Prp (zenginleştirilmiş trombosit tedavisi)

Prp (zenginleştirilmiş trombosit tedavisi)

Kanın pıhtılaşmasında ana aktör olan Platelet (diğer bir adı Trombosit) isimli hücrelerden zenginleştrilmiş bir plasma ile yapılan tedaviye PRP adı verilmektedir.  Bu yöntem kişiden belli miktarda kanın alınarak özel bir işlemle trombositten zengin hale getirilmesinin ardından aynı kişiye tedavi alanından tekrar geri verilerek uygulanır.

Trombositler veya diğer adı ile Plateletler vücudumuzdaki hasarlı dokuların onarımını ve doğal hallerine dönmelerini sağlamak için gerekli olan “büyüme faktörlerini” yapısında barındıran kan bileşenleridir. Dokularımızda herhangi bir hasar oluştuğunda kanımız plateletleri bu dokuya toplayarak bir onarım süreci başlatır, PRP uygulamasının amacı ise bu hedef dokuya kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda plateleti verebilmektir, böylece hasarlı dokunun onarımı da bu kadar hızla ve güçlü bir şekilde başlar ve daha çabuk sonuçlanır.

Cilt genleştirme yöntemlerinin hemen hepsi deride küçük darbelerle yara iyileşme mekanizmasını tetikleme esasına göre çalışmaktadır. Lazerler, mikro iğneleme, kimyasal peeling gibi yöntemlerle deride oluşan hasarlanma yara iyileşme mekanizmasının tetiklenmesine yani büyüme faktörlerinin salgılanmasına yol açarlar. PRP uygulamasında da aynı mekanizma esas alınmaktadır.

PRP uygulaması öncelikle uygulanacak kişiden kan örneğinin alınması ile başlar. Alınan kan örneği santrifüje edilir ve elde edilen serum bekletilmeden tedavi bölgesine uygulanır. En sık kullanılan uygulama tekniği iğne ile deri içine mezoterapi gibi uygulamadır. Fakat, dolgu enjeksiyonu, sprey şeklinde veya maske formunda uygulama teknikleri de kullanılmaktadır.  Uygulama yaklaşık 30 dakikada tamamlanır.

PRP yöntemi kişinin kendi kan örneğinin steril şartlarda alınması ve işlenmesi sonrası hastaya geri verilmesi işlemi olması nedeniyle güvenli bir tedavi yöntemidir.

PRP bir kök hücre tedavisi değildir. PRP uygulamasında hasarlı dokunun onarımı için onarımı başlatan ve uyaran bir faktör olarak plateletlerden yararlanılmaktadır. Kök hücre tedavisi ise bir yaralanma veya hastalığı tedavi etmek amacıyla hasar görmüş olan bir organa yeni hücrelerin tanıtılması anlamına gelmektedir.

PRP uygulamasından hemen sonra bir değişim başlayabilir. Fakat anlamlı değişiklik 3-4 seans sonra görülmektedir.  Biz uygulamayı ayda bir seans olmak üzere 3-4 seans olarak öneriyoruz. Daha sonra 6-12 ay ara ile kontrol ve gerekirse tek seans şeklinde devam uygulamaları tavsiye ediyoruz.

Anti-ageing amaçlı uygulama isteyen ciddi sorunu olmayan bireylerde 4-6 ay ara ile tek seans uygulaması yeterli olmaktadır.

PRP uygulaması dermatolojik uygulamalar yanında kalp cerrahisi, beyin cerrahisi, ortopedi, plastik cerrahi, diş ameliyatlarında da kullanılan bir tedavi tekniğidir. Aslında ilk olarak açık kalp ameliyatlarında kullanılmış bir tedavi yöntemidir.

Sağlıklı her bireye uygulanabilen bu yöntem trombosit yetersizliği, kanserli olduğu bilinen, romatizmal bağ doku hastalığı olan ve beklentisi elde edilebilecek sonuçtan daha yüksek olan kişilerde uygulanmamaktadır.

PRP uygulamasından beklentiler neler olmalıdır?

Kozmetik amaçlı PRP uygulaması birçok beklentiyi karşılayacak üstün özelliklere sahiptir;

Deriyi en doğal biçimde uyarır, yapılandırır

Uzun etkilidir,

Güvenli bir uygulamadır

Derinin tüm yaşamsal işlevlerini destekler

Kırışıklıkları ve çizgilleri deriyi “doldurarak” değil “gençleştirerek” giderir.

3 veya 4 uygulamadan oluşan kürler her 10-12 ayda bir kez tekrarlandığında kalıcı sayılabilecek kadar uzun etkili bir gençleştirici etkisi sağlanmış olacaktır.İlk uygulamadan sonrası sağlanan parlak sağlıklı görünüm bir süre sonra hafifçe gerileyebilir, bunun için ardışık uygulamalar yapılmalı ve genleştirici etkinin devamlılığı sağlamalıdır.

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Özgür Evren Ersoy

Etiketler
Prp tedavisi
Dr. Özgür Evren Ersoy
Dr. Özgür Evren Ersoy
İstanbul - Pratisyen Hekimlik
Facebook Twitter Instagram Youtube