Obezite tedavisi

Obezite tedavisi

Çağımızın en önemli sorunlarından biri obezite. Tüm dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada gösteriliyor.  Obezite sadece bir dış görünüş sorunu değil, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, diz ağrıları, kısırlık, cinsel rahatsızlıklar, uykuda nefes durması ve depresyon gibi pek çok rahatsızlığa neden olmaktadır. Bu rahatsızlıkların etkisiyle ortalama yaşam süresi on yıl kısalmaktadır. Tersine kilo vererek normal kiloya ulaşınca ömrün uzamasının yanında hayat kaliteside artmaktadır. Obezite önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır ve ameliyat yöntemleri ile kilolardan kurtulmak mümkündür. 

Günümüz teknolojisindeki gelişmeler, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte günlük hareketleri de büyük ölçüde sınırladı. Bu durum ihtiyacımızdan fazla beslenme ile birleştiğinde obeziteye, diğer bir ifade ile şişmanlığa neden oluyor. Sosyal yaşamı olduğu kadar çalışma hayatını da olumsuz etkileyen bu durum, giderek yaygınlaşıyor.

HAYAT TARZINIZI DEĞİŞTİREREK İŞE BAŞLAYIN

Yetişkin vücut ağırlığının erkeklerde yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30'dan fazlasının yağ dokusundan oluşması obezite olarak kabul ediliyor. Tedavisinde ise öncelikle basit ve kolay uygulanabilir yöntemlerden başlanarak sorunun çözmeye çalışmak gerekiyor. Bunlar arasında fiziksel egzersiz, diyet, yaşam tarzı değişiklikleri, akupunktur ve ilaç tedavileri gibi yöntemlere başvurmak mümkün. Ancak vücut kitle indeksi çok yüksek olan kişilerde bu tedavi yöntemleri başarısızlıkla sonuçlanabiliyor. Başarılı olunsa bile bir süre sonra verilen kilolar geri alınıyor. Böyle durumlarda obezitenin tedavisinde ameliyat yöntemi tercih edilen seçenek oluyor.

İKİ YILDA İDEAL KİLO HEDEFLENİYOR

Vücut kitle indeksi 35’in altında olanlara bu ameliyatlar yapılamıyor. Ayrıca, ameliyat olacak kişinin 16 ile 60 yaşları arasında olması ve narkoz almasını engelleyen ciddi bir hastalığının da olmaması gerekiyor. Ameliyat sonrasında ideal kiloya iki yılda ulaşmak hedefleniyor. Kişi, ilk ay 10-15 kilo verilirken zamanla daha yavaş kilo kaybedebiliyor. Zaten çok hızlı kilo vermek doğru bulunmuyor. Çünkü böyle durumlarda hem vitamin eksikliği olabiliyor, hem de vücutta sarkmalar oluşabiliyor. Bu da kalp damar sistemi ve vücudun kendi iş dengesinde sorunlara yol açabiliyor. İdeal olan kişinin ortalama olarak ayda 4-5 kilo verilmesidir.

AMELİYATTAN 1 AY SONRA NORMAL BESLENME, 2 AY SONRA SPOR YAPILABİLİYOR

Ameliyat sonrasında ilk 3-4 gün serumla beslenme yapılıyor. Bu dönem sorunsuz geçmiş ise kişi öncelikle yudumlar halinde su ve tanesiz kompostoya başlayabiliyor. İlk haftanın sonunda çorba, sütlaç, muhallebi, süt, yoğurt ve püre haline getirilmiş sebze türü gıdalara geçilebiliyor. Birinci ay tamamlandığında iyi çekilmiş kıyma ve yumurtayı mönüye dahil etmek gerekiyor. Ağızdan gıda almaya başladıktan sonra genellikle çoklu vitamin ve mineral takviyesi öneriliyor. Obezite ameliyatları kapalı yapıldığı için karın bütünlüğünü bozmuyor. Ameliyattan 15 gün sonra iş hayatına başlanabilir.  2 ay sonra ise spor yapmak önerilmektedir.

TÜP MİDE (SLEEVE GASTREKTOMİ)

Obezitenin tedavisinde en sık yapılan ameliyatlar arasında yer alıyor. Operasyon ile midenin yaklaşık 2/3’lük kısmı çıkarılarak mide adeta uzunlamasına tüp şekline getiriliyor. Küçülen mide hacmi nedeniyle erken doygunluk oluyor ve kilo kaybı sağlanıyor. Bu yöntem genellikle iştah hormonu salgılanmasını da büyük oranda azaltıyor. Sonucunda ise hormonal olarak iştahı azalan kişiler daha az yeme ihtiyacı hissediyor. Bu ameliyatı geçiren kişilerde midenin tekrar büyüyebileceği konusunda uzun dönem takip sonuçları bulunmuyor. Ama başarılı bir ameliyattan sonra çok uzun yıllar etkili kilo kaybı sağlandığı bir gerçek. Midenin büyüdüğü durumlarda ise mide bypass’ı yapılarak kilo alımının önüne geçilebilir.

MİDE BYPASS’I (LAPAROSKOPİK GASTRİK BYPASS)

Obezitenin ameliyatla tedavisinde en etkili ve kalıcı yöntemlerdendir. Özellikle süper obez denilen vücut kitle indeksi 50’nin üzerinde olan bireylere öneriliyor. Bununla beraber daha düşük kilolularda da başarılı sonuçlar alınabiliyor. Bu ameliyat yönteminde mide üst kısmı  alt bölümünden ayrılıyor. İnce barsak midenin üst bölümüne getirilerek  yenilen gıdaların oniki parmak barsağını pas geçmesi amaçlanıyor. Bu ameliyatı geçiren kişiler kalan ömürlerini normal kilolu sürdürebiliyorlar. İlaç kullanıyorlarsa ya bırakıyorlar yada azaltıyorlar, depresyondan çıkıyorlar, kısırlık sorunu çoğu zaman çözülüyor

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. İbrahim Sakçak

Doç. Dr. İbrahim SAKÇAK, 1966 yılında Sungurlu’da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladığı tıp eğitimini 1989 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise SB. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapmış ve 1995 yılında Genel Cerrahi Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitimi sonrasında Çorum Devlet Hastanesi, Anamur Devlet Hastanesi ve Adıyaman Devlet Hastanesi’nde görev yapmış olan Doç. Dr. İbrahim SAKÇAK, 2008 yılında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne atanmıştır. 2009 yılında Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi2nde Girişimsel Endoskopi eğitimi almıştır. 2010 yılında ise ABD, Pensilvanya - Pittsburg Üniversitesi Organ Nakli Merkezi'nde İnce Barsak Nakli konusunda çalışmalar yapmış ve eğitim almıştır. 2011-2012 yılları arasında İnönü Üniversites ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Obezite tedavisi
Doç. Dr. İbrahim Sakçak
Doç. Dr. İbrahim Sakçak
Ankara - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube