Tese'de sperm çıkma şansınızı hesaplayın

Tese'de sperm çıkma şansınızı hesaplayın

Azoospermi durumunda asıl merak konusu; testislerde sperm üretiminin olup olmadığıdır. Eğer üretim varsa, ameliyatla (mikroTESE) bunları elde etmek ve sonrasında tüp bebek yapmak da mümkün olabilecektir. Gerçektende, sperm tahlilinde olgun hücre çıkmayan hastaların yaklaşık yarısında TESE ile olgun sperm hücresi bulunabilmekte. İyi de, ya ben diğer yarıdaysam, yani hiç sperm üretmiyorsam, bunu önceden bilebilir miyim?
İşte bu soruyu yanıtlamak üzere, Fransa Lille Üniversitesinden bir grup bilim insanı 280 azoospermi hastasının sonuçlarını değerlendirdi. Neticede de bir formül geliştirdi: “TESE skoru”. Bu formülle bir olguda TESE ile sperm bulabilme şansının yüzde kaç olduğunun aşağı yukarı tahmin edilebileceğini gösterdiler.
“TESE skoru” 3 parametre ile hesaplanmakta:
1. İki testisin toplam hacmi (mililitre; ml) (ultrasonografi ile hesaplanabilir.)
2. FSH hormonunun kandaki düzeyi (IU/l)
3. İnhibin-B hormonunun kandaki düzeyi (pg/ml)
Buna göre; (FSH X 915) / (Testis hacmi X inhibin-B) değeri, istenilen skoru verir. Bir örnek verelim: Hastanın FSH değeri 20 IU/l, iki testisin toplam hacmi 8 ml, inhibin-B sonucu ise 50 pg/ml olsun. Bu hastanın TESE skoru; 20 X 915 / 8 x 50 = 18300 / 400 = 45; yani “TESE skoru” 45 olarak bulunur.
Skor ≤ 18,5 ise; hastaların %77’sinde TESE sonucu olgun sperm hücresi bulunabilmekte. Bunların %91’inde ise dondurularak saklamaya yetecek miktarda hücre elde edilebilir. Hastadan saklamaya yetecek miktarda sperm elde edilebileceği için, bunların TESE’sinin eşlerinden yumurta toplandığı gün ile eş zamanlı yapılması gerekmez. Daha önce TESE yapılıp spermleri saklanabilir ve ileri bir tarihte eşleri hazırlanıp tüp bebek yapılabilir. Böylelikle, sperm çıkmaması durumunda eşleri de boşuna hazırlanmamış olur. Bu spermlerle tüp bebek yapıldığında hastaların %42’si sağlıklı bir çocuk dünyaya getirebilmekte.
Skor 18,5 ile 3700 arasındaysa; hastaların %39’unda TESE sonucu olgun sperm hücresi bulunabilmekte. Bunların %67’sinde ise dondurularak saklamaya yetecek miktarda hücre elde edilebilir. Hastadan saklamaya yetecek miktarda sperm elde edilebileceği için, bunların TESE’sinin eşlerinden yumurta toplandığı gün ile eş zamanlı yapılması gerekmez. Daha önce TESE yapılıp spermleri saklanabilir ve ileri bir tarihte eşleri hazırlanıp tüp bebek yapılabilir. Böylelikle, sperm çıkmaması durumunda eşleri de boşuna hazırlanmamış olur. Bu spermlerle tüp bebek yapıldığında hastaların %41’i sağlıklı bir çocuk dünyaya getirebilmekte.
Skor ≥ 3700 ise; hastaların ancak %37’sinde TESE sonucu olgun sperm hücresi bulunabilmekte. Bunların sadece %14’ünde dondurularak saklamaya yetecek miktarda hücre elde edilebilir. Geri kalanında çok az sayıda sperm elde edilebildiği için bunlar çözüldüğünde kaybedilebilir ya da canlılıklarını yitirebilirler. Spermler saklanamayacağı için bu hastaların TESE işleminin, eşlerinin yumurta toplanması ile aynı günde yapılması düşünülmeli. Şayet yine de spermlerin saklanması istenirse, yumurta toplama günü yeniden TESE yapılarak sperm aranması gerekeceği bilinmelidir. Bu spermlerle tüp bebek yapıldığında hastaların %7’si sağlıklı bir çocuk dünyaya getirebilmekte. Prognozu kötü olan bu grup erkeklerin önceden tedavi edilmeleri, TESE ve gebelik başarısını artırabilir. Ayrıca, daha fazla sperm bulmak için, TESE sırasında alınan testis dokuları enzimlerle de muamele edilebilir.
Diğer yandan, yukarıdaki formülle elde edilen skorların yanıltıcı olabileceği de unutulmamalıdır. Skor ne kadar kötü olursa olsun, TESE ile sperm bulunup sağlıklı bir çocuk dünyaya getirilebileceği gibi, çok iyi skorlarda hiç sperm çıkmayabileceği, çıksa da gebelik sağlanamayabileceği akılda tutulmalı. Dolayısıyla, her hastanın ayrı ayrı değerlendirilmesi ve olası sonuçların detaylı olarak konuşulması gerekir.
Kaynak: Human Reproduction 26; 3215-21, 2011.

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Kaan Aydos

Prof. Dr. Kaan AYDOS, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1984 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1986 yılında aynı üniversitenin Üroloji Anabilim Dalı'nda ihtisas eğitimine başlamış ve Üroloji Uzmanı olmuştur. 2003 yılında ise Profesörlük kadrosuna atanmıştır. Ayrıca akademik hayatı esnasında 1 yıl süreyle İtalyan Hükümeti Bursuyla İtalya Valduce Hastanesi Androloji Departmanında infertilite ve erektil disfonksiyon konularında çalışmalar yaparak bilgi ve tecrübesini artırmıştır. 1999-2000 yılları arasında GATA ÜYT Merkezi'nde 6 ay IVF ve 2 ay uygulamalı mikroenjeksiyon eğitimi görmüştür. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde, İnfertilite Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin kurulmasında aktif orol almış olan Prof. Dr. Kaan AYDOS, halen Ankara Üniversitesi Tıp F ...

Etiketler
Erkek infertilitesi
Prof. Dr. Kaan Aydos
Prof. Dr. Kaan Aydos
Ankara - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube