Troid komplikasyonları

Troid komplikasyonları

Tiroid ameliyatı deyip geçmeyin: Tiroid cerrahisi sonrası olası komplikasyonlar ve bunlardan korunma

Günümüzde tiroidektomi girişimi tiroid bezinin tek veya iki taraflı çıkarılması ameliyati oldukça sık gerçekleştirilen bir cerrahi girişimdir. Total tiroidektomi sıklıkla tiroid kanserlerinde, zehirli guatr veya çok sayıda nodül içeren multinodüler guatr vakalarında uygulanmaktadır.

Tiroid ameliyatı kolaydır deyip önemsememek olmadığı gibi ameliyatı yapacak cerrahın ‘ben yaparsam komplikasyon olmaz’ sözüne kanmamak gerekir çünkü bu tür ameliyatların dünyanın neresinde olunursa olsun tıp literatürüne girmiş ve sürekli bahsedilen cerrahisine bağlı günlük aktivasyonu engelleyen veya önemli derecede  etkileyebilen  komplikasyonları görülmektedir. Bu tip komplikasyonların ne olacağının ameliyat öncesi bilinmesi ve ameliyatı gerçekleştirecek cerrah tarafından hastaya anlatılarak bilgilendirilmesi  gerekir. Onun için dir ki tiroid hastalıklarında gereksiz cerrahi girişimlerden kaçınmak gerekir. Cerrahi girişim gerektiğinde de yeterli cerrahi teknikle ve endokrin cerrahisinde deneyimli cerrahlar tarafından uygulanması doğru olur.

Tiroid ameliyatlarından sonra görülebilen en önemli komplikasyonlar: kanama, kalıcı veya geçici ses kısıklığı veya yorgunluğu, geçici veya kalıcı kalsiyumun kanda normalin altına düşmesidir (hipokalsemi). Daha seyrek olarak enfeksiyon, seroma denilen lenf sıvısının birikmesi, etraf organlara yapışıklık gösteren tiroid kanseri veya göğüs kafesine uzanan guatr vakalarında akciğer boşluğunda hava birikmesi, yemek veya nefes borusu yaralanması, lenf sıvısı kaçağı gibi komplikasyonlar görülebilir.

Kanama ameliyatların % 1 inden azında görülebilir. Sıklıkla ameliyattan 1-2 saat sonra hematom şeklinde kan birikmesine rastlanır. Bazen bu hematomlar az miktarda olduğunda artma olup olmaması yönünden takip edilebilir. Müdahale gerekmeyebilir. Ancak hastaların büyük çoğunluğunda nefes borusuna bası yaparak nefes darlığı ve nefes alma sıkıntısına yol açabilir. Hemen müdahale edilrek boşaltılır ve kanama kontrolü yapılır. Günümüzde damarları mühürleyip kesen cihazların yaygın kullanılmasıyla kanama gibi komplikasyonlara giderek çok seyrek rastlanmaktadır.

Ses kısıklığı veya ses yorgunluğu kişiyi oldukça etkileyen önemli bir komplikasyondur. Özellikle sesini işinde mutlak kullanmak zorunda olan kişilerde özellikle avukat, öğretmen, müzisyen, spiker, şarkıcı veya tiyatro sanatçısı gibi mesleği olanlarda son derece önemli bir komplikasyondur. Tiroid bezinin arkasında ses tellerimizin hareketini sağlıyan önemli iki taraflı alt laringeal sinir yer alır. Bu sinir cerrahi girişim esnasında yaralanabilir. Ancak cerrahi işlem dışında ameliyat yerindeki  iyileşme anındaki bağ dokusu artışı (fibrozisler), dokuların çekilmesi sırasında sinirin gerilmesi, kanama  durdurucu elektrokoterlerin veya diğer cihazların yaydığı ısı sonucu gelişen termal hasar, ameliyathane ısısı, viral enfeksiyonlar veya anestezi tübünün basısı bu sinirlerde geçici veya kalıcı mikrobik olmayan iltihablanmalara (nörit) dolayısıyla ses kısıklığına yol açabilir. Geçici ses kısıklığı % 5-6 oranında görülürken bu komplikasyonun kalıcı olma olasılığı % 1 civarındadır. Geçtiğimiz ay Antalyada düzenlenen 6. Ulusal Endokrin Cerrahisi Kongresinde davetli konuşmacı olarak bulunan Harvard Üniversitesi Endokrin Cerrahisi Bölümünden  Prof.Dr. Gregory Randolph ses kısıklığına neden olan sinir felcine özellikle total tiroidektomi ve orta boyun lenflerinin de alındığı ameliyatlardan sonra kalıcı olarak % 2 oranında rastladığını ifade etmiştir. Nüks etmiş veya ikinci defa cerrahi girişim yapılacak hastalarda bu komplikasyonun olasılığı daha da artar.

Ses kısıklığı geliştiğinde bunun kalıcı olduğundan bahsedebimek için en az 6 ay bazen 1 yıl beklemek gerekir. Bazen birkaç gün ile birkaç hafta arasında da ses kısıklığı düzelebilir. Ses yorgunluğu üst laringeal sinirin yaralanması sonucu gelişebilir. Ses yorguluğunda hasta normal konuşrken bir müddet sonra sesinde azalma veya kısılma gözlenir. Bu tip komplikasyona % 5 oranında rastlanmaktadır. Bu komplikasyondan kaçınmak için sinirin izlediği anatomik yolun iyice belirlenmesi gerekir.

Ses kısıklığının az oranda veya hiç görülmemesi için bazı tedbirler alınır. Ameliyatlarda mikroskop (loop) uygulanması ve sinirlerin özel elektrodlarla monitorize edilmesi bu komplikasyonun görülme olasılığını özellikle ikinci defa uygulanacak ameliyatlarda azaltır. Ancak herşeyden önce önemli olan bu tip cerrahilerin tiroid cerrahisinde deneyimli cerrahlar tarafından gerçekleştirilmesidir.  İtalya ve Almanyada yapılan çok merkezli yaklaşık 30.000 vakayı içeren iki ayrı çalışmada sinirlerin ameliyat esnasında özel elektrodlarla monitorize edilerek izlenmesinin ilk girişim yapılan vakalarda eğer cerrahi girişim tiroid cerrahisinde deneyimli cerrah tarafından yapılyorsa çok fazla katkı sağlamadığını ortaya koymuşturr. Buna mukabil ikinci girişim yapılan vakalarda ise önemli derecede yararı olmuştur.

Hipokalsemi kanda kalsiyumun normal değerinin altına düşmesidir. Bunun sonucu ellerde, dudaklarda uyuşma ve karıncalanma, yüzde dudak kenarında çekilme hatta kalsiyum değerinin çok düşmesi halinde ise ellerde kasılma gelişebilir. Ağız veya damar yoluyla kalsiyum ve d vitamini verilmesi ile klinik tablo düzeltilir. Bu komplikasyonun geçici olma olasılığı % 0.3-49 iken kalıcı olma olasılığı ise  % 1-3  dür. Geçici olma olasılığının yüksek olması cerrahi girişim esnasında kalsiyum dengesini sağlıyan ve parathormon salgılayan yaklaşık bezelye büyüklüğündeki  4 adet olan paratiroid bezlerinin damarla beslenmelerinin geçici olarak bozulmasına bağlıdır. D vitamini yetersizliği olan kişilerde bu komplikasyon daha sık ve klinik olarak bulgu yönünden daha şiddetli olabilir. Daha sonra beslenmeleri düzelen paratiroid bezleri normal fonksiyonunu görmeğe devam eder. Ancak % 1-3 vakada bu komplikasyon  kalıcı olabilir.

Tiroid ameliyatlarından sonra yarada görülen komplikasyon olmayan ancak yara iyileşmesinin yarattığı bir problem olan yara izi (skar) estetik açıdan kişiyi rahatsız eden bir durumdur. Tiroid ameliyatı geçiren hastaların % 1 inde kelloid diye tıbben tanımlanan halk arasında et kabarması diye bilinen yara izi ile ilgili problem görülebilir. Bu durum sıklıkla genetik veya kişiye özgü aşırı yara iyileşmesinin sonucu ortaya çıkar. Bazen dışarı büyüme tarzında ciltte yara yerinde kalınlaşma bazende içeri büyüme sonucu konuşurken veya yutkunurken cildde çekilme olur. Ameliyatlardan sonra  ilk 6 ay içinde lokal bazı steroid  veya  silikon içerikli merhemlerin kullanılması ile kısmen önlenmeğe çalışılır.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Serdar Tezelman

Etiketler
Tiroid ameliyatı sonrası yaşanan problemler
Prof. Dr. Serdar Tezelman
Prof. Dr. Serdar Tezelman
İstanbul - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube