Migren başağrısı ile karekterize olmakla birlikte bulantı, kusma, baş dönmesi, ışık ve ses hassasiyeti, duygusal durumda çöküntü benzeri birçok yakınmayı içeren, ataklarla seyreden bir hastalıktır.
Migrenin nedeni nedir?
Migrenin nedeninin tam olarak bilinmediği hastalara belirtilmektedir. Çünkü sorunun kaynağı beyinde aranır ve bulunamaz. Nöral terapi yaklaşımında migrenin sebebinin nörovejetatif (otonom) sinir sisteminin çalışma bozukluğu olduğunu biliyoruz. Ataklar sırasında otonom sinir sisteminin belli başlı fonksiyonları bozulmaktadır (bulantı,kusma, barsak hareket bozuklukları vd). Migrenli hastanın anamnezi (öyküsü) alındığında migrenin nedeni de ortaya çıkarılabilmektedir.
Migren sıklığı nedir? Kimlerde ve hangi yaşlarda daha fazla görülür?
Daha çok kadınlarda görülür. Her 5 kadından birinde migren vardır. Migren çoğunlukla 20-30'lu yaşlarda daha sıktır. Ancak bebek ve çocuklarda da olabilir. 50 yaş üzerinde migren başlaması olağan değildir.
Tanısı nasıl konulur?
Hastanın yakınmalarını dinleyerek ve yapılan nörolojik muayene sonrası tanı konulur. MR, tomografi, EEG benzeri incelemeler migren dışı nedenlerden şüphelenildiğinde yapılmalıdır.
Migrenin belirtileri nelerdir?
Yarım başağrısı, bulantı-kusma, ışık ve ses hassasiyeti çok bilinen yakınmalardır. Ancak her zaman yarım başağrısı olmayabilir. Ancak ağrının kişiyi işinden alıkoyacak şiddette olması önemlidir. 3-4 saatten 3 güne kadar süren ataklar mevcuttur. Başağrısı kişinin günlük aktivitelerini engelleyecek düzeydedir. Auralı migrende başağrısı başlamadan önce ışıklı çizgiler, karanlık noktalar, görmede bulanıklaşma benzeri yakınmalar mevcuttur. Çok nadiren geçici felçler bile görülebilir.
Çocuklarda migrenden ne zaman şüphelenmeliyiz?
Çocukluk çağı migrenlerinde başağrısı olmayabilir. Başağrılarına kusmalar genelde eşlik eder. Başağrısı olmadan sadece kusmalarla veya karın ağrısı biçiminde de görülebilir. Erişkin migrenine benzemez. Bu nedenle çocukların çoğunluğunun migrenli olduğu da bilinmez. Hatta çocukların numara yaptığı düşünülebilir. Bu nedenle çocuklarda bir gün içinde olup biten hastalanma ataklarında migreni akla getirmek lazım.
Migrenin tipleri nelerdir?
Auralı ve aurasız olarak ayrılmaktadır. Ancak özellikle akupunktur ile uğraşanlar migren ağrılarını 4 ayrı gruba ayırırlar. Karaciğer/safra kesesi migreni, serikal kaynaklı migren, hormonal migren, hava durumuna bağlı oluşan migrendir. Safra kesesi migreninde ağrılar genellikle gece 1 ile 3 arasında başlamaktadır. Alkol, ağır yağlı yiyecekler, fazla kahve ve kola tüketimi ağrıyı tetikler. Hormonal migrende adet döneminde ve bazen yumurtlama döneminde ağrılar belirgin olmaktadır. Mevsimsel migrende hava değişikliği, nem oranının arttığı alçak basınç durumunda, uçak seyahatleri sonrasında ağrılar başlamaktadır. Servikal kaynaklı migrende ise boyun patolojileri ön planda yer almaktadır.
Migren kalıtsal mıdır?
Migren hastalarının ailesinde genelde migrenli kişiler vardır. Ancak migren hastalığı kalıtsal olarak geçmemektedir. Aileden migrene yatkınlık alınır. Vücudu etkileyen dış etkenler yatkın kişilerde öncelikle migrenin ortaya çıkmasına neden olur.
Migren ağrılarından kurtulma yolları nelerdir?
İlaç tedavileri ile sıklığı azaltılıp, atakların hafif atlatılması sağlanabilir. Özellikle hormonal migren menapozla azalır veya geçer. Bazen ağrılar sık tekrarladıkça sürekli alınan ilaçlar çözüm olmamaktadır. Bir süre sonra sürekli alınan ilaçlara bağlı başağrıları gelişmektedir. İlaçlar çözüm olmamakla birlikte bağımlılık benzeri tablo gelişmektedir. Hergün ilaç alınmazsa ağrılar şiddetlenmektedir. İlaçlar dışında etkin tedavi yöntemleri nöral terapi, akupunktur ve manyetik alan tedavisi olarak sayılabilir. Nöral terapinin etkili olduğu hastalıkların başında migren gelmektedir. Nöral terapide bozucu alan olarak tanımlanan hastalık odağı olanlarda akupuntur tek başına yeterli olmamaktadır.
Nöral terapinin tedavi etkinliği ne kadardır? İyileşme ne kadar sürmektedir?
Nöral terapi ile tüm hastalarda çok iyi sonuçlar alınmaktadır. Ağrıları bastırmaya yönelik olmayan bu tedavilerde hastalığın nedeni ortadan kaldırılmaktadır. İyileşme kalıcı olarak sağlanmaktadır. Hastalığın şiddeti, uzun zamandır olması, hastanın yaşı vb. durumlar iyileşme sürecinde sorun yaratmamaktadır.