Yapılan araştırmalara göre kış mevsiminde kalp ve kalp kaynaklı hastalıklarda önemli ölçüde artış gözlenmektedir.Olumsuz hava şartları dolayısıyla diğer mevsimlere nazaran hareketsiz bir yaşam döngüsüne girilen kış aylarında; kalp krizi geçirme riski yaklaşık olarak 3 kat daha fazladır.
Soğuk havanın neden olabileceği hipotermi (vücut ısısının düşmesi) gelişmesine neden olursa buna bağlı olarak dolaşım sisteminde de aksaklıklar meydana gelir. Bu durum da kalp krizi riskini yükselten nedenler arasındadır.
Kış aylarında sıklıkla görülen üst solunum yolu enfeksiyonları vücudun savunma mekanizmasını oldukça yormaktadır. Enfeksiyonlar kalp dokusunu da etkileyebilmekte ve kalp krizi riskini tetiklemektedir.
Yine soğuk havaya bağlı olarak damarların büzülmesi, tansiyonun yükselmesi, spazm gelişmesi ve bunlara bağlı olarak da kalp krizi riski gelişebilmektedir.
Beslenme alışkanlıklarına bağlı, özellikle kış aylarında alınan yüksek kalorili besinler kalp krizi gelişmesine zemin hazırlar. Alınan kalori ölçüsünde hareketlerde önemli ölçüde düşüş yaşanır. Alınan kalori yakılamadığı zaman, yağa dönüştürülüp vücutta depolanır. Artan yağ oranı ateroskleroz riskini artırır.
Kalp ve damar hastalıklarının öncelikli nedenleri arasında kötü kolestrolün yüksekliği gelmektedir. İşte bu beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak kolestrol dengesi de bozulur. Damarların yapısı ve işlevi bozulur. Bunlara bağlı kalp krizi riski de artmış olur.
Kış aylarında, özellikle kalp hastalığı öyküsü olanlarda ve risk grubunda olan kişilerde beslenme ve egzersiz dengesinin iyi kurulması gerekir.
Ne yapmak gerekiyor?
Kış aylarında kalp sağlığını korumak için yapılması gerekenler ise şunlar:
Enfeksiyonlardan kaçınmak, kalabalık ortamlardan uzak durmak gerekir. Kalabalık ortamlarda bulunmak enfeksiyon kapma riskini artıran bir husustur.
Mevsime uygun giyecek seçimi de yapılması gerekenler arasındadır. Soğuktan koruyucu giysiler seçilmeli fakat nefes almayı zorlaştıracak şekilde giysiler giyilmemelidir. Çok soğuk havalarda asgari düzeyde dışarda vakit geçirilmelidir.
Egzersiz ve beslenme dengesinin iyi kurulması gerekir. Kalori alındığı ölçüde egzersizler de yapılmalıdır. Dışarda yapılan yürüyüşlere kimi zaman ara vermek gerekebilir. Bu durumda evinizde egzersiz yapmanız yerinde olacaktır. Beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirip, aşırı yağlı ve kalorili besinlerden uzak durulmalıdır. Karbonhidrat içeren besinleri de asgari düzeyde tükenmekte yarar vardır.
Bol sebze ve meyvenin tüketilebileceğini, C vitamininden zengin bir diyetin vücudunuzun savunma mekanizmasını güçlendireceğini unutmamalısınız.