Tüp mide operasyonu bir ekip çalışması olup temel amaç; doğru hastaya doğru zamanda doğru operasyonun uygulanmasıdır. Bu amaçla öncelikle Endokrinoloji uzmanı tarafından obezite polikliniğinde değerlendirilen hastanın vücut kitle indeksine bakılır. Vücut kitle indeksi 40'ın üzerinde olan ya da 35'in üzerinde olup ek hastalığı olan hastalar( diabet, kalp hastalığı,solunum hastalığı, eklem hastalığı vs.) cerrahiye aday hastalardır.
Cerrahi tedaviye gerek olmayan hastalar öncelikle Endokrinoloji uzmanı tarafından öncelikle diyet, egzersiz ya da özel bir ilaç programına alınırlar.
Cerrahiye aday olan hastalar Endokrinoloji konseyinde görüşülür ve cerrahi kararı bir kez de cerrahi ekip ve Endokrinoloji ekibi tarafından bu konseyde verilir. Daha sonra hasta ile görüşülüp operasyon ve yapılacak işlemler ile riskleri anlatıldıktan sonra hasta yatırılır ve sırasıyla Göğüs Hastalıkları, Kardiyoloji, Psikiyatri ve Anestezi uzmanları tarafından değerlendirilip uygun raporu verildikten sonra hasta operasyona alınabilir. Bu yüzden obezite cerrahisi bir ekip işidir ve uygun merkezlerde uygun ekiplerce yapılması gerekmektedir.
Morbid obezite hastaları diğer hasta gruplarına göre operasyon açısından daha riskli grup olmakla birlikte tüp mide operasyonu sanıldığı kadar riskli bir operasyon değildir. Bu operasyona bağlı komplikasyonlar dikiş yerlerinde kaçaklar ve buna bağlı abseler başta olmak üzere, hastanın kilosuna bağlı bacaktaki toplar damardan oluşan pıhtıların atmasıyla oluşabilecek solunum problemleri(emboli) olup %1 oranında görülmektedir. Bu oranın giderek azalmasının nedeni günümüzde bu operasyonun gittikçe yaygın yapılması, deneyimli merkez ve cerrahların sayısının artması ve teknolojinin ilerlemesidir. Hastalar tarafından sık sorulan sorulardan birisi olan maliyet ise; bugün için kurumumuzda operasyonun tüm masrafı SGK tarafından karşılanmakta olup hastanın ek bir ücret ödemesine gerek kalmamaktadır.