine bakım veren yetişkinle (genel olarak anneyle) güçlü duygusal bağlar kurarlar. Psikoloji bilimi bu duruma bağlanma ismini verir. Bebekle yetişkin arasındaki ilişkinin niteliğine göre çeşitli bağlanma stilleri keşfedilmiştir.

Bağlanma insan ruhsallığını değerlendirirken göz önünde tuttuğumuz önemli bir kavramdır. Bu kadar önemli olmasının sebebi bebeğin bağlanma stilinin yetişkinlik hayatına kadar bir çok şeyi etkileyecek olmasıdır.

Öncelikle bağlanma stillerinden bahsedip ardından yetişkin hayata nasıl yansıdığına değineceğim.

Güvenli Bağlanma: annesine güvenli bağlanan bebekler annelerinin yokluklarında sıkıntı tepkileri gösterirler (huzursuzluk, ağlama gibi). Ancak annelerine kavuştuklarında sakinleşebilirler. Yeni bir ortamı keşfederken hem annenin kendisini gözlemlediğinden emin olmak ister hem de ortamdaki nesnelere odaklanabilir. Bebeğin ihtiyaçlarını karşılayan, bebeğiyle duygusal paylaşımda bulunan, tutarlı davranışlar sergileyen anneler bebekleriyle güvenli bağlanma ilişkisi kurabilirler.

Kaçınmacı Bağlanma: Bu gruptaki bebekler yeni ortamı keşfetme faaliyetlerinde bulunurlar,  oyuncaklarla oynarlar. Annenin yokluğuna karşı kayıtsız davranırlar, huzursuzluk göstermezler. Anneyle kavuştuklarında da sevinç tepkileri göstermezler. Bebekleriyle duygusal paylaşım yapmayan, bebeğin ihtiyaçlarına kayıtsız kalan annelerin bebekleri kaçınmacı bağlanma stiline sahip olabilirler.

Kaygılı/ Kararsız Bağlanma: bu gruptaki bebekler annelerinin yokluklarına çok fazla tepki verirler (öfke patlaması, ağlama, vurma gibi). Annelerinin yokluğunda yeni bir ortamı keşfedemezler. Anneyle kavuştuklarında da sakinleşemezler. Anneye vurarak, ağlayarak tepki verebilirler. Bu bebeklerin anneleri de bebeğin bakımında tutarsız davranan, bebeğin ihtiyaçlarına güvenli gruba göre daha az hassasiyet gösteren annelerdir.

Yukarıda saydığım stillerden kaygılı ve kaçınmacı diye adlandırılan grup güvensiz bağlanma başlığında ele alınabilir.

Yaşamın ilk yılında anneyle güvenli bağlanma ilişkisi kuran bebekler, yapılan araştırmalara göre (Hazan ve Shaver, 1987) yetişkinlikte romantik ilişkiler kurarken daha rahat olan bireyler olurlar. Güvenli bağlanan bir yetişkin yakın ilişkilerinde kendini ve duygularını açmaktan rahatsız olmaz, kolay bir şekilde yakınlık kurabilir, aşk ilişkilerinde mantıklı beklentiler içinde olur. Güvenli bağlanan bebekler hayata karşı güven duygusu geliştirirler. Bağlanma stili aynı zamanda kendimizle ilgili görüşlerimizi de etkiler. Güvenli bağlanan kişiler kendine karşı olumlu hisler besler ve aynı zamanda hayatındaki kişilere karşı da güvenli ve olumlu hisler besler.

Güvensiz bağlanan bireyler ise yetişkinlikte yakın ilişkiler kurmakta zorlanır. Kendinin değersiz olduğuna veya diğerlerinin değersiz olduğuna dair olumsuz inançlar geliştirerek yakın ilişkiler kurmakta zorluk çekebilir. Aşk ilişkilerinde mantıklı olmayan beklentiler içerisine girebilir (çok fazla yakın olma isteği gibi bunaltıcı talepler veya yakınlıktan sıkılma gibi kaçınmacı davranışlar).

Yaşamın ilk yılında anneyle kurulan ilişki diğer tüm ilişkiler için bir temsil niteliğindedir. Bebeklerin yetişkin yaşamlarında nasıl ilişkiler kuracağı, kendine ve diğerlerine nasıl bir bakış açısıyla yaklaşacağı konusunda bağlanma stili çok önemli bir faktördür. Yakın ilişkiler kurmakta zorluk çekmeyen, kendine-diğerlerine-dünyaya karşı güvenli ve olumlu bir tutum içinde olan bebekler yetiştirebilmek için yaşamın ilk bir yılının çok önemli olduğu akılda tutulmalıdır.

Psikolog E. Elanur GÜRBÜZ

 

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. E. Elanur Gürbüz

Etiketler
İlişkiler
Psk. E. Elanur Gürbüz
Psk. E. Elanur Gürbüz
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube