Myomlar!

Myomlar!

Rahmin en sık görülen iyi huylu tümörleri olan myomlar; rahim ve rahim ağzında oluşan, ve rahmin düz kas dokusundan gelişen kitlelerdir. Çok küçük milimetrik boyutlardan, tüm karnı doldurup göbek hizasına kadar büyümüş boyutlara dek değişik boyutlara olabilirler. Rahmin (uterus) her yerinde saptanabilirler. Tüm kadınların % 10-15'inde değişik boy ve sayıda, belirti veren veya vermeyen myomlara rastlanabilir. En sık 35-45 yaş arası kadınlarda görüür. Adölesan döneminde nadiren görülürler. Myomun büyüme potansiyeli kişi menopoza girdiğinde durur, hatta myom  menopoz döneminde küçülmeye başlar. Myomlarda kanser gelişme riski 1/10.000 kadardır ve pratikte myomların habisleşmediği kabul edilir. Ama menopozdan sonra myomda ani ve hızlı bir büyüme saptanması, tetkiki gerektirir bir durumdur. Çoğunlukla bu durumda rahim operasyonla alınmaktadır. Myomların sayısı, büyüklükleri ve büyüme hızları kadından kadına değişmektedir. Myomların büyümesi östorojen ve diğer kadınlık hormonlarına bağlı olduğundan, küçük bir myom menopoza girinceye dek yakınma vermez veya çok büyük boyuta gelmezken, büyük myomlar uzun dönemde çoğunlukla yakınma ve bulgu verirler. Doğurganlık çağındaki kadınlarda myomu çıkarılsa bile, menopoza kadar yeni myomların tekrar çıkma olasılığı her zaman akılda tuutlmalıdır. Bu nedenle yakınma vermeyen ve özellikle de doğurganlık döneminde olan kadınlardaki myomlarda beklemek ve eğer kişi de istiyorsa gebeliğe ve doğuma yönelik plan ve tedavilerde yoğunlaşmak daha akılcı olacaktır. 

NEDEN

Kesin neden belli değildir. Sorumlu tutulan bazı nedenleri özetlersek;

Genetik Nedenler 

Özellikle anne, teyze, kız kardeş gibi anne tarafındaki birinci derece akrabalarında myom olan kişilerde, myom görülme sıklığı daha fazladır.

Etnik köken ve ırk 

Zencilerde beyaz ırka göre görülme sıklığı yaklaşık 10 kat artmıştır.

Östrojen hormon düzeyindeki artışlar

Östrojenin (kadınlık hormonu) myomları büyüttüğüne inanılmaktadır. Örneğin; gebelik döneminde myomların artmış östrojen düzeyine bağlı olarak büyümesi ve menopozda östrojen azalması ile myomlarda küçülme olması bu teoriyi destekler.  

TİPLERİ

Submüköz myomlar: Rahmin içi boşluğuna doğru büyürler.

İntramural myomlar: Rahim kasının olduğu orta tabakada büyümüşlerdir. En sık görülen myom tipidir.

Subseröz myomlar: Rahmin dış tabakasında gelişirler. Rahmin dışında karın içi boşluğuna doğru büyümüşlerdir. 

BELİRTİLER

Çoğunlukla belirti vermezler. Başka nedenle yapılan jinekolojik muayenelerde tesadüfen saptanırlar. Büyüklüklerine bağlı olarak; karında şişlik ve büyüme, sık ve fazla adet kanamaları ve sonucunda kansızlık, sık idrara çıkma veya idrar kaçırma, cinsel ilişkide ağrı, adet dönemi dışında ara kanamalarının görülmesi, aralıklı olarak özellikle aşağı-pelvik bölgeye giren delici veya künt karakterde ağrılar, tüplerin rahimle ilişkisini bozarak veya döllenmiş embryonun rahme tutunma olasılığını azaltarak neden oldukları kısırlık-infertilite, bağırsaklara baskı yaparak neden oldukları pasaj yavaşlamasına bağlı kabızlık, rahim içi boşluğunda düzensizlik yapıyorlarsa gebe kalmada sorun veya gebe kalınsa bile gebeliğin devamına engel olarak düşük olması veya bunun tekrarlayan gebelik kayıpları şeklinde yinelemesi gibi, problemler görülebilmektedir. 

TANI    

Sadece jinekolojik muayene ve transvajinal ultrasonografi ile % 100' e yakın tanı konulabilmektedir. Kesin tanı konulamayan veya özellikle menopoz sonrası hızlı büyüyen olgularda pelvik MR istenmesi gerekebilir. Submüköz myom şüphesi olan olgularda HSG (rahim filmi) sonohisterografi veya histeroskopi yapılması gerekir.  

TEDAVİ

Çoğu myomda tedavi gerekmez. Ama yakınma nedeni olan, doğurganlığı etkileyebilecek büyüklükteki veya habisleşme şüphesi taşıyan olgularda tedavi gereklidir. Ağrı, basınç hissi, düzensiz ve aşırı kanama yakınmaları yapmayan, tıbbi bir probleme neden olmayan küçük myomlarda, özellikle de kişi doğurganlığını tamamlamamışsa; myomdaki boyut değişiklikleri ve yakınmaları değerlendirmek için, 6 ay aralarla kontroller yapılması daha uygun olacaktır. 

Tıbbi tedavi

GnRH-analogları geçici menopoz durumu yaratarak, myomları küçültseler de, uzun süreli kullanımlarında kemik erimesi, vajinal kuruluk ve sıcak basmaları gibi menopozal bulgu ve yakınmalara neden olurlar. Bu grup ilaçlar; cerrahi tedavi öncesi myomları küçültmek, operasyon sırasındaki kanamayı azaltmak, kansızlığı olan ve kanayan hastanın kanını normale getirip sonra operasyona almak için zaman kazanmak amacıyla ve kısa süreli verilirler.  

Cerrahi tedavi

Yakınmalara neden olan, veya hızlı büyüyen myomlarda cerrahi tedavi ön planda düşünülür. Cerahi tedavi seçeneklerini ve özelliklerini özetlersek;

Myomektomi

Myomun rahim duvarından sıyrılarak çıkartılması işlemidir. Özellikle doğurganlığını tamamlamamış olgularda tercih edilir. Çok büyük olup laparoskopi ile çıkarılamayacak özellikteki myomlar, karın açılarak yapılan abdominal  myomektomi ile çıkarılırlar. Ama çoğu olgu laparoskopi ile kolayca çıkarılacak özelliklere sahiptir. Myomektomi yapılmış olguların gebeliklerinde doğum sezaryenle gerçekleştirilmelidir.

Submüköz myomların myomektomisi ise histeroskopi ile yapılır.

Histerektomi (Rahim alınması)

Hızlı büyüyen, yakınmalara yol açan myom varlığında ve hastada doğurganlık çağını tamamlamışsa radikal bir yöntem olarak rahim alınabilir.  

Uterin arter (rahim atardamarı) embolizasyonu (tıkama işlemi)     

Myomektomi ve histerektomiye alternatif, modern bir tedavidir. Bu tedavi öncesi hastanın pelvik MR ile incelenmesi, myomların sayısı ve yeri konusunda daha ayrıntılı bilgi vereceği için gereklidir. İşlem; jinekologun önerisi ve planlaması sonrası, girişimsel radyolog tarafından lokal anestezi altında yapılır. Kasık bölgesinden kateterle rahim atardamarına girilir ve bu damarlara küçük tıkayıcı materyaller yerleştirilir. Damarların tıkanması myom beslenmesini azalttığından, zamanla myomda küçülme izlenmektedir. İşlem sonrası, % 80-90 oranında kanama ve ağrıda azalma görülür. Doğurganlığı olumsuz etkilemediğine inanılsa da, halen bu konuda kesin karar verdirecek bilgi birikimi oluşmamıştır. Nadiren infeksiyon ve rahmin alınmasını gerektirir büyük komplikasyonlara rastlanılır. 

Myoliz ve kriomyoliz

Myomektomiye ve histerektomiye alternatif tedavilerdir. Myoma özel cihazlarla ve çoğunlukla laparoskopi eşliğinde girilerek, kriyomyolizde (myom dondurulması)  -196 derecelik sıvı nitrojen ile myom dokusu dondurulurken, myolizde; yüksek frekanslı elektrik akımı veya lazer ile myom bir nevi dağlanmaktadır. Her iki teknikte de myom dokusu kanlanması azalır veya tamamen kesilir. Zamanla myomda küçülme, yakınmalarda azalma ve kaybolma görülür. Her iki işlemde işlem sonrası rahimde nedbe dokusu ve infeksiyon gelişmesi görülebildiğinden, sonraki gebeliklerde ciddi komplikasyonlar olabilir. Bu nedenle her iki teknikte küçük myomlarda ve gebelik düşünmeyen olgularda uygulanmalıdır. 

Bu makale 11 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Muammer Doğan

Doç. Dr. Muammer DOĞAN, 21 Ocak 1963 yılında Elazığ'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 1980 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1986 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1987 - 1991 yılları arasında Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde uzmanlık eğitimini yaparak Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. 1999 Yılında ''Doçent'' unvanı almıştır. 1993 - 2004 Yılları arasında Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Başasistan, 2004 - 2006 Yılları arasında Klinik Şef Muavini, 2006-2011 yılları arasında Klinik Şefi olarak çalışmıştır.  2004 yılından itibaren  Tüp Bebek Merkezi merkez sorumluluğu görevini de yapan Doç. Dr. Muammer DOĞAN, 2011 yılın da hastaneden emekli olduktan sonra, mes ...

Etiketler
İyi huylu tümör
Doç. Dr. Muammer Doğan
Doç. Dr. Muammer Doğan
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube