Probiyotik: modern beslenmenin geleneksel gıdası

Probiyotik: modern beslenmenin geleneksel gıdası

YOGURT: DOGAL PROBİYOTİK

            Probiyotikler sindirim sistemindeki florayı dengede tutan yararlı bakterilerdir.Bu bakteriler aynı zamanda sindirim sisteminde gıdaların parçalanarak vücuda alınmasına da yardımcı olurlar. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararlarının yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki bazı mikroorganizmaların çoğalmasını artıran ve/veya aktivitesini uyaran ve insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen maddelere (besinsel lifler gibi) prebiyotik denir.

            Asya ve ortadoğuda 2000 yıl öncesinde Türkler tarafından sütün fermantasyonuyla elde edilen yoğurt bir yaşam kaynağı ve sağlık veren besin olarak yaygın olarak kullanılmıştır. Nobel ödüllü Rus Fizyolojist Metchnikoff probiyotikler üzerine sayısız araştırma yapmış ve orta Asya ırklarının uzun yaşamasında yoğurdun katkısı olduğunu söylemiştir. Probiyotik bakteriler için ana kaynaklar süt ürünleri ve diyet katkılarıdır.(Süt,Yoğurt, Kefir,Peynir ve tabletler). Un ve şekerden fakir, sebze, meyve, et, yumurta ve fermantasyon ürünleri (turşu, yoğurt, peynir, şarap, boza, sirke, tuzlama yiyecekler, bira mayası) gibi doğal gıdalardan zengin bir diyet bağırsak florasının koruyuculuğunu artırmaktadır.

Bağısak florasının bozulmasının başlıca nedenleri

Karbohidrattan zengin gıdalar

Rafine gıdalar

Çeşitli toksinler

Antibiyotikler

            Hastalıkların önlenmesinde de özellikle çocukluk çağında çok miktarda antibiyotik kullanımının barsak mikrobiyotasında(barsak mikroflorası) kalıcı değişiklikler yapabileceği düşünülmektedir. İnflamatuvar barsak hastalığı ile ilgili yapılan bir ikiz çalışmasında sık antibiyotik kullanmak önemli bir risk faktörü olarak bulunmuştur. Bu durum Türkiye gibi antibiyotiklerin reçetesiz rahat bir şekilde alındığı ülkelerde önemli bir sorundur.

            Liflerin probiyotik özelliği olanları sağlık açısından yararlıdır. Liflerin bu özelliği taşıması için üst gastrointestinal sistemde sindirime dirençli olması, bakteriler tarafından barsakta farmente edilmesi ve özellikle yararlı bakterileri selektif olarak çoğaltması gerekiyor. Konakçıya sağlık yönünden yarar sağlaması gerekiyor.

Probiyotiklerin faydaları:

Bağışıklık sistemin güçlendirilmesi

Besin zehirlenmesindeki mikropları baskılayan olumlu etkileri

Barsak flora dengesini düzelterek barsak hareketliliği normale getirmek suretiyle kabızlığın azaltılması

Bebeklerde, sık seyahat eden  ve antibiyotik kullanan kişilerde oluşan ishalin tedavisi

Kolesterolün düşürülmesi, diyabetin kontrolü ve osteoporozun önlenmesi

Besinlerin sindirimi, vitamin mineral ve aminositlerin emiliminde yardımcı olarak

Hücre fonksiyonlarının düzenlenmesi

Enfeksiyonlardan korunma (ör: kadın genital kanalındaki koruyucu probiyotik bakteriler)

Enfektif hastalıkların daha kolay atlatılması.

Probiyotikler, Süt ve süt ürünlerini tükettikten sonra laktoz intolerans nedeniyle bağırsaklarda gaz problemi yaşayan kişilerde laktozu parçalanması nedeniyle gaz oluşumu azaltır.

KEFİR NEDİR ?

            Kefir, kefir taneleri ile elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir. Kefir çok karışık mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Boyutları 0,5-3 cm arsasında değişir ve fındık yada buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz-sarı arasında renklerde küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir. Kefiri yaşı ne olursa olsun her yaştaki insan kullanabilir. Yan etkisi yoktur. Çocuklara bile rahatlıkla verilebilir.Zengin bir probiyotik kaynağıdır.

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Banu Çaycı

Prof. Dr. Banu Çaycı, 1965 yılında Ankara''da dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini TED Ankara Koleji'nde tamamlamasının ardından tıp eğitimini de 1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayarak tıp doktoru unvanınu aldı. Dr. Çaycı, 1995 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Uzmanı oldu. O tarihten günümüze değin ise Tıbbi Biyokimya Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaya devam etti. Kendisi ayrıca 2004 ile 2008 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Laboratuarlar Koordinatörlüğü görevini de sürdürdü. 2011 yılında profesör unvanını alan Dr. Çaycı'nın özel ilgi alanları kanser metabolizması, obesite, egzersiz, bitkisel tedaviler ve akupunktur yer almaktadır. Dr. Çaycı'nın, 70'in üzerinde uluslararası makalesi, bir kitap çevirisi,100 fazla bilimsel t ...

Etiketler
Probiyotikler hakkinda
Prof. Dr. Banu Çaycı
Prof. Dr. Banu Çaycı
Ankara - Akupunktur
Facebook Twitter Instagram Youtube