Kontrol kimde?

Kontrol kimde?

İnsanlar hayatlarında neyi kontrol altında tutabileceğini bilmesi çok önemli, mesela kumanda sendeyse televizyonu sen kontrol edebilirsin. Arabanın direksiyonu sendeyse arabayı sen kontrol edersin. Fakat televizyonun kumandası sendeyse televizyona gelen elektiriği sen kontrol edemezsin, arabanın direksiyonunun sende olması aküyü kontrol edebileceğin anlamına gelmez. Elektiriklerin kesilmesini ve akünün azalıp bitmesi durumunu sen kontrol edemezsin.

Yani biz insanların, neyi kontrol edebileceğini ve neyi kontrol edemeyeceğini bilmesi gerekiyor. Kontrol edemeyeceğimiz şeyleri kontrol altında tutmaya çalışmak bizi sadece yoracaktır. Çoğu zaman kontrol altına almayı istediğimiz şeyi ya hiç kontrol edemeyiz ya da çabamızın karşılığını hiçbir zaman alamayız.

Hayatımızda da neyin bizim kontrolümüz altında olduğunu bilmek çok önemli. Eğer bizim kontrolümüzün altında olmayan bir şeyi kontrol altında tutmaya çalışırsak az önce söylediğim gibi bu bizim sadece yorulmamıza neden olacaktır.

Mesela insanların bizi sevmesi için çaba harcama yani diğerlerinin duygularını kontrol etmeye çalışma… Onlara kendimizi sevdirmeye çabalama… Bu ne kadar mümkün? Başkalarını mutlu etmeye çalışma, onların birini sevmesi için çaba harcama veya birinden nefret etmesi için adımlar atma. Bu bizim kontrolümüzde olan bir şey midir?

Biz hayatımızda neyi kontrol edebiliriz?

Öncelikle şunu çok iyi bilmek gerekir ki bizim kontrol edebileceğimiz şeyler sadece kendi hayatımıza ait şeylerdir.

Kendi hayatımıza ait olan şeyler nelerdir ?

Kendi düşüncelerimiz

Kendi duygularımız

Kendi davranışlarımız

Evet bizim hayatımızda kontrol edebileceğimiz şeyler bunlar. Eğer bunları kontrol edebileceğimizi ve bunun dışında ki şeyler bizim kontrolümüzde olmadığını bilirsek. Yaşamış olduğumuz duygular, düşünceler ve davranışlar bize zarar verecek boyuta gelmeyecektir. Aslında sahip olduğumuz her duygu optimum düzeyde olduğu sürece bize yararı var.

Örneğin Korku duygusu;

Trafiğin olduğu bir caddede karşıdan karşıya geçeceksiniz;

Hiç Korkmayan insan,

Sağına soluna bakmadan korkusuzca karşıdan karşıya geçer. Sonuç büyük ihtimalle o trafikte araba çarpar ve ölür. Bu konu hakkında google’a “İbrahim Tatlıses’in eğlence anlayışı” yazarsanız ne demek istediğimi görüntülü bir şekilde görebilirsiniz J

Aşırı Derece Korkan İnsan,

Hissettiği duygu o kadar yoğundur ki caddenin karşına geçebileceğini hayal bile edemez. Yapamayacağım der ve karşıya geçemez.

Olması gerektiği kadar(optimum) Korkan İnsan,

Karşıdan karşıya geçerken araba çarpma ihtimalini göz önünde bulundurur ve sağına soluna bakar dikkatlice sorun yaşamadan karşıya geçer.

Aslında caddenin karşısına geçme eylemi çok basit bir eylemdir ama o eylemi bu kadar zorlaştıran bizim kendimize ait duygularımızdır.

Peki bu duyguların düzeyini değiştiren şey nedir? Tabi ki düşüncelerimiz.

Hiç Korkmayan İnsanın düşüncesi: Bana kesinlikle araba çarpmaz.

Aşırı Derece Korkan İnsanın düşüncesi: Bana kesinlikle araba çarpacak.

Olması gerektiği kadar Korkan İnsanın düşüncesi: Araba çarpabilir dikkat etmeliyim.

Bu düşünceler, yaşadığınız duygulara yön verir.

Şimdi burada bizim kontrol edebileceğimiz şey hangisidir?

Trafiğin yoğunluğu?
Arabaların hızı?
Duygularımız?

Tahmin ediyorum ki hepiniz duygularımız diyorsunuz. Evet, bunların içinden sadece duygularımızı kontrol edebiliriz.  Ama diyelim ki siz bu sorunu aşmak için trafiği kontrol etmeye çalışıyorsunuz ve yoğun olmadığı zaman yola çıkıyorsunuz. Trafiğin yoğun olmadığı zamanı beklemek size zaman kaybettirir. Her zaman o saatlerde trafik sakin olmayabilir ve siz yav burası bu saatlerde sakindi neden şimdi değil diye öfkelenip sinirlenebilirsiniz.

Veya arabaların hızını kontrol etmeye çalışıyorsunuz, arabaların yavaşlaması için el kol hareketi yapıyorsunuz. Onların yavaşlamasını bekliyorsunuz. Bu da aynı şekilde size zaman kaybettirir. Arabalar yavaşladığını düşündüğünüz bir an aniden hızlanabilirler. Bu durum karşısında öfkelenip sinirlenebilirsiniz.

Kendi duygu ve düşüncelerinizi kontrol ederseniz, arabaların hızlandığı zaman veya trafiğin yoğun olduğu zaman dahi olsa dikkatli bir şekilde karşıya geçebilirsiniz.

Şimdi bu örneği kendi hayatımıza uyarlarsak,

Birini mutlu etmek istiyorsunuz! Ve ona hediye alıyorsunuz ama bakıyorsunuz ki mutlu olmuyor ve üstelik üzülüp ağlıyor… Haydaaa ne oldu şimdi bunun üzülmesi değil sevinmesi gerekiyordu. Neden üzüldün diye sorduğunuzda, yakın zamanda hayatını kaybeden annesi de ona doğum günü hediyesi olarak aynı hediye almıştı ve buna üzüldü. Üzülmesini sağlayan kişi ben miyim? Hayır kendi duygu ve düşünceleri ile alakalı bir durum. O yüzden insanlar üzerinde yaptığımız etki onların iç dünyasında nasıl bir tepki ortaya çıkaracağını bilemeyiz ve bu bizim kontrolümüzde değildir. Bunu kontrol etmeye çalışırsak aynı arabaların hızını kontrol etmeye çalışmamız gibi bizi yoracak, öfkelendirecektir.

İnsanların sizi sevmediğinden yakınıyorsunuz…evet sevmiyorlar çünkü siz birilerini mutlu etme adına kendiniz olmaktan çıkıyorsunuz. Etrafınızda o kadar çok insan var ki her insanın yanında farklı oluyorsunuz. Daha sonra bu durum sizde tutarsızlığa neden oluyor ve neyden mutlu olacağınızı bilemiyorsunuz. Başkalarına bağımlı hale geliyorsunuz. Mutluluk kaynağınızın onlar olduğunu düşünerek kendinizi fizyolojik ve psikolojik olarak yoruyorsunuz. Sonuç Mutsuzluk!…

Boşuna başkalarını mutlu etmeye çalışmayın… YAPAMAZSINIZ… Diyelim ki hediyenizi verdiniz ve mutlu oldu sizde mutlu oldunuz. Hediye – o mutlu – ben mutluyum, Hediye – o mutlu – ben mutluyum, Hediye – o mutlu – ben mutluyum… Nereye kadar? Bir danışanım şöyle demişti “ İnsanları mutlu etmek için kontrol edilemez bir şekilde hediye alıyorum ama bu beni maddi olarak zorluyor” bakın yine mutsuz.. Çünkü kısa vade de çözüm gibi görünen bu yöntem uzun vade de sorun haline gelecektir. Birilerini mutlu ederek mutlu olmak uzun vadede sizi daha da mutsuz edecektir.

Konuyu toparlayıp mesajımızı verelim 

Hayatında bir sorun yaşıyorsan, kendini önce değerlendir. Bu benim kontrolümde mi? Diye bir sor kendine. Senin kontrolünde ama sana zarar veren bir şeyse yöntemini değiştir. Senin kontrolünde olmayan bir şeyse onu değiştirmeye çalışma kendinde bir şeyleri değiştirmek için alternatifler ara… Duygu, düşünce ve davranışlarınızın kumandası sizde bunu unutmayın.

Bazen işler sarpa sarmıştır ve duygular o kadar yoğundur ki bu söylediklerimi yapamazsınız. Kendinizi bile çözemezsiniz. O zaman size dışarıdan bakabilecek uzman bir göze ihtiyacınız var demektir. Bir Psikologtan psikolojik yardım almanızı öneririm.

Psikolog Ayhan ALTAŞ

Psikoterapist & Emdr Terapisti & Hipnoterapist

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Ayhan Altaş

Uludağ Üniversitesi  Psikoloji bölümünü 2002 yılında kazandım. 1 yıl ingilizce hazırlık okudum. Üniversite süresince Bakırköy Ruh ve sinir hastalıkları hastanesi, Dr Rüştü Burlu çocuk esirgeme kurumu, Uludağ Üniversitesi Çocuk Psikiyatri ve Yetişkin Psikiyatrisi bölümlerinde staj yaptım. Nöropsikoloji Alanında ‘’Farklı eğitim düzeylerinde ki 55-59 yaş grubu sağlıklı erkeklerde Sözel Akıcılık ve Şekil Akıcılığı test puanları değişiminin incelenmesi’’ konulu tez  ile 2007 de mezun oldum. Sağlık Bakanlığının yaptığı sınavı başarı ile geçerek Psikolojinin Tıbbı Uygulamaları Yetki belgesini  almaya hak kazandım.    Psikoterapist & Hipnoterapist & Emdr Terapisti EĞİTİM ve SEMİNERLER – Uzm. Psikolog Nurdan Ökten ‘’Psikolojik Değerlendirme Sürecinde Görüşme Teknikleri ve Danışmanlık. – Doğuş Üniversitesi ’’ Prof.Dr. Kadir Özer ‘’Bili ...

Etiketler
Davranışları kontrol etme
Uzm. Kl. Psk. Ayhan Altaş
Uzm. Kl. Psk. Ayhan Altaş
Bursa - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube