Kısırlık ve nedenleri

Kısırlık ve nedenleri

Kısırlık (infertilite), 1 yıl süreyle hiçbir korunma yöntemi kullanılmaksızın cinsel ilişkide bulunulduğu halde hamile kalamamak anlamına gelir. 35 yaş üstü kadınlarda bu süre 6 aydır.

Sıradan bir çiftin tüm koşullar uygun olsa bile o ay içinde gebelik açısından şansı %20-30 dur.

Kısırlık sadece kadından değil erkekten de kaynaklanan bir problem olmasından dolayı doktor randevusuna giderken erkeğin de bulunması hekimin tedavisine büyük yarar sağlamaktadır.

Kısırlığın başlıca sebepleri aşağıda sıralanmıştır:

* Erkekten kaynaklanan sebepler
* Kadınlarda yumurtlama (ovulasyon) bozuklukları
* Fallop Tüplerindeki zedelenme, tıkanma, yapışıklıklar ve endometriozis
* Rahimden kaynaklanan sebepler
* Servikal mukus-sperm ilişkisinde bozukluklar

Kısırlık nedeniyle doktora başvuran çiftlerde saptanan problemin %25-40'ı erkek faktöründen kaynaklanmaktadır. Erkeklerdeki kısırlık nedeni de sperm sayısının azlığı, yokluğu, şekil ve hareket bozukluğu gibi spermiogramdaki anormalliktir. Azospermi, semende hiç sperm bulunmaması durumudur, bu durum testislerden kaynaklanabilir veya kanallarda bir tıkanıklık nedeniyle meydana gelebilir. Oligospermi sperm sayısının normalin altında olması halidir, nedenleri arasında testislerdeki rahatsızlıklar, hormon bozuklukları ve enfeksiyonlar sayılabilir. Varikosel erkek kısırlığının önemli bir nedenidir. Bu, testisi çevreleyen damarların genişlemesinden kaynaklanır, testisin sıcaklık derecesini arttırır, bu durum sperm yapısını etkiler ve cerrahi olarak düzeltilmesi gerekir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar sperm kanallarını tıkayabilir, spermlere hasar vererek dölleme yeteneğini bozabilir veya spermleri öldürebilir. Kabakulak gibi ateşli hastalıklar testisin enfeksiyonuna sebep olabilir (orşit), bunun sonucunda testiste sperm üretimi bozulabilir. Bazı erkeklerde ise sperm üretimi tamamen normal olduğu halde yapısal bozukluktan kaynaklanan bir sebeple spermler ejekulasyon anında idrar torbasına boşalır.

Bazen kısırlık sebebi tamamen cinsel problemlerden kaynaklanabilir. Erkekten kaynaklanan ereksiyon problemleri veya erken boşalma spermin yumurta ile karşılaşması olasılığını azaltır.

Erkeğin yaşı arttıkça sperm sayısı etkilenmese bile semen hacmi, sperm hareketliliği ve sperm morfolojisi azalmaktadır. Özellikle 50 yaşından sonra hafif azalma başlar.

Kadınlarda kısırlık sebeplerinin %30-40'ı yumurtlama bozukluklarından kaynaklanır. Tanısı kolaydır ve tedaviye iyi yanıt verir. Kadın vucudunda her iki tarafta yer alan yumurtalıklar her adet döneminde döllenmeye hazır bir olgun yumurta oluşturur. Bu yumurta gelişimini tamamladığında çatlar, spermle birleştiğinde gebelik gerçekleşir. Eğer yumurtlama olmazsa gebelik gerçekleşemez.

Anovulasyon (yumurtlamanın olmaması) veya oligoovulasyon (yumurtlamanın seyrek olması) hallerinde yapılan hormon tetkikleri ve ultrasonografi tanıya yardımcı olur. Hiperprolaktinemi, kanda prolaktin hormonunun aşırı yüksekliği sonucu anovülasyon dediğimiz adet görememe durumuna yol açabilir.

Düzenli regl kanaması ve ovulasyona (yumurtlama) rağmen, kadın için gebe kalabilme yeteneği menopozdan yıllar önce azalmaktadır. ( 37-38 yaşlarında, menopozdan 13 yıl önce)

Kadın kısırlığının diğer %30-40 sebebi de Fallop tüpleri dediğimiz yumurtaları rahimle birleştiren kanallardan kaynaklanan sebepler olabilir. Fallop tüplerindeki tıkanıklıklar, yapışıklıklar veya bu tüplerin oluşumundaki anormallikler yumurtanın geçiş yolunu tıkayabilir. Endometriosis denen durumda da yumurtaların fallop tüplerine geçişi engellenebilir ve böylece kısırlığa yol açabilir. Tüplerin açıklığının saptanmasında yapılacak ilk test Histerosalpingografi (HSG) dir, adetin 6.-11. günleri arasında yapılır. Laparaskopide de bütün pelvik organlar, rahimde yer alan myomlar, tüpler ve yumurtalıkların etrafındaki yapışıklıklar ve endometriozis olup olmadığı değerlendirilir.

Bazen ovülasyon ( yumurtlama) normal şekilde gerçekleşir ve yumurta fallop tüplerinden başarıyla geçer. Ancak rahim içi kusurlar, şekil bozuklukları, polip dediğimiz rahim içi çıkıntılar, myomlar, rahim ağzındaki kusurlar oluşmuş gebeliğin rahim içine yerleşmesini ve büyümesini engeller. Bu durumda da hasta abortus ( düşük ) şeklinde bebeğini kaybeder. Bunların cerrahi olarak düzeltilmesi yarar sağlar.

Servikal faktor ise kısırlığın %5inden daha az bir bölümünden sorumludur. Bazı kadınlar sperme alerjiktir ve salgılanan mukus denilen akıntıda spermleri öldüren antikorlar bulunur.

Değerlendirme:

1)    35 yaş üstü

2)    Oligomenore (35 günden daha uzun aralıklarla adet görme yani adetlerin gecikmesi) veya amenore (3 aydan daha fazla adet görememe) öyküsü

3)    Bilinen veya şüphe edilen rahim veya fallop tüplerini ilgilendiren hastalık öyküsü, endometriosis

4)    Azalmış over rezervi

5)    Partnerde bilinen veya şüphe edilen kısırlık hikayesi

Kadın İçin: Adet düzeni öyküsü, önceki gebelik sonuçları, kürtaj hikayesi, gebe kalamama süresi, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, önceki cerrahi ameliyatlar ve sonuçları, önceden yapılmış infertilite incelemeleri, Klomifen, Gonadotropin gibi yumurta uyarıcı tedavilere yanıt olarak gelişen yumurta sayıları, kullanılan ilaçlar, miktarı, elde edilen yumurta sayısı ve embrio gelişimi…vs  değerlendirilmelidir. Ayrıca hayat tarzı, kilo alımı, tütün kullanımı, tiroid bozuklukları, galaktore (meme ucundan süt gelmesi), aşırı fiziksel aktivite…vs detaylı sorgulanmalıdır.

Oligomenore, amenore, androjen hormonlarının yüksekliği PCOS (polikistik over sendromu) düşündürebilir.

Düzensiz vajinal kanama endometrial polip veya submukoz myom belirtisi olabilir.

Kürtaj sonrası adet miktarında azalma veya amenore “Asherman Sendromu” olabilir.

Kronik pelvik ağrı, dismenore (ağrılı adet görme), disparoni (ağrılı cinsel ilişki) endometriosisle alakalı olabilir.

NSAİD (prostoglandin inhibitörleri-ağrı kesiciler) gebe kalabilmeyi olumsuz etkiler. Ovulasyon (yumurtlama) döneminde ya da 1 haftadan uzun kullanımında düşük riski artmaktadır. Sebebi, ovulasyon döneminde PGE2 artar, indometazin gibi ağrı kesicilerin kullanımı folikul  duvarının rüptüre olmasını yani yumurtanın çatlamasını engeller.

Sigara kullanan hanımlarda ARTde (yardımcı üreme yöntemleri) ile daha az yumurta elde edildiği, daha fazla Gonadotropin kullanımına ihtiyaç duyulduğu ve daha az gebelik elde edildiği görülmüştür.

Vücut kitle indeksi (BMİ) çok düşük kadınlarda (19’un altında) adet düzensizlikleri ve anovulasyon (yumurtlama olmaması) görülmektedir. Aşırı egzersiz yapan kadınlar veya anoreksia veya blumia gibi rahatsızlıklarda hipogonadotropik hipogonadizme bağlı amenore gelişmektedir. Nomral vücut kitle indeksi (20 ve üzeri) dönülmesiyle regl siklüsleri düzelir.

Tedavide; öncelikle kısırlığa neden olan durum araştırılıp tedavi edilmelidir. Bu sebeple medikal (ilaç, hormon) veya cerrahi (ameliyat) tedavi gerekebilir. Tüm sebepler araştırılıp KOH, IUI gibi ilk basamak tedavileri (yumurta uyarıcı tedaviler, aşılama) düzenlendikten sonra doktorunuzun yönlendirmesine göre ART (tüp bebek) gibi yardımcı üreme teknikleri de uygulanabilir.

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. H. Yeşim Yerçok

İstanbul doğumlu olan Op.Dr.H.Yeşim Yerçok, İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp fakültesinden mezundur. İhtisasını Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde tamamlayıp 2004 yılında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ünvanını almıştır.  Yeditepe Üniversitesinde de Tüp Bebek eğitimini tamamlayıp 2012 yılında Tüp Bebek Uzmanı ünvanını almıştır. 2013 yılında CİSED (Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği) tarafından Cinsel Terapi Eğitimi Sertifikası almaya hak kazanmıştır. Menopoz, İnfertilite (Kısırlık), Gebelik ve takibi, Riskli gebeliklerin tespiti, Doğum, Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, Cinsel problemler (Vajinismus), Genital Estetik, Vaginoplasti (Vagina daraltma), Labioplasti (İç dudakların düzeltilmesi), Kızlık Zarı, Adet Düzensizlikleri, Kürtaj, Jinekolojik hastalıklar, Jinekolojik Kanserler ve Tüp Bebek ko ...

Etiketler
Kısırlık ve nedenleri
Op. Dr. H. Yeşim Yerçok
Op. Dr. H. Yeşim Yerçok
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube