Topuk dikeni artık korkulacak bir durum değil!

Topuk dikeni artık korkulacak bir durum değil!

Topuk dikeni, plantar fasiyanın kalkaneusla birleştiği bölgede ağrı ile seyreden, yaşla görülme sıklığı artan bir rahatsızlıktır. Lateral çekilmiş röntgen filiminde kalkaneusun tuberositasında diken görülmesiyle birlikte semptomlar ortaya çıkmaya başlar. Etiyolojisi tam olarak aydınlatılmamakla birlikte romotoid artrit veya Marie-Strümpell artriti etken olabilir. Diğer bir neden de plantar fasiyanın kalkaneusla birleştiği yerdeki gerilimde artıştır. Genellikle konservatif tedavi önerilen bu hastalara cerrahi yaklaşım da uygulanabilir .
           
Topuk dikeninde semptomların giderilmesinde topukluk, non-steroid antiinflamatuar ilaçlar gibi konservatif yöntemler ilk tercih edilecek yaklaşımdır. Ancak hastanın normal fonksiyonlarını görmesinde sorun yaşandığında cerrahi bir alternatiftir. Önerilen ameliyat şekillerinden biri at nalı şeklinde bir insizyonla tüm topuk yastığının elavasyonudur. Bu esnada tek bir sinirin nörolizisi de sağlanabilir. Kalkaneusun osteotomisi  veya kalkaneusa multipl delikler açarak  dekompresyon sağlama yoluna da gidilebilir. Diğer bir yöntem de Du Vries'in önerdiği gibi dikenin rezeksiyonudur. Ancak operasyon sonrasında % 75 ile % 82 oranında semptomlarda azalma izlenir. Bunun yanı sıra iki hafta süre ile ayğa basılmaması gereklidir. Tam düzelme altı ay sonunda izlenebilir.
           
Radyoterapi uyguladığımız hastalarda % 94 oranında üçüncü ayda ve % 100 oranında altıncı ayda semptomlar kaybolmuş ve hemen tedavi sonrasında normal hayatlarına devam edebilmişlerdir. Her ne kadar epin calcanei benign hastalıklar gurubu içersinde yer alsa da, radyoterapinin benign hastalıklarda kullanımı nadir değildir  1994 ile 1996 yılları arasında Almanya'da yapılan çok merkezli (134 merkez) bir çalışmada 1382 topuk dikenli olguda radyoterapi uygulaması yapılmıştır. Seegenschmiedt ve ark. 141 hastada 170 topuk dikeninde yaptıkları çalışmada 3-12 Gy'lik dozlarda radyoterapi uygulamışlar ve tüm hastalarda semptomları gidermişlerdir . Daha yüksek dozlar verildiğinde (10 Gy ve üstü) semptomsuz sürenin daha uzun olduğunu rapor etmişlerdir .
           
Sonuç olarak radyoterapi topuk dikeni mevcut olan, konzervatif tedavilere cevap vermeyen hastalarda semptomları emniyetle ve kısa sürede giderebilir. Ancak kar-zarar oranı her zaman göz önünde bulundurulmalı, çocukluk çağı ve genç hasta grubunda benign hastalıklarda radyoterapi uygulanmasından mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Cüneyt Ulutin

Etiketler
Topuk dikeninde semptomları
Prof. Dr. Cüneyt Ulutin
Prof. Dr. Cüneyt Ulutin
İstanbul - Radyasyon Onkolojisi
Facebook Twitter Instagram Youtube