Türk toplumunda vajinismusa yol açan psikososyal nedenler

Türk toplumunda vajinismusa yol açan psikososyal nedenler

Cinselliğin biyolojik, anatomik, psikolojik, sosyolojik ve kültürel olmak üzere birçok farklı yönü vardır. Cinsel hayat da bunların hepsinden etkilenir. Özellikle bir toplumdaki cinsellikle ilgili yanlış inanışlar, kültürel yapı, cinselliğin algılanış biçimi, çocukluktan itibaren cinsellikle ilgili konuşulanlar ve öğretilenler ya da öğretilemeyenler, örfler, adetler, vb. cinsel hayatı etkilemiştir ve birçok cinsel sorunun ortaya çıkışında da rol oynamıştır.

Vajinismus vajina kaslarının istemdışı kasılması ve bu nedenle cinsel ilişkinin gerçekleşmemesi durumudur. Cinsel ilişki sırasında kadının sadece vajina kasları değil, tüm vücudu kasılmakta ve panik atak benzeri belirtiler ortaya çıkmaktadır.

Vajinismus toplumumuzda yaygın görülen bir cinsel işlev bozukluğudur. Kadınların cinsel terapiye başvurma nedenlerinin başında vajinismus gelmektedir. Ülkemizde 10 kadından birinde vajinismus olduğu düşülmektedir, cinsel sorunlar nedeniyle cinsel terapiye basvuran kadın hastaların %73’ünün vajinismus oldugu bildirilmektedir. (Tuğrul ve ark., 1993) Diğer ülkelerde bizdeki kadar yaygın değildir. (?)Batılı kaynaklarda vajinismusun sıklığı %1-6 olarak arasında tahmin edilmektedir.12,13

Vajinismus primer ve sekonder olmak üzere iki şekilde görülmektedir. Primer, ilk cinsel ilişkiden itibaren sorunun ortaya çıkmasıdır. Sekonder ise, sorunun daha sonraları travmatik bir cinsel ilişki ya da doğum, vb. gibi olaylardan sonra oluşmasıdır. Türk toplumunda daha çok primer vajinismus görülmektedir. Neredeyse bize başvuran vakaların tamamına yakını primer vajinismustur. 50 vajinismus vakası üzerinde yapılan bir çalışmada, vakalardan %70 inin primer vajinismus olduğu görülmüştür. Bu da bize toplumumuzdaki erkeklerin de genellikle cinsel bilgiler yönünden yetersiz olduklarını "ilk gece" ilişkisinde kadına nasıl davranacaklarını bilmediklerini göstermektedir. (Oktay& Erez, 1996)
Vajinismusun olası nedenleri şu şekildedir:

- İlk gece / ilk ilişkide acı çekme korkusu
- Kızlık zarına verilen abartılı önem
- Cinsel deneyim ve bilgi eksikliği
- Vajinanın dar olduğu ve penisin oraya giremeyeceği
- Cinsellik hakkında olumsuz duygu ve düşünceler
- Çocuklukta anne- babanın ilişkisine tanık olma
- Geçmişteki cinsel taciz yaşantısı,
- Yüksek kaygı,
- Dini ve ahlaki olarak katı kuralları olan bir ailede yetişme
- Hamilelik korkusu,
- Bağlanma ve yakınlık korkusu,
- Elektra kompleksi
- Genç kızlıktan kadınlığa geçmeyi istememe
- Eşle ilgili sorunlar
- Eşin ailesi ile birlikte yaşama

2003 de 200 vajinismuslu kadınla yapılan bir çalışmada, 122 sinde (%61) yetersiz ve abartılı bilgilendirmelerden dolayı oluşan ilk gece korkusunun vajinismusa neden olduğu görülmüştür. Aynı araştırmanın sonuçlarına göre; vajinismusa yol açan diğer nedenler şöyle sıralanmıştır:
İlk ilişkide partnerin zorlaması ve kadının canının çok yanması (%18)
Çocukken tacize uğrama (%10.5)
Cinselliği pis ve kirli olarak algılama (%4.5)
Anne- babanın cinsel ilişkisine tanık olma (% 2.5)
Doğum olayına tanık olma (%2)
Cinsel bölgede fiziksel travma yaşama (%1.5)

2008 yılında Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği’nin 30 vajinismuslu kadın üzerinde yaptığı çalışmada kanama beklentisinin abartılı bir korku haline dönüşmesinin vajinismusun en sık rastlanan nedeni olduğu görülmüştür.

Cinselliğin hala bir tabu olduğu ve ilk gecenin fazlaca abartıldığı ülkemizde, vajinismusun en yaygın nedeni ilk gece korkusudur. Türk toplumunda ilk gece denilen bir kavram vardır. Bu, evliliğin ilk gecesi kurulan cinsel ilişki anlamına gelir. Türk toplumunda evlilik öncesi cinsel ilişki hoş karşılanmadığı için kadın da erkek de cinsel açıdan deneyimsizdir. İlk gece cinsel ilişki yaşayacak olmak çift üzerinde baskı yaratır ve genellikle ilk ilişki başarısızlıkla sonuçlanır. Kadın canının yanacağı, çok acı çekeceği ve çok kanama olacağı korkusuyla cinsel ilişkiye izin vermez ve zamanla bu bir alışkanlık halini alır. Vajinismus sorunuyla tedaviye başvuran kadınlardan en sık duyduğumuz cümleler şunlardır: ‘’İlişkide canımın çok yanacağından korkuyorum.’’ ‘’Sanki o an ölecekmişim, içim paçalanacakmış gibi geliyor.’’ ‘’ Eşim bana daha dokunur dokunmaz kaskatı kesiliyorum ve titremeye başlıyorum.’’ ‘’Benim vajinamda delik yok, oraya asla bir şey giremez.’’ ‘’ Ben küçükken penisin vajinaya girmesini iğne deliğinden limonu geçirmeye benzetmişlerdi.’’‘’ Ya çok kanama olursa ve kanamam durmazsa diye korkuyorum.’’ ‘’ Bir yakınım ilk gece içimde bombalar patladı demişti, bunu hiç unutmadım.’’ ‘’ Genç kızlığımdan beri vajinismus olmaktan korkuyordum.’’ ‘’Vajinama dokunamıyorum, dokunduğumda bile acı hissediyorum.’’ ‘’ İlk gece kadın ve erkeğin birbirine kilitli kaldığını duymuştum ya ilk gece ben çok kasılırsam ve eşimin penisi benim vajinamda sıkışırsa, herkese rezil oluruz hastaneye nasıl gideriz.’’
Yukarıdaki bu cümleler bizim toplumumuzda vajinismusun neden 10 kadından birinde görüldüğünün de sebebidir aslında. Cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşüncelere sahip olarak, cinselliği sevgi ve zevkin paylaşımı olarak değil korkulması gereken ve acı verici bir eylem olarak algılayarak yetiştirilen genç kızlarımızın vajinismus olması çok da şaşırtıcı değildir. Kadın acı beklentisi içersinde olduğunda da acı ve ağrı ‘’kendini gerçekleştiren kehanet’’ olarak ortaya çıkar.

Türk toplumunda kızlık zarına toplumda abartılı bir önem verilmektedir ve mutlaka ilk gece kanama olması beklenmektedir. Bu kan kadının bekaretinin bir kanıtıdır. Bu kanın çok olması, hatta adet kanı gibi oluk oluk akması da beklenir. Artık çok yaygın olmasa da hala bazı bölgelerde kanlı çarşaf geleneği sürmektedir. Aile çiftin beraber olduğu odanın kapısında bekler ve sabaha çift kanlı çarşaf göstermek zorundadır. İlk gece ilişkiyi gerçekleştiremeyen çiftler ailelerine sabah kanlı çarşaf gösterebilmek için, bazen parmaklarını ya da kollarını yaralayarak bir damla kan akıtıp onu göstermektedirler.

Ülkemizde cinsel eğitim olmadığı için kadınlarımız cinsel organlarını da tanımamaktadırlar. Vajinismuslu kadınlar genellikle vajinayı kirli, pis bir organ olarak görürler, vajinanın çok dar olduğunu, penisin oraya giremeyeceğini düşünürler. Kendi vajinasında delik olmadığını düşünen bayanlarla bile karşılaşmaktayız.

Yine ülkemizde vajinismusa yol açan nedenlerden biri de ilk ilişkinin kalabalık bir evde yaşanmasıdır. Özellikle iç anadolu’da çiftlerin kayınvalide, kayınpeder, görümce, vb. ile birlikte aynı evde oturması yaygındır. Bu hem de kültürel bir gelenektir, hem de maddi anlamda çiftin ayrı bir eve çıkma durumu olmayabilir. İlk gece evde başkaları varsa kadın kendini baskı altında hissedebilir, rahat olamayabilir, sesinin duyulacağından çekinebilir ve ilişki sırasında kasılabilir. Yine ilişki sonrası banyo yapmak kalabalık evlerde sorun olabilir, bu nedenle bile cinsel isteksizlik yaşayan çiftler vardır.
Görücü usulüyle evlenme de hala Türk toplumunda yaygındır. Kadın ve erkek birbirini tanımadan, evlenmeden önce birlikte vakit geçirmeden evlenebilmektedir. Böyle olunca da cinsel sorun yaşanması kaçınılmazdır.

Ayrıca ailenin iyi kızı olma, cinselliği kendine yakıştıramama, anne- babaya karşı hissedilen suçluluk duyguları, bekareti kaybetmeyi masumiyetin kaybı olarak algılama, bilinç dışı olarak genç kızlıktan kadınlığa geçmeyi istememe gibi nedenler de vajinismusa yol açabilir.

Vajinismusun Tedavisinde Kültürel Kodlara Uygun Bir Model
‘’Bilme, Görme, Uygulama Felsefesi’’

Vajinismus kadın cinsel işlev bozuklukları arasında kesin olarak çözümü mümkün olan belki de tek bozukluktur. 10 seanslık cinsel terapi ile (7 ila 10 gün arasında) kesin olarak çözüm mümkündür.

Tedaviler toplumlara özgü olmalıdır. O toplumun bakış açılarını, değer yargılarını, düşüncelerini, örf ve adetlerini yansıtmalıdır. Türk toplumunda Vajinismusun en önemli nedeni kanama korkusu olduğu için vajinismus tedavisi de ‘’kan görme beklentisi’’ üzerine şekillendirilir.

Kendini Gerçekleştiren Kehanet

Türk toplumunun kültürel kodlarında hem erkek hem de kadında ilk ilişkide kan görme beklentisi vardır. Kanama olmadığında kadın hem eşinin hem de ailensin karşısında zor durumda kalır. Gerçek olduğuna inanılan şeyler gerçekleşir. Kadın ilişkide acı çekeceğine ve kanama olacağına inanırsa, bunu gerçekten yaşar. Çünkü böyle bir beklentisi vardır ve bu gerçekleşir. Böylece de kendini gerçekleştiren kehanet oluşmuş olur. Tedavide bilişsel yeniden yapılandırma ile olumlu beklentiler oluşturularak, önceki olumsuz beklentiler değiştirilir.

Kızlık zarı yırtılmaz, delinmez, patlamaz, kanamaz

Kızlık zarı toplumca çok abartılmaktadır. Oysa ki anatomik olarak bakıldığında kızlık zarının ortasında adet kanının aktığı bir açıklık vardır ve normal şartlarda kadın rahatsa, kendini kasmıyorsa, yeterli ön sevişme yapılmışsa acı, ağrı duyulmadan ve kanama olmadan ilişki gerçekleşir. Ancak vajinismuslu kadınlarda kızlık zarının yırtılacağı, patlayacağı ve delineceğine dair bir korku vardır. Hatta ilk ilişkide oradan ses geleceğine, büyük bir gürültü kopacağına inanan danışanlarımız bile olmaktadır. Biz CİSED olarak kızlık zarının kanamayacağını, delinmeyeceğini, patlamayacağını, yırtılmayacağını savunuyoruz. Bu konuda bazen jinekologlarla ters düştüğümüz de oluyor. Ancak şimdiye kadar CİSED’e vajinismus sorunu ile başvuran 1354 çiftten hiçbirinde kanama olmadı, bunun bizim tezimizi doğruladığını düşünüyoruz. Tedavide doğru cinsel bilgilendirme çok önemlidir, çoğu zaman sadece kızlık zarının kanamayacağı bilgisini vermek bile kadını rahatlatır ve tedavinin %50 si bitmiş olur.
‘’İnan, inandır’’ felsefesi
Cinsel terapist hastayı iyi edeceğine tereddütsüz inanmalı ve hastayı da inandırmalıdır.
Dilatatör yerine, parmağın kullanılmasının önemi
Biz yapay şeyler yerine tedavide parmak kullanmaktan yanayız. Parmak insanın kendi bedeninden bir parçadır ve doğaldır. Yabancı bir madde değildir. Parmak ödevleri vajinismuslu kadınların en çok korktuğu şeylerin başında gelir, asla yapamayacaklarını düşünürler Ancak kendilerine güvendiklerinde ve bu sorunun üstesinden geleceklerine inandıklarında ödevleri çok rahat yaparlar.
Vajinismus değil ‘’beyinismus’’
Vajina kasları kendiliğinden kasılmaz, onların kasılmasına neden olan olumsuz düşünceler ve beklentilerdir. Vajinismustan sorumlu olan vajina değil, beydir. Bu nedenle de vajinismus yerine beyinismus demek daha doğru olacaktır.’’
Vajinismus bir erteleme ve kaçınma hastalığıdır
Vajinismuslu kadın korkularından dolayı tedaviyi sürekli erteler ve bir süre sonra bu çiftte alışkanlık haline gelir. 10, 15 hatta 22 yıl boyunca vajinismus sorunu ile yaşayan çiftler vardır. Genellikle ilk zamanlar sorunun kendiliğinden çözüleceği düşünülür. Cinselliği konuşmayan bir toplum olduğumuz için cinsel bir sorunla uzmana başvurmak yıllar sürebilir.
Vajinismusun tedavisi şu şekilde basamaklandırılır:
Sorunu tespit etme
Cinsel öykü alma
Cinsel bilgilendirme
Nefes ve gevşeme egzersizleri
Fantezi modellemesi
Parmak ödevleri
Sınırlı penis girişi ve cinsel birleşme
Zevk çalışmaları

Vajinismusta Hatalı tedaviler

Cinsel bir sorunun varlığını kabullenmek ve tedaviye başvurmak çift için utanç verici olabilir. Bu nedenle tedaviye başvurmak sürekli ertelenir. Genellikle çift artık çocuk sahibi olmak istediği zaman ve çevreden bu konuda baskı arttığı zaman tedaviye başvurulur.

Çiftler sürekli mucize tedavin peşindedir. Ancak mucize tedavi diye bir şey yoktur. Çiftler cinsel terapiye başvurmadan önce birçok tedavi yöntemi denerler.

Geleneksel kesimlerde ilk önce mutlaka hacıya, hocaya gidilir.Daha sonra kısa süreli çözümler denenir. Tek seanslık tedaviler, kızlık zarının ameliyatla alınması (himenektomi), muayenehanede anestezi altında ilişkinin gerçekleşmesi, vajinal bölge için anestezik krem kullanılması, vajinaya botoks yapılması, ilişki öncesi vajinaya buhar tutulması, sıcak suya oturmak, sakinleştirici veya kas gevşetici kullanılması, vb.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cinsel İşlev Bozuklukları Değerlendirme ve Tedavi Ünitesi’ne tedavi amacıyla başvuran kadınların yarıya yakın kısmına himenektomi yapıldığı saptanmıştır. (kaynak) Ancak vajinismus sorunu psikolojik bir sorun olduğu için kızlık zarının alınması sorunu çözmemektedir. Vajinismuslu kadınların jinekolojik muayene olmakta bile sıkıntı yaşadıklarını düşünürsek, kızlık zarının alınması gibi bir operasyon geçirmek kadını cinsellikten daha da soğutmakta ve eskisinden daha da kötü bir duruma neden olabilmektedir.

Genelde vajinismus tedavisinde penisin vajinaya girmesi hedeflenir ve özellikle tek seanslık tedaviler çiftlere kolay yol gibi görünür. Oysa ki vajinismus tedavisi penis vajinaya girince değil, çift sağlıklı bir cinsel yaşama kavuştuğunda ve kadın da cinsel ilişkiden zevk almaya başladığında tamamlanmış olur.

 

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Gülüm Bacanak

Etiketler
İlk gece korkusu
Psk. Gülüm Bacanak
Psk. Gülüm Bacanak
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube