Obezite ve kanser ilişkisi

Obezite ve kanser ilişkisi

            Kanser, hücrelerin kontrolsuz olarak çoğalmasıdır. Çevresel nedenler (kimyasal, radyasyon, viruslar gibi) ve yapısal nedenler (hormonal, bağışıklık bozuklukları, kalıtsal mutasyonlar ve diğer genetik nedenler gibi) birlikte veya ardışık olarak hücreleri etkileyerek uzun yıllar içinde kansere yol açabilirler. Beslenme alışkanlıkları da kanser oluşumunda etken olabilir. Buna sebep olan beslenmeyle ilgili faktörler arasında; yanlış besin seçimi ve kötü beslenmek ,aşırı kilolu olmak ve fiziksel aktivitede yetersizlik yer alır.

            Erkekler açısından en yaygın türler akciğer ve mide kanseri iken kadınlar açısından bu meme ve serviks(rahim ağzı) kanseridir.

            Özellikle meme, kalın bağırsak-rektum ve kan kanserleri obez bireylerde normal ağırlıktakilere göre daha fazla görülmektedir. Yağ tüketiminin yüksek olması obeziteye neden olmaktadır. Yağlı besinler ve bozulmuş yağ tüketimi, kanser yapıcı ve ilerletici maddelerin de alımının artmasına neden olmaktadır.Her türlü yağın fazla alınması özellikle meme, prostat, testis, rahim, yumurtalık ve kalın bağırsak-rektum kanserlerinin oluşum riskini arttırmaktadır.Kanserojen maddeler (kanser yapıcı) yağ içinde birikir ve fazla yağ alımı bu maddelerin vücuda girişini artırır.Cinsiyet hormonları yapısal olarak yağa benzerler.Yağın fazla alımı bu hormonların çalışma düzenini bozar.

             Kalın bağırsak-rektum kanserlerini ilerletici safra tuzları gibi maddelerin yapımı yağ alımı arttıkça artar.Çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin sıvı yağlar kolay okside olurlar. Oksidasyon sonucu oluşan öğeler bağışıklık hücrelerinin yıpranmasına neden olarak kanser riskini arttırırlar.

            Aşırı et, dolayısı ile hayvansal proteini çok tüketen ülkelerde meme, rahim, prostat, kalın bağırsak-rektum, pankreas ve böbrek kanserleri, hayvansal proteini az tüketen ülkelerden daha fazla görülmektedir. Yağsız hayvansal protein tüketiminin kanserle ilişkili olmadığı bilinmektedir. Yağsız et, süt ve benzeri besinlerin tüketimi kanser riskini arttırmaz.

            Yapılan çalışmalar; meyve, sebze, tam tahıllar, diyet lifi, bazı mikro besin öğeleri, yağlar (omega-3 yağ asitleri, özellikle omega-3/omega-6 oranı) ve fiziksel aktivite ile kanser riski arasında negatif bir ilişki olduğunu göstermiştir. Toplam yağ alımı/bazı yağlar (doymuş yağlar vb), obezite, beden kitle indeksi, gıda hazırlama yöntemleri (tuzlama, tütsüleme, kürleme, turşu, yüksek sıcaklıklarda pişirme vb.) ile kanser arasında pozitif ilişki olduğunu bilinmektedir.

Obezite - Prostat Kanseri

            Erkeklerde abdominal obezite ve bel/kalça oranı artışının prostat kan- seri için bir risk faktörü olduğu bildirilmektedir. Özellikle yayılmaya (me- tastaz) meyilli prostat tümörlerinde obezite daha da risk taşımaktadır. Vücut kitle indeksi ve prostat kanseri arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışma sonuçları farklı olsa da leptin hormonunun yüksekliği, insülin ve IGF-1 (İnsülin Büyüme Faktörü-1)’in yüksek olması hastalık riskini arttırmaktadır.

Obezite - Meme Kanseri


            Meme kanseri, abdominal obeziteyle yakın bağlantısı olduğu bildirilmektedir. Abdominal (karın) ve kalça bölgesindeki yağ dokusu arttıkça, kanser riski de artmaktadır. Bu etki, kadının menapoz dönemi ile bağlantılıdır. Menapozdaki kadının kansere yakalanma olasılığı az olmakla birlikte, menapoz sonrası şişman kadınlarda risk yükselir. Menapoz öncesi gerekli olan östrojen, artan yağ dokusu tarafından üretilir. Östrojene hassas dokular, şişmanlıkta bu hormonun salınımını uyarırlar. Bu da tümörün büyümesine neden olur.

            Meme kanseri ile obezite arasındaki bir diğer ilişki de, obez olanlarda tümörün daha geç aşamada fark edilmesidir. Bunda Vücut Kitle İndeksi’ndeki yüksekliğin önemli bir faktör olduğu bildirilmektedir. Vücutta yağ dağılımı da meme kanser riskini etkiler.

Obezite – Uterus (Rahim) Kanseri

            Obezite; endometriyum (rahmin iç yüzeyini oluşturan doku) kanseri ile ilişkili bulunmuştur. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte şişmanlarda yüksek östrojen ve insülin düzeyinin buna sebep olabileceği belirtilmiştir. Yağ dokusu hücrelerinde östrojen üretiminin artması endometriyal kanser riskinin obez kadınlardaki artış nedenine yönelik açıklamalardan biridir. Endometriyum kanserlerinin %40’ının obezite kaynaklı olabileceği düşünülmektedir.

Obezite - Kolon Kanseri

            Kolon kanseri de şişman bireylerde daha sıklıkla görülmektedir. Özel- likle erkek bireylerde VKİ’ndeki artış ile kolon kanseri arasında kadınlarda olduğundan daha kuvvetli bir ilişki saptanmıştır. Meme ve endeometriyum kanserlerinden farklı olarak kadınlarda, östrojen hormonunun kolon kan- serine karşı koruyucu olduğu bildirilmiştir. Ancak, obezite ve östrojen ara- sındaki denge de kolon kanserini tetikleyebilir. VKİ değeri yüksek olan pre veya postmenapoz dönemindeki östrojen alan kadınlarda kolon kanseri riski artmaktadır. BKİ değeri 30 ve üstü olan 30-54 yaş arası bireylerde, kolon kanseri riskinin %50 arttığı bildirilmiştir.

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Banu Çaycı

Prof. Dr. Banu Çaycı, 1965 yılında Ankara''da dünyaya geldi. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini TED Ankara Koleji'nde tamamlamasının ardından tıp eğitimini de 1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayarak tıp doktoru unvanınu aldı. Dr. Çaycı, 1995 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Uzmanı oldu. O tarihten günümüze değin ise Tıbbi Biyokimya Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaya devam etti. Kendisi ayrıca 2004 ile 2008 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Laboratuarlar Koordinatörlüğü görevini de sürdürdü. 2011 yılında profesör unvanını alan Dr. Çaycı'nın özel ilgi alanları kanser metabolizması, obesite, egzersiz, bitkisel tedaviler ve akupunktur yer almaktadır. Dr. Çaycı'nın, 70'in üzerinde uluslararası makalesi, bir kitap çevirisi,100 fazla bilimsel t ...

Etiketler
Obezite ve kolon kanseri
Prof. Dr. Banu Çaycı
Prof. Dr. Banu Çaycı
Ankara - Akupunktur
Facebook Twitter Instagram Youtube