Rinoplasti açık ve kapalı teknikler

Rinoplasti açık ve kapalı teknikler

Estetik burun ameliyatı, halkımızın talepleri nedeniyle ülkemizde en çok yapılan estetik operasyondur. Aynı anda “Dünya'nın en zor estetik ameliyatı” olarak da tanımlanabilir. Ameliyat olmak isteyen hastaların da en sık sorduğu soru ise ameliyatın kapalı mı yoksa açık tekniklerle mi yapıldığıdır.

Açık burun ameliyatında, burun deliklerinin ortasindaki deri kesilir ve burun derisi, burun iskeleti üzerinden sıyrıldıktan sonra ameliyat, burnun anatomisini oluşturan yapılar görülerek yapılır. Kapalı teknikte ise bu kesi yoktur, tüm ameliyat burun deliklerinin içinden yapılır. İki ameliyat tekniği de birbirinden çok farklı strateji gerektirmektedir. Her iki tekniğin de ayrı bir eğitim süreci vardır.

“KAPALI AMELİYAT DA GÖREREK YAPILABİLİR Mİ?”

19. yüzyılda cerrahi ve anestezi tekniklerinde hızlı ve ciddi ilerlemeler oldu. Sağlık nedeniyle mecburi olarak yapılan ameliyatlara ek olarak anestezi tekniklerinin daha ağrısız ve daha güvenli hale gelmesi ile sadece daha güzel olmak için gerçekleştirilen estetik ameliyatlar sayıca çok arttı. Estetik burun ameliyatlarında da bu yüzyılın sonlarina doğru hızlı bir ilerleme kaydedildi. 10-20 yıl öncesine kadar kapalı teknik yaygın olarak dünyada tercih ediliyordu ancak kapalı teknik iz bırakmamasına rağmen kontrol etmesi güç bir operasyondu.

“Kapalı ameliyat yapan bir cerrahın ne yaptığını yanındaki asistani bile göremez” denir. Yani kapalı ameliyatı öğrenmek açık ameliyata göre daha zordur. Ancak kapalı teknikte, burun ucunda minimum hasar oluştuğu için burun ucundaki şişlikler daha çabuk inmektedir. Açık teknik, öğrenmesi daha kolay bir tekniktir ve cilt kaldırıldığı için ameliyatı yapmak daha kolaydır. Açık ve kapalı teknikte tüm detaylar gözetilerek ameliyat yapılıyorsa da ameliyat süreleri arasında büyük farklar yoktur. Öğrenmesi ve yönetmesi kolay olduğu için son 20. yüzyılda açık rinoplasti, kapalı rinoplastiye göre daha çok yapılır olmuştur. Son yıllarda sadece açık rinoplasti yapanlar, kapalı rionoplastiye, kontrolsüz olduğu ve sonuçlarının yeteri kadar iyi olmadığı şeklinde eleştiriler getirmektedir. Ancak, iyi cerrahların elinde kapalı teknik halen çok iyi çalışan bir yöntemdir.

ESTETİK BURUN AMELİYATI ANALİZİNDE YENİLİKLER

Son zamanların rinoplasti konusundaki en büyük gelişmelerden birisi bence, analiz ve planlamadır. Kapalı ameliyatta operasyon burnun iç yapısı tamamen görülmeden, hissedilerek yapılır. Acaba hem kapalı teknik kullanıp hem de görerek ameliyat yapmak mümkün müdür? Bence bu mümkün. Bu soruya evet diyenlerinin sayısının zamanla artacağına inanıyorum. Biz plastik cerrahlar aldığımız eğitim nedeniyle burna baktığımızda sadece anatomiye konsantre oluyor olabilir miydik? Ya da burna nasıl bakacagimizi yeteri kadar biliyor muyduk? Şahsen hala bakmaktan, görmeye geçmek yolunda, eğitim almaya devam ettiğimi söyleyebilirim. Bu eğitimin cerrahi eğitimi değil, resim eğitimi olduğunu da belirtmek isterim.

“EĞİTİMLİ BİR GÖZ İLE CİLDİ KALDIRMADAN DA KIKIRDAKLARI GÖREBİLMEK MÜMKÜN MÜ?”

Eylül 2009'da Memorial Hastanesi'nde Türkiye'nin pek çok değişik ilinden gelen plastik cerrahlar için özel bir edğitim programı düzenledik. Avustralya Sydney'den Michael Esson adlı bir resim profesörü, plastik cerrahlar için özel hazırlanmış bir kurs vermek üzere İstanbul'a geldi. Bir ressamın insan vücudunu algılaması ile anatomi bilgisini bir araya getirmek amaçlandı ve faydalı bir kurs yaptık.

Desen eğitimi alan bir cerrah, burun üzerindeki çıkıntı ve gölgelerin anatomik sebeplerini daha iyi anlamaya başlıyor.

Cisimlerin yüzeyinde düşey ve yatak eksende tarayan çizgilere resim terminolojisinde “kontur çizgileri” deniyor. Kontur çizgileri, topografik anatomiyi gösteriyor. Bu, yeryüzünün bilgisayarda tepe ve çukurlarını gösteren çizgiler gibi düşünülebilir. Burun derisinin altında; 2 burun kemiği, 2 solunum kıkırdağı, 1 septum kıkırdağı, 2 burun ucu kıkırdağı ve üst çene kemiğinin burun çıkıntıları bulunmaktadır. Bu anatomik yapıların kendine ait topografik anatomileri vardır. Ayrıca birbirleri ile geçiş yaptıkları bölgelerde çeşitli gölge ve ışıklar yaratmaktadırlar. Cilt kalınlığını da hesaba katıp, bu 10 bilinmeyenli denkleme dikkatli bakıldığında; alttaki anatomiyi görmek, kıkırdakları takip etmek mümkün olmaktadır. Yani, desen çalışmaları ile eğitilmiş bir göz ile bakıldığında cildi kaldırmadan da kıkırdakları görmek mümkün olmaktadır. Kontur çizgiler ile topografik anatomiyi incelemek, burun ameliyatı tekniklerinin, burun derisinde oluşturduğu değişiklikleri takip etmek, dışarıda nasıl bir ışık ya da gölge yapmak için içeride nasıl anatomik değişiklikler gerektiği konusunda da bize ciddi ipuçları verebilmektedir.

Bu yaklaşım, şu tezin antitezidir; “kapalı ameliyat görmeden yapılan ameliyattır”. Kontur çizgileri ile burnu değerlendirmek, cilt altındaki kıkırdakları görmemizi sağlamaktadır. İyi muayene ile problemi çok iyi belirlemek mümkündür ancak bazı hastalarda, kapalı teknik artık yetersiz kalmakta ve açık teknik daha iyi sonuç vermektedir. Burun ucunda ciddi şekil bozukluğu mevcut ise, daha önce yapılmış ameliyatlar nedeniyle asimetriler meydana gelmiş ise açık teknik tercih edilmektedir. Burun ucu çok güzel olan bir hastanın, burun ucunu bir ünite olarak hareket ettirmek yeterli olduğunda açık tekniğe ihtiyaç kalmamaktadır. Açık ve kapalı teknikler, dünyada geniş kullanımı olan teknikleridir. Son zamanlarda açık tekniğin daha çok tercih edilmesi nedeniyle kapalı teknikler terk ediliyor havası yaratılmamalıdır. İyi sonuca ulaşmak için gerekiyorsa çekinmeden açık teknik tercih edilmeli, kapalı ile çözümlenecek bir burunda ise kapalı ameliyatın burun ucundaki çabuk iyileşme avantajından hastalar mahrum bırakılmamalıdır. 


 

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Barış Çakır

Etiketler
Plastik cerrahi
Op. Dr. Barış Çakır
Op. Dr. Barış Çakır
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube