Sonbahar ve sıvı tüketimi

Sonbahar ve sıvı tüketimi

SONBAHAR VE SIVI TÜKETİMİ
Yaz mevsiminin etkisini yitirmeye başladığı günlerde hava sıcaklığının azalmasıyla birlikte toplumun sıvı tüketiminde bir azalma söz konusu olmaktadır. Halbuki insanoğlu sadece terleme ile sıvı kaybetmiyor. İdrar ve dışkı yoluyla olduğu gibi solunumla da vücuttan sıvı kaybı olmaktadır. Soğuk bir havada nefes verince su buharının çıkması bunun en somut örneğidir.
Sonbahar döneminde terleme nispeten azaldığı için direkt olarak bu durumdan sıvı alımı da nasibini almakta ve bu durum uzun vadede halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı gibi durumlara yol açmaktadır. Benzer bir etki de kış aylarından ilkbahara geçişte sıvı kaybının artmasına paralel olarak, kayıpların karşılanamaması ile birlikte ortaya çıkmaktadır. Her iki durumda da “bahar yorgunluğu” şeklinde yorumlanan bu durumun vücudumuzdaki sıvı dengesi ile yakından ilişkisi bulunmaktadır.
Yağmurlu ve nispeten daha serin bir döneme girildiği için insanların fiziksel aktiviteye ayırdıkları zaman dilimi azalmakta. Üşümemek ve ıslanmamak adına en kısa mesafelerde bile taşıt kullanımı artmakta. Günlerin kısalması ile evde TV ve bilgisayar karşısında geçen zaman dilimi uzamakta. Bütün bunlara ilave olarak lifli besinlerin tüketiminin de azalması sonucu kabızlık sorunu kendini göstermektedir. Bu nedenle sonbahar ve kış mevsiminin vazgeçilmez yiyeceklerinden biri olan kuru baklagillerin haftada 1 - 2 kere tüketilmesi, tam taneli tahıllara (esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna / pirinç / erişte / un) ve özellikle C vitamininden zengin sebze ve meyvelere önem verilmesi ve gün içinde bol sıvı alınması kabızlığı önlemeye yardımcı olacaktır. Soyulmadan yenilebilen sebze ve meyvelerin iyi bir şekilde duru su ile yıkandıktan sonra kabukları ile birlikte tüketilmesi ayrıca yarar sağlamaktadır.
Peki, günlük sıvı tüketimi ne kadar olmalıdır? Yetişkin bir bayanın günde 2,7 lt,  erkeğin 3,7 lt sıvı alması önerilmektedir. Suyun yanı sıra içilen çay, kahve, bitki ve meyve çayları, maden suyu, meşrubatlar, meyve suları, ayran, kefir hatta çorba gibi sıvıların da günlük ihtiyacı karşılamadaki etkisi göz ardı edilmemelidir. Sanılanın aksine 2003 yılından beri yapılan pek çok bilimsel çalışmada kafeinin, tek seferde 250 - 300 mg ve üzeri alınmadığı sürece idrar çıkışını artırıcı etkiler göstermediği saptanmıştır. Bu da 5 - 8 fincan çay veya 3 - 5 fincan kahveye eşdeğerdir. Tüm bu nedenlerden yola çıkarak çay, kahve, gazlı içecekler gibi kafeinli içecekleri tüketmenin günlük sıvı ihtiyacını karşılamaya yardımcı olduğu söylenebilir. İdrar çıkışını artıran ve vücudun sıvı gereksinimini artıran tek bir içecek çeşidi vardır ki; o da alkollü içkilerdir. Karaciğer başta olmak üzere vücuda verdiği zararların yanı sıra bu sebeple de alkol alınması pek sağlıklı görülmemektedir. Tüm bunlara karşılık ille de alkol alınacaksa; nasıl ki rakının yanında su içiliyor ise benzer şekilde diğer alkollü içeceklerin yanında da su içilmesi tavsiye edilmektedir. 
 

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dyt. Turgay Köse

Uzm. Dyt. M. Turgay KÖSE, 1977 yılında İstanbul'da doğmuştur. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde başladığı lisans eğitimini başarıyla tamamlayarak Diyetisyen unvanı almıştır. 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans programını tamamlayarak Toplu Beslenme Sistemleri Bilim Uzmanlığı almıştır.

Uzm. Dyt. M. Turgay KÖSE, Muğla Bodrum'da bulunan Sianji Well - Being Resort'ta hizmet vermektedir.

Etiketler
Terleme
Uzm. Dyt. Turgay Köse
Uzm. Dyt. Turgay Köse
Muğla - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube