Okul öncesi çocukluk çağı düşmeleri ve kafa travmaları

Okul öncesi çocukluk çağı düşmeleri ve kafa travmaları

 Beyin travmaları,  önemli bir halk sağlığı problemidir.  Genellikle trafik kazaları, düşmeler, darplar ve spor yaralanmaları sonucu gelişir. 45 yaş altı yetişkinlerde ve çocuklarda  en sık hastaneye başvuru nedenleri arasındadır. Kafa travmaları, her zaman ağır travmalar tarzında olmamakta, bazen önemsiz gibi görülen veya çok kısa süreli bilinç kaybına neden olup düzelen, yapılan tetkiklerde ciddi bir birincil hasarın görülmediği hafif kafa travması olarak da sınıflandırılmaktadır. Son yıllarda bu konuda yapılan çalışmalarda; Tekrarlayan travmaların beyinin yüksek fonksiyonlarında hasar oluşturabileceği ve zeka fonksiyonlarını etkileyebileceği iddia edilmektedir. Burada dikkate edilmesi gereken tek tek ufak travmalar değil sürekli ve yenileyen travmalardır. Ayrıca hepimizin tecrübesi hiç bir çocuktan düşemeden büyümez. Burada ayrımı iyi yapmak gerekir. Okul öncesi dönem çocuklarında düşmeler ve kafa travmaları anne ve babaların sık karşılaştı sorunlardır. Bu dönemi 2 yaş öncesi ve 2-7 yaş arası olarak ikiye ayırarak incelemek doğru olur.

               İki yaş öncesi dönemde bebeğimiz daha yeni yürümeye başlamış, beyinin ve kasların fonksiyonları henüz oluşmuş ve olgunlaşma devam etmektedir. Yatarken, otururken ve yürürken kendini koruma, tehlikelerden uzak durma yetisine ve reflekslerine sahip değildirler. Yaşına uygun olarak, yattığı yerde dönebilir, emekleyebilir, oturabilir, destek alarak veya almadan yürüyebilir. Bunları yaparken yattığı, oturduğu yerden düşebilir, yürürken dengesini kaybedip yada ayağı takılıp düşebilir. Bu yaş grubunda baş yetişkinlere oranla çok büyük, kafatası kemikleri daha yeterince olgun ve sert değildir, travma direk olarak beyin dokusunda hasar oluşturabilir. Buna karşılık doğa bu zayıflığı,  beyinin elastikiyet ve esnekliğini ileri derecede artırarak azaltmaya çalışmıştır. Bu yaş grubunda başa gelen darbelerde, kafatası sanki bir pinpon topu gibi davranıp çöker ve sonra hemen eski halini alır, alttaki beyin dokusuda son derece elastik olduğu için bunu en az hasarla atlatmaya çalışır. Ancak tüm bunlar belli snırlar içinde gerçekleşir. Eğer tavma yeterince şiddetli ise, savunma mekanizmaları yeterli gelmez, kemik ve beyin dokusunda çeşitli düzeylerde hasar ve kanamalar ortaya çıkabilir.

               Travma geçirmiş veya geçirdiğinden şüphe edilen bebekte, biz hekimler olarak bir takım işaretleri ararız. Çocuğun yaşı, düştüğü yükseklik, zemin, düşme hızı ilk planda travmanın ciddiyeti konusunda bir fikir oluşturur. İkinci aşamada bu olaydan sonra çocukta oluşan değişimler, bilinç kaybı, uyku hali, kusma veya normal olmayan her şey bizim dikkatimiz çeker. Üçüncü aşamada muayene ve gerekirse radyolojik bulgular bizi sonuca götürür. Her zaman ilk 24 ve 48 saat önemlidir ve başlangıçta çocuk tamamen normal olsa da sonradan yeni bulgular ortaya çıkabilir. Bu nedenle travma sonrası 24-48 saat çocuğun ya ailesi tarafından yada gereğinde hastanede hekim tarafından takibini ve bu süre sonunda tekrar kontrolü öneririz.

               Pratik olarak böyle bir olayla karşılaşıldığında, eğer çocukta normal dışı kusma, uyku hali veya bilinç kaybı varsa, gözle görülür bir şişlik, morarma mevcuttsa ve kasılma nöbeti olmuşsa, travmanı şiddetine bakılmaksızın hızla hekime götürülemesi gerekir. Bilinci kapanmış çocuklarda başın arkaya yatırılıp, dilin bir kaşık arkası ile bastırılması çok önemli olan hava yolunu açık tutacak son derece faydalı bir işlemdir. Şiş olan yere soğuk tatbiki hem kanamayı hemde şişliği azaltır. Bu sırada zaman en büyük düşmandır ve  hızlı ama panik yapmadan davranmak gerekir.

Bu tür travmalardan korunmak için :

               1- Evde çocoğun başına kadar olan mesafedeki sert, keskin, sivri ve kenarları olan eşyaların uzaklaştırlması veya çevrelerinin yumuşak lastik veya sünger ile kaplanması,

               2-  Zeminin yukşak ve kalın halı benzer malzemelerle örtülmesi,

               3- Çocuğun tırmanıp üzeriden düşebileceği eşayaların örneğin sandalyalerin kapatılması,

               4-  Yatağının yanlarında koruma bariyerlerinin olması veya yatağın yere yakın yapılması

               5- Mümkün olduğu kadar çocukların gözetim altında kalması,

               6- Yürürken bilek dahil elinde tutulması

gibi önlemler faydalı olacaktır. İki ve 7 yaş arası düşmeler çocukların daha hareketli, kas yapılarının daha güçlü olması nedeni ile bebeklik çağı düşmelerinden daha farklıdır. Bu dönemler de balkon, pencere, ağaç gibi yerlerden düşmeler daha sıktır ve iç organ hasarları ile eklem kırık ve çıkıklarıda olabileceği daha ciddi sonuçlanırlar. Kafatası kemikleri bu yaş grubunda artık sertleştiği ve esnekliğini kaybettiği için kırık, çatlak, çökme ve beyin dokusunda hasar riski artmıştır. Bebeklerden farklı olarak kendilerini daha iyi ifade ettikleri için takipleri daha rahattır. Travmanın şiddeti, travma sonrası dönem, klinik bulgular ve takip bebeklerde olduğu gibidir. Bu yaş grubunda yukarıda önlemlere ek olarak;

               1- Kapı ve pencelerin açık tutulmaması, önlerinde üzerine çıkabileceği  eşya ve diğer malzemelerin uzaklaştırlması,

               2- Bisiklet ve benzeri araçları kullanırken kask, dizlik ve disrseklik kullanması,   uygun olacaktır.                                                                             

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu

Op. Dr. Bülent Fahri KILINÇOĞLU İzmir ve Selanik kökenli olup 1966 yılında Erzurum'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini İstanbul'da bitirmiştir. Ardından İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladığı tıp eğitimini 1989 yılında tamamlamış ve tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1994-1999 yılları arasında Şişli Etfal Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı’nda yaparak Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı olmuştur. 1989-1992 yılları arasında Osmaniye - Düziçi Atalan Sağlık Ocağı'nda mecburi hizmetini, 1992-1993 yılları arasında ise Niğde - Bor Askeri Fabrika Tabibi ve 1993-1994 yılları arasında Çanakkale - Ayvacık Sağlık Merkezi Tabibi olarak askerlik vazifesini yerine getirmiştir. 1994-1999 yılları arasında Şişli Etfal Hastanesi Nöroşirürji Kliniği'nde Asistan olarak, 1999-2001 yılları arasında da Uzman Dokto ...

Etiketler
Kafa travması
Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu
Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu
Antalya - Beyin ve Sinir Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube