Uykuda yürüme yani uyurgezerlik derin NREM uykusu sırasında ortaya çıkar. Çocukluk döneminde görülebilir ancak sıklığının artması durumunda ‘’parasomni’’ denilen uyku hastalıkları içinde yer alır ve tedavi edilmesi gerekir.
Uyurgezerlik atakları sıklıkla yürüme öncesinde yatakta oturma ve şaşkın halde çevreye bakmakla başlar; atak başlangıcı, koşma, yataktan fırlama ve yürüme şeklinde olabilir. Tehlike varlığı hissi ya da korkutucu rüyalara bağlı kaçma çabası görülebilir. Ayrıca huzursuz, saldırgan ya da şiddet içerikli davranışlar görülebilir. Yürüme aniden sonlanabilir (hatta bazen uygun olmayan yerlerde) ya da kişi yatağına geri dönebilir, yatabilir ve herhangi bir uyanıklık belirtisi olmaksızın uyumaya devam edebilir. Uykuda konuşma ve çığlık atma bu olaylara eşlik edebilir. Atak sırasında gözler sıklıkla açıktır. Uyurgezerlik atakları bazen gündüz şekerlemeleri sırasında da görülebilir.
Atak sırasında kişiyi uyandırmak güçtür, ancak uyandığında sıklıkla yarı uyur vaziyettedir. Erişkinler atakları kesik olarak ya da büyük oranda hatırlayabiliyor olsalar da, genel olarak, ataklar ertesi gün hatırlanmaz. Erişkinlerde, uyurgezerlik atağı sırasında bazen rüyayı yaşama davranışlarının varlığı bildirilmiştir. Erişkinlerde ayrıca canlı rüyaların eşlik ettiği uyurgezerlik varlığı da bildirilmiştir.
Uyurgezerlik sıklıkla gecenin ilk yarısı ya da ilk üçte birlik bölümünde gerçekleşir. Bu sırada kişiyi uyandırmaya çalışmak, atağın uzamasına neden olur. Yumuşak bir ses tonuyla yatağına gitmesi telkin edilmelidir.
Uyurgezerlik, zamanlama açısında uygun olmayan rutin davranışlardan oluşmaktadır. Daha sık olarak çöp kutusuna çiş yapma, eşyaların etrafında rastgele hareket etme, camdan dışarı çıkma gibi uygun olmayan davranışlar da gösterir. Uyurgezerlikte şiddet içerikli davranış, özellikle erkek, erişkinlerde sıktır; özellikle erkek uyurgezerler atak sırasında uyandırılmaya çalışılırsa şiddet içerikli davranışlar gösterebilirler. Uyurgezerlik atağı sırasında araba kullanımı (uzun mesafelerde bile), istemsiz cinayet ve sahte-intihar görülebilir. Uygunsuz teşhir ya da diğer yasak cinsel aktiviteler ve anormal uykuya bağlı cinsel davranışların yanı sıra uyurgezerlik sırasında yemek yemelerin de olduğu olgular bildirilmiştir.
Uyurgezerliği olan çocuklar, sessizce ışığa ya da ebeveyn odasına veya bazen de açık bir tehlike oluşacak şekilde cama, kapıya ya da ev dışına doğru yürüyebilirler. Uyurgezerliğin daha ağır formları çoğunlukla büyük yaş grubundaki çocuklarda görülür. Çocuklarda, uyurgezerlik, uykuda konuşma ve gece terörü ile sıklıkla bir arada görülür.
Uyurgezerlik sıklığı çocuklukta cinsiyetler arası farklılık göstermez. Erişkinlerde yaralanma ve şiddet içerikli davranış ile bir arada olan uyurgezerlik belirgin olarak erkeklerde daha sıktır.
Genetik faktörlerin, uyurgezerliğin varlığı üzerine güçlü bir etkisi vardır. Çocuklukta görülen uyurgezerliğin sıklıkla beklenen ve normal bir uyku fenomeni olduğu düşünülebilir. Bununla birlikte ergen dönem sonrası devam eden ya da erişkin dönemde başlangıç gösteren uyurgezerlik sıklıkla sorun oluşturabilir ve tedavi gerektirebilir. Uyurgezerlik için en güçlü tetikleyici faktör uyku yoksunluğu olmakla birlikte birçok tetikleyici faktör tespit edilmiştir. Guatr hastalıkları, migren, kafa travması, beyin iltihabı, inme ve diğer durumlar uyurgezerlik için tetikleyici faktörlerdendir. Uyku apne sendromunun ve diğer uykuyla ilişkili solunum hastalıklarının hem çocuklarda hem erişkinlerde uyurgezerlik için tetikleyici faktör olduğu giderek artan bir şekilde vurgulanmaktadır. Diğer uyku hastalıklarının varlığı da uyurgezerliği arttırabilir. Ayrıca seyahat, yabancı ortamlarda uyuma, çocuklarda ateş varlığı, erişkinlerde fiziksel ya da duygusal stres varlığı ve adet öncesi dönem uyurgezerliği artırabilecek faktörlerdir. Dolu idrar torbası gibi bir iç uyaran ya da gürültü-ışık gibi dış uyaran da atakları tetikleyebilir. Alkol alımı ve bağımlılığı da diğer risk faktörleridir.
Çocukluk çağı uyurgezerlik ve psikiyatrik hastalıklar arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Erişkin dönemdeki uyurgezerlikte, hastaların büyük bir kısmı devam eden ya da geçmişte depresyon ve sıkıntı hastalığı öyküsü tanımlamakla birlikte psikiyatrik hastalıklar ve uyurgezerlik arasında sıkı bir ilişki gözlenmemiştir.
Güçlü aile öyküsünün varlığı genetik özellik gösterdiğine işaret etmektedir.
Uyurgezerlik çocuğun yürümeye başlaması gibi erken bir dönemde ya da 50 yaş üzeri gibi geç bir dönemde, yani yaşamın herhangi bir döneminde, başlayabilir. Çocukluk çağı uyurgezerliği, sıklıkla ergenlik döneminde kendiliğinden kaybolur; ancak ergenlik sonrası dönemde de devam edebilir. Ataklar, ardışık gecelerde ya da aynı gecede tekrarlayıcı bir şekilde ve kendiliğinden ortaya çıkabilir. Olası sonuçları, kendisi, yatak arkadaşı ya da aynı ortamı paylaştığı diğer kişileri yaralama riskinin varlığıdır.
Uykuda ortaya çıkan sara hastalıklarında da uykuda yürüme şeklinde hareketler olabileceğinden, uyurgezerlik yakınması olan kişilerde gece uyku tetkikinin yapılıp, bu durumun bir uyku hastalığı mı yoksa gece uykuda ortaya çıkan bir sara türü mü olduğu ayırdedilmelidir. Uyku tetkiki sırasında, uyurgezerlik atağının olması gerekmez; zira uyku sırasındaki beyin aktivite özelliklerine göre ayırım net olarak yapılabilir.