Neden posa almalıyız?

Neden posa almalıyız?

Posa, bitkisel besinlerin sindirim enzimlerimiz tarafından parçalanamayan kısmıdır. Prebiyotik özelliklidir. Yani; bağırsak tarafından emilmeyen ancak bağırsaklardaki yararlı bakteriler tarafından kullanılarak onların çoğalmasını ve işlevlerinin artmasını sağlayan karbonhidrat grubudur. Su tutucu özellikte olmaları nedeniyle mide içeriğinin artmasını sağlayarak mide boşalmasını geciktirirler. Bunun en büyük yararı tokluk hissi sağlaması ve yeme dürtüsünü geciktirmesidir. Bu nedenle posa zayıflama diyetlerinde önemli bir yere sahiptir.

Yulaf lifinde bulunan beta glukan adlı bir madde öğünde bulunan diğer besinlerin emilimini yavaşlatır, bu sayede de kan şekeri ve kan kolesterolünün yavaş yavaş artmasını ve açlık duygusunun körelmesini sağlar. Şekerin kana karışmasını yavaşlatan posa, kan glukoz seviyesindeki ani dalgalanmaları engeller. Bu nedenle başta diyabetliler ve diyabet riski taşıyanlar için tüketimi son derece önemlidir. Besinlerdeki posa glisemik indeksi düşürerek, emilimi yavaşlatarak ve açlık hissini geciktirerek sık beslenme ihtiyacını azaltır. Bu da şişmanlığa karşı etkili bir önlemdir. Kolesterol emilimini engelleyerek kan kolesterol düzeyini düşürür. Damar sertliği, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları riskini en aza indirir. Posasız beslenme ani kan şekeri değişikliği nedeniyle şişmanlık, diyabet, kalp-damar hastalıkları gibi pek çok olumsuzluğu beraberinde getirerek yaşam biçiminin sağlıksızlaşmasına neden olur. Olumlu etkileri yalnız bunlarla sınırlı olmayan posa, kalın bağırsağın emilim ve dışkı oluşturma yeteneğini de güçlendirir. Bağırsaktan geçiş süresini düzenleyerek ishal ve kabızlığın önüne geçer, dışkı miktarını arttırarak düzenli dışkılamayı sağlar. Ayrıca antibiyotik türevi ilaçların ve toksik etkili katkı ve kimyasalların bağırsaktan atılımını hızlandırır, zararlı bakteri ve virüslerin çoğalmasını baskılar.

Yapılan çalışmalar bitkisel ağırlıklı ve posadan zengin beslenme tarzı ile uzun dönemde kalın bağırsak, rektum, yumurtalık ve meme kanserine yakalanma riskinin daha düşük olduğu yönünde sonuç vermiştir. Diyet posası sağlıklı bir yaşam için günlük beslenmenin içinde yer almalı, tercihen doğal besinlerden karşılanmalıdır.

Posa içeriği yüksek besinler; kurubaklagiller, sert kabuklu yemişler, tam tahıllı ürünler, bezelye, taze fasulye, ıspanak, pırasa gibi sebzeler, kuru ve taze meyvelerdir. Yetişkin bir bireyin günlük posa ihtiyacı 25-30 gramdır. Kahvaltı ve diğer ana öğünlerde beyaz ekmek yerine tam tahıllı buğday ekmeğinin tüketilmesi, öğle ve akşam yemeklerinde sebze yemekleri, salata, kurubaklagiller, sebze çorbaları ya da mercimek çorbasının tüketilmesi, ara öğünlerde kuru meyvelerin ya da kabuğu ile tüketilebilecek taze meyvelerin tercih edilmesi günlük posa ihtiyacımızın karşılanmasını sağlar.

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Gülsüm Uyanık Saygın

Dyt. Gülsüm Uyanık Saygın, Konya'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 2013 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme Ve Diyetetik Bölümünden mezun olarak diyetisyen unvanı almıştır.

Uzmanlığ'ını, Sofra Yemek ve Hizmet Üretim A.Ş, Hacettepe Üniversitesi Merkez Öğrenci Kafeteryaları, Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri ve Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesi'nde tamamlamıştır.

Dyt. Gülsüm Uyanık Saygın, mesleki çalışmalarını Meram Konya'da bulunan Gülsüm Uyanık Beslenme ve Diyet Danışmanlığ'ında devam ettirmektedir.

Etiketler
Posa
Dyt. Gülsüm Uyanık Saygın
Dyt. Gülsüm Uyanık Saygın
Konya - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube