Bir gün trafiğin yoğun olduğu bir yolda karşıdan karşıya geçerken yanıma görme engelli bir arkadaşım yanaştı. Bana karşıya geçmek için kendisine yardım edip edemeyeceğimi sordu. Bende memnuniyetle kabul edip hızlı bir hamleyle koluna girdim. Ancak görme engelli arkadaşım nazikçe elimi kolundan çıkartarak; Dur! izin verirsen ben senin koluna gireyim bizdeki kural böyledir. Kendimizi daha güvenli hissedebilmek için biz birbirimizin koluna gireriz diyerek uyardı. Öncelikle bana güvenmediğini düşünerek biraz bozuldum ama görme engelli arkadaşım haklıydı. Karşıdan karşıya geçerken o beni yönlendirerek güvenli bir şekilde karşıya geçmek istiyordu.
O gün bu arkadaşın davranışına çok fazla anlam verememiştim. Fakat zamanla farkettim ki bizler yaşamın içinde yardım etme adına çocuklarımızın, arkadaşlarımızın, öğrencilerimizin sürekli koluna girerek bir o yana bir bu yana çekiştirip duruyoruz. Onlar belki de kollarına girilmesini istemiyorlar. Onların sadece bir kola, istedikleri zaman girebilecekleri ve istedikleri gibi, kendi problemlerinin özelliklerine göre yönlendirebilecekleri bir kola ihtiyaçları var.
Ailede çocuk yetiştirirken, okulda eğitim verirken, bizler danışmanlık yaparken ya da bir dostumuzun sorununa yardımcı olmaya çalışırken belki de en etkili yardım onlara bir kol uzatmak ve Amacım seni yönlendirmek değil amacım senin kendini tanımana yardımcı olmak; Amacım sana akıl vermek değil amacım seni anlayabilmek; Amacım senin problemini çözmek değil amacım senin kendi problemlerini çözmene yardımcı olmak mesajlarını verebilmek olacaktır.
Size uzattığımız kolumuza ihtiyaç hissetiğiniz her zaman girebilirsiniz.
Kolumuza girmek ister misiniz?