Uyku

Uyku

Uyku, sanıldığının aksine, dış dünyayla ilişkilerin sınırlandığı bir dönem değildir. Uyku dört basamaktan meydana gelir.

Birinci basamak uyku ile uyanıklık arası dönemdir.

İkinci basamak hafif uykudur. Delta basamağı denilen basamak derin uykudur. Beden dinlenmesi bu dönemde gerçekleşir ve beden sağlığıyla yakından ilgilidir. REM basamağı (Rapid Eye Movement) “hızlı göz hareketleri” anlamına gelir ve genellikle rüyaların görüldüğü bir dönemdir. Ruhsal dinlenme bu dönemde gerçekleşir ve ruh sağlığıyla yakından ilgilidir. Okul öncesi çocuklarda uykuya dalmada güçlük ve sık uykudan uyanma en çok görülen durumdur. Bazı araştırmalara göre küçük çocukların % 25’inde uyku bozukluğu görülmektedir. Bu durumu ortaya çıkaran nedeni bulmak için kapsamlı bir araştırma yapmak gerekebilir. Çocuğun maruz kalabileceği fizyolojik rahatsızlıkların yanı sıra, korku, anksiyete gibi psikolojik nedenler ya da dış çevre koşulları, uyku düzeninin bozulmasına sebebiyet verebilir.

Çocuklarda uyku bozukluklarına yol açabilecek belli başlı nedenler şöyle sıralanabilir:
• Ailenin günlük düzeni
• Ailenin kültürel yapısı
• Ailenin demografik yapısı ( evde yaşayan kişiler, yaş ve cinsiyetleri)
• Evdeki oda dağılımı (Çocuğun uyuduğu ortam)
• Evdeki gürültü seviyesi (Dış ve iç etkenler)
• Ebeveyn çocuk bağlanması
• Çocuğun mizacı
• Çocuğun sıcak-soğuk gibi fiziksel şartlara verdiği tepki
• Çocuğun psikolojik ve sosyal olgunluk düzeyi Beraber uyuma Çocuğun ve ebeveynin uyku düzenlerini etkileyen önemli bir faktör beraber uyumadır.

Çocuğun ebeveynleriyle kendi odasında, ebeveynin odasında ya da herkesin uyuduğu başka bir yatak odasında uyuması, ülkemizde de sıkça görülmektedir. Bu durum kimi zaman az odalı bir evde oturulması, tatillerde aynı odanın paylaşılmış olması gibi ekonomik sebeplerden oluşabileceği gibi, kimi zaman da çocuğun hasta olması gibi fizyolojik veya korku, anksiyete gibi psikolojik sebeplere bağlı olarak da gerçekleşebilmektedir. Genellikle çocuğun anne baba ile yatma isteğinin ardında anne ve babadan kaynaklanan nedenler yatar. Özellikle bebeklik ve ilk çocukluk döneminde ebeveynler beslenme ya da korunma ihtiyaçları için, çocuklara kolay ulaşabilmek için yanlarında yatırmaktadırlar. Çocuk kendi odasında uykuya dalmış olsa bile gece herhangi bir nedenle ebeveyn odasına geldiğinde uyku mahmurluğu ya da diğer sebeplerle çocuğu tekrar yatağına götürmemektedirler.

Ebeveynin hırsız girerse ya da deprem olursa gibi kaygıları da çocukların ebeveyn odasında yatma davranışını pekiştiren durumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kabus görme Okul öncesi ve okul çağı çocuklarda gece kabus görme sıkça rastlanılan bir durumdur. Denetimsiz izlenen televizyon programlarının bu tür davranışın ortaya çıkmasında temel faktörlerden biri olduğu söylenebilir, ancak korkunç rüyalar çocuğun kendi hayal dünyasından da çıkabilir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında genelde rüyasında gördüğünü farzettiğimiz olayı ya da figürü reddetmeyi seçeriz..Oysa sizin bu reddetmeye yönelik çabanız asla çocuğu sakinleştirmeyecektir. Korkmasını makul karşıladığınızı söylemeniz, onu korkusuyla yüzleşmek konusunda daha istekli yapacaktır. Ayrıca gördüğü rüyasını anlattırmak, anlatmakta zorluk çekiyorsa resmini yaptırmak, korkusuyla yüzleşmesini sağlayacaktır. Sözlü veya çizerek size anlatılan korkutucu temanın aslında gerçek olmadığını bu aşamadan sonra anlatabilirsiniz. Korkusuyla nasıl başedebileceğine dair vereceğiniz ipuçları da daha dikkatlice dinlenecektir. Çocuğun korku davranışını abartılı bir şekilde değerlendirmemek, beden dilinizle abartılı mesajlar vermemek, panik olmamak ve çocuğa sakin yaklaşmak, sarılmak ve sakinleştirmek, yeniden yatağına yatırıp gerektiği kadar yanında oturmak da yardımcı olacaktır. Kabus gören çocuklar korku tepkisi verdiğinde tam uyanıklık durumuna geçmedikleri için saçlarını okşamak, elini tutmak, yumuşak bir sesle onunla konuşmak tekrar uykuya dalmasını kolaylaştıracaktır. Kabuslar, gece korkuları, alt ıslatma ya da diş gıcırdatma gibi sorunlar uzun süreli olduğunda ve çocuğun gece uykularını engellediğinde uzman yardımı almak gerekebilir.

Ainsworth’un bağlanma teorisine göre, güvensiz bağlanmış çocuklar daha kaygılıdır; bu yüzden temel bakım veren kişiden ayrıldıklarında çok daha fazla güçlük yaşarlar. Bu da çocuklarda uyumayı reddetme ya da uyku zamanı geldiğinde karşı gelme davranışları sergilemelerine neden olur.

Ne yapmalı?
Uyku bozukluklarında pek çok davranışsal yöntemin çocuklar üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Ancak bu yöntemlerin uygulanmasında uzman, ebeveyn ve çocuğun yakın çevresindeki diğer kişilerin birlikte ve uyum içinde çalışması gerekmektedir. Ebeveynlerin öncelikle dikkat etmesi gereken husus istenmeyen davranış gerçekleştiğinde davranışı pekiştirecek tepkilerde bulunmamaktır. Ebeveynler ya da çocuğun yakın çevresindeki diğer kişiler çocuğun yatma zamanı geldiğinde ya da gece uyanmalarında öfkeli hareketlerini görmezden gelmelidir.

Çocuk yattıkları odaya gelirse, çocukla mümkün olduğu kadar ilgilenmemeli, çocukla etkileşimi kısa tutarak, az göz kontağı kurmalı ve tatlı ama kararlı bir şekilde odasına gitmesi söylenmelidir. Çocuktaki davranış istenen düzeyde şekillendiği takdirde çeşitli ödüllerle koşullanma sağlanabilir. Kendi odasında yatmakta zorlanan bir çocuk, bu davranışı gerçekleştirmesi halinde ufak ödüller aldığı takdirde davranışın devamlılığı konusunda daha istekli olacaktır.

Bunlara dikkat! • Çocuğun uykuya dalacağı odanın fiziksel koşullarının uykuya uygun olmasına dikkat edilmeli, oda sıcaklığı ne çok soğuk ne de çok sıcak olmalıdır. 24 0C’den daha sıcakta uyumak, daha çok uyanmaya, REM ve Delta uykusunda azalmaya sebep olmaktadır. Ancak oda sıcaklığının 17 0C ‘den 12 0C ‘ye kadar düşürülmesi de görülen rüyaların içeriğini olumsuz olarak etkilemektedir. • Çocuğunuzun ihtiyaç duyduğundan daha fazla uyutmaya çalışmak da yanlış bir eylemdir. Uyku süresi bazı bireysel farklılıklar göstermesine rağmen bebeklerde yaklaşık 16 saat, 12 yaş dolayında 8 saattir. Aynı saatte uyumaya alıştırılmış bir çocuk, yaşa göre normal uyku süresini size hiç sorun çıkarmadan gerçekleştirecektir. Hatta uyku öncesinde ılık bir duş alınması uykuya dalmasını da, uykunun kalitesini de olumlu yönde etkileyecektir. • Uyunulan ortamın sesten yalıtılmış ve karanlık olması, uykunun kalitesini arttıracaktır. Gürültülü çevre şartlarında uyuyanların, uykularında daha az Delta, daha az REM, daha çok bir ve ikinci basamak uykusu vardır. Ancak bundan kast edilen herkesin evde parmak uçlarında yürümesi değildir.

Evdeki normal gürültü seviyesi korunarak da çocuk uykuya dalabilir. Hatta annenin mutfaktan gelen yumuşak sesi, babanın kapı önünden geçmesi gibi sesler çocuğunuzu rahatlatabilir. • Uyumamakta direnen çocuğunuzu, ağlar vaziyette yatağında bırakmak kesinlikle bir disiplin ve kararlılık yöntemi değildir. Olsa olsa çocuğunuzun güvensizlik yaşamasına yol açabilecek bir tutumdur. • Çocuğunuz herhangi bir sebeple uyanıp, yatağınıza gelse bile onu tersleyerek yatağına göndermek yerine ona odasına kadar eşlik edebilir, yanına yatmadan bir süre onunla kalabilir, saçlarını okşayabilir veya masal anlatarak rahatlamasını sağlayabilirsiniz. • Yine toplumumuzda sıkça rastlanan ayakta sallayarak uyutmak, ritmik devinimlerle çocuğun uykuya dalmasını kolaylaştırsa da, daha sonra bu alışkanlığı kazanmış bir çocuğunuz olacağından, kendi yatağında uyuma alışkanlığı kazanması o nispette zorlaşacaktır. • Çocuğunuz yatağa yatmadan önce mutlaka bebekse, altı temizlendikten ve karnı doyurulduktan sonra uyutulmalıdır. Daha büyük çocuklar içinse tuvalet ve yemek ihtiyacının giderilmesinin yanında çevresel diğer uyaranların da bastırılmış olması gerekmektedir. • Uykuyu bir ceza yöntemi olarak kullanmak da uyku düzenini bozucu bir girişimdir. Çocuğunuza kazandırmak istediğiniz her davranışta olduğu gibi, uyku alışkanlığı da sabır ve dikkat gerektirir. Yatağa gitmesinde birkaç denemede başarısız olununca pes etmeden denemeye devam etmeli, kararlı olduğunuzu belli etmelisiniz. • Yatağında yatan bir çocuk, her ne sebeple olursa olsun bir başka gün kanepede televizyon seyrederken uykuya dalıyorsa, uyku alışkanlığı sekteye uğrayacaktır.

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Pedagog Hakan Emanetoğlu

Etiketler
Çocuklarda uyku bozukluğu
Uzm. Pedagog Hakan Emanetoğlu
Uzm. Pedagog Hakan Emanetoğlu
İstanbul - Pedagoji
Facebook Twitter Instagram Youtube