Melanom hakkında bilmemiz gerekenler; güncel bilgiler

Melanom hakkında bilmemiz gerekenler; güncel bilgiler

Deri melanomu önlenebilir bir kanser türüdür. Vücutta doğuştan var olan veya sonradan ortaya çıkan benlerden melanom gelişebilir. Vücudun bazı bölgeleri, renkli lezyonu (ben) ve bu lezyondaki değişimleri erken fark etme ve buna bağlı olarak erken tanı ve tedaviyi geciktirir.1)Saçlı deri ve  perine  bölgesi görünür yerler değildir.  2)Tırnak altı  melanomları  hematom ve mantar gibi selim tırnak hastalıklarla karıştırılır. 3)Ayak tabanı/topuk melanomları  nasır, diken/çakıltaşı batması, hematom ve ayakkabı vurmasına bağlı deri lezyonları şeklinde değerlendirilebilir. Kişinin kendisi, yakınları, kuaför, manikür pedikür sırasında ilgili kişi, jinekolog veya muayene eden herhangi bir hekim benleri fark edebilir. Şüpheli benin (ameliyatla alınması) cerrahi olarak çıkarılması (mutlaka patoloji incelemesi yapılmalı), bu benle ilgili  melanom riskini  ortadan kaldıracaktır. 

Deri, göz, sindirim kanalı, sinuslar, anus ve vajinada yani melanositlerin bulunduğu herhangi bir yerde görülebilir. Ancak en sık deride görülür. Deri melanomunun görülme sıklığı ,ülkeden ülkeye değişmekle birlikte son 50 yılda sürekli bir artış göstermiştir.  Ülkeler arasındaki bu değişiklik genetik, fenotipik ve ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalmayla ilgilidir.  

RİSK FAKTÖRLERİ :

Önemli risk faktörleri, Ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalma ve genetik yatkınlıktır.  Aralıklı olarak cildin zarar göreceği şekilde güneş ışınlarına maruz kalmak önemlidir, ağır derecede güneş yanığı öyküsü (2 günden fazla süren ağrı ve bül ), genç insanlarda bile riski iki kat arttır. Deri tipi, pigmentasyon ve kalıtımda şüpheli genler kişiye ait risk faktörleridir. Açık renk deri, mavi göz, kızıl saç ve kolay çillenme  güneş duyarlılığını arttıran yüksek risk işaretidir. 

Doğuştan var olan benler

Birinci derecede yakınlarda maliğn melanom varlığı 

TEŞHİS:

Klinik olarak şüpheli bir deri lezyonundan alınan parçanın patoloji uzmanı tarafından incelenmesi (biyopsi yapılarak ) sonucu melanom tanısı konur. Hastayı, yakınlarını veya doktoru risk  konusunda uyaran -yüksek riskli lezyonların tanınması için -  ABCDE kriterleridir; asimetri (Asymetry), kenar düzensizliği (Border), alacalı renk, renk alacalanması, rengin koyulaşması, açılması  (Color), >6mm çap (Diametre) ve genişleme (Enlargement). Son zamanlarda fark edilen değişiklik veya kanama ya da kaşınma hikayesi gösteren lezyonlar özellikle yüksek riskli kabul edilmelidir. Melanomların yaklaşık % 5 i amelanotiktir (pigmentsiz) ve erken dönemlerinde çoğunun 6 mm’den daha küçük çapta olduğu unutulmamalıdır. Hastanın hikayesi dikkatle dinlenmeli, muayenesi yapılmalı, lezyon cerrahi olarak çıkarılmalı ve kesin tanı için patolojiye gönderilmelidir.

Biyopsi nasıl yapılmalıdır ?

Melanomda en önemli bilgi lezyonun milimetre olarak kalınlığıdır. Bu nedenle biyopsi tekniği önemlidir. İdeal olan lezyonun 1-2 mm sağlam sınırla tamamının çıkarılması (eksizyonel biyopsi) ve formol içinde patolojiye gönderilmesidir. Lezyonun bulunduğu yer (lokalizasyonu ) veya büyüklüğü nedeni ile tamamının çıkarılması  mümkün değilse, değişimin en belirgin olduğu yerden (yerlerden)  insizyonel veya punch biyopsi de yapılabilir. Önemli olan patoloji uzmanına küp ya da silindir şeklinde doğru şişelenmiş parçanın temin edilmesidir. Melanom olmasından şüphelenilen lezyonlarda sıyırma (shave) şeklinde  biyopsi asla yapılmamalıdır. Koter ile yakılması veya dondurulması söz konusu olamaz.

Patoloji raporunun okunması (T tümör): Tümöre ait özellikler

Bir patoloji raporundaki melanom tanısı  hasta ve yakınlarını, kimi zaman hekimleri sıra dışı endişelere sevk etmektedir. İnternet ortamında yapılan taramalarda hastaya ait patoloji özellikleri bilinmediği için hasta en kötü senaryoyu kendisi için uygun bulmaktadır. Bu patolojik özellikler nelerdir ?

Tanı :Maliğn melanon  (yüzeyel yayılan melanom ,nodüler melanom,akral lentijinöz maliğn melanom,lentigo malignan melanoma,desmoid melanom vb)

            *Milimetre olarak kalınlık (Breslow thickness)  <1mm  1-4 mm  >4 mm :Bağımsız prognostik parametredir

            *Clark’s Level :I-V arası değer verilir,>1 mm melanomlarda önemi yoktur.

            *Ülserasyon (var/yok) :Bağımsız prognostik parametredir:

           *Mitoz sayısı (mitotic rate ,milimetrede mitoz sayısı ) : Yüksek olması  tedavi planlamada  dikkate alınmalıdıri

           *Vasküler (ven/lenf) invazyonu (Vascular invasion) : Varlığı  tedavi planlamada dikkate alınmalıdır. 

           *Mikrosatellit (var/yok) .(Microsatellite) :  Varlığı  evreleme açısından önemlidir

            *Regresyon “ben”in kendiliğinden gerilemesi ( >% 80 kısmi  regresion  tedavi planlamada dikkate alınmalıdır).

Klinik ve radyolojik nodal (N) ve Uzak metastaz taraması (M.metastaz) :Patoloji raporundaki bilgiler ve hastanın lenf bölgelerinin ve tüm derisinin  muayenesi yapılır. Tedaviyi planlamak (ameliyat kararı vermeden önce )  için  yapılması gereken tetkikler patoloji raporundaki Breslow kalınlık ve ülserasyon göz önüne alınarak  sırasıyla; 

           *Akciğer (düz akciğer filmi,akciğer bilgisayarlı tomografisi)

            *Karın (Batın ultrasonografisi,batın bilgisayarlı tomografisi)

             *İlgili lenf bölgelerinin ultrasonografi ile kontrolü (özellikle baş-boyun melanomlarında) sırasıyla

            *Tüm vücut taraması (PET-BT, PET-CT,PET-MR)

        

EVRELEME:

Kısaca Evre I ve Evre   II de hastalık  lokaldir, yani bulunduğu yerde sınırlıdır. Evre  III de hastalık lenf bezlerine metastaz yapmıştır. Evre IV de hastalık daha yaygındır.

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Sıdıka Kurul

Prof. Dr. Sıdıka KURUL, 1950 yılında Zonguldak’ta doğmuştur. Tıp eğitimini 1973 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’de tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1980 yılında Genel Cerrahi, 1983 yılında ise Plastik Cerrahi uzmanlık eğitimlerini tamamlamıştır. Ayrıca kendisi Avrupa ve ABD'de ziyaretçi doktor olarak pek çok mesleki kursa katılmıştır.   1983-1988 yılları arasında Vakıf Gureba Hastanesi'nde mecburi hizmeti kapsamında görev yapan Prof. Dr. Sıdıka KURUL, 1989 yılında Plastik Cerrahi Doçenti,1995 yılında ise Plastik Cerrahi Profesörü unvanlarını almıştır.  Ulusal ve uluslararası dergi ve toplantılarda 120'den fazla yayın ve 115'ten fazla tebliği bulunan Prof. Dr. Sıdıka KURUL, Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği, Onkoloji Derneği, Türk Onkoloji Grubu ve Türk Onkoloji Vakfı, European Soc ...

Etiketler
Lezyon
Prof. Dr. Sıdıka Kurul
Prof. Dr. Sıdıka Kurul
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube