Kılcal damarların tedavisi: skleroterapi

Kılcal damarların tedavisi: skleroterapi

Skleroterapi, yaklaşık 100 yıldır hem telenjiektazi hem de variköz (genişlemiş) toplardamarların tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Köpük skleroterapisi, klasik "sıvı" skleroterapiye oranla sunduğu pek çok avantaj nedeniyle son yıllarda giderek artan bir oranda kullanılmaktadır. Tekniği bilen, deneyimli ellerde köpük skleroterapisi ile büyük çaplı (özellikle safen ven sistemini de içeren) damarları başarı ile tedavi edilmektedir. Kolay kullanımı, düşük komplikasyon oranı ve yüksek etkinliği nedeniyle köpük skleroterapisi, variköz venlerin ve venöz ülserlerin tedavisinde önemli bir tedavi silahıdır.

Köpük skleroterapisi, muayene odası ortamında, sedasyon gerektirmeden yapılabilmekte ve hasta günlük aktivitesine çok az bir rahatsızlık hissi ile kolayca dönebilmektedir. Pek çok durumda, köpük skleroterapisi klasik bir yöntem olan ve halen pek çok merkezde de uygulanan "mini flebektomi" nin yerini almaya başlamıştır.

Damar çaplarına uygun olarak köpük skleroterapisi planlanmaktadır.

Telenjiektazi - %0.25

Retiküler ven - %0.5

Ufak variköz ven -%1

Büyük variköz ven ve safen ven - %1 - %3

konsantrasyonları başarı ile kullanılmaktadır.

Özel enjektör sistemi ile yapılan köpük ve uygulama sonrasında basınçlı gazlı bezler uygulanır ve daha sonra hastaya 48 saat süre ile orta basınç varis çorabı giymesi yada elastik bandaj uygulaması söylenir. Çorap veya bandaj çıkarıldıktan sonra kişi banyosunu yapabilmektedir. Ancak, 14-21 gün süre ile işlem sonrası orta basınçlı varis çorabı giyilmesi önerilmektedir.

Uygulama sonrasında hastalar, tedavi edilmiş venlerin üzerinde hassasiyet hissetmektedir, ve bu durum steroid içermeyen anti-inflammatuar kremler ile kolayca ortadan kalkmaktadır.

Deneyimli kişilerce uygulandığında köpük skleroterapi güvenli ve yan etkileri oldukça düşük gözlenen bir tedavi yöntemidir. Yüzeyel tromboflebit (damar iltihabı) en sık gözlenen durum olup, genellikle kendiliğinden iyileşmektedir. Cilt renginde ortaya çıkan renk değişiklikleri de oldukça sık gözlenen bir durumdur. Böyle bir durumun gelişebileceği mutlaka işlemden önce hastaya belirtilmelidir. Pek çok hastada ortaya çıkabilen bu durum genellikle geçici olup kendiliğinden ortadan kaybolmaktadır. Seyrek olarak gözlenen ve geçici komplikasyonlar arasında  kuru öksürük, geçici görme kaybı, migren, göğüste sıkışma hissi sayılabilir. Daha ciddi olarak gözlenebilen bir durumda "derin ven trombozu" dur.

Köpük skleroterapisi, yüzeyel varislerin tedavisinde, deneyimli kişilerce uygulandığında oldukça etkili ve başarılı bir tedavi yöntemidir.

 

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu

Prof. Dr. Mehmet Ümit ERGENOĞLU, 1966 yılında ABD’de doğmuştur. İhtisası sonrasında ABD’de Baylor College of Medicine, Methodist Hastanesi'nde ve Cleveland Clinic Foundation’da 6 yıl görev yapmıştır. Prof. Dr. Mehmet Ümit ERGENOĞLU, Türkiye’ye döndükten sonra, Florence Nightingale Çağlayan Hastanesi'nde 2,5 yıl görev yaparken 6 ay kadar Belçika - O.L.V. Clinic Aalst' ta çalışmalarda bulunmuştur. 2007-2013 yılları arasında ise Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nde Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı ve Başhekim Yardımcısı olarak hizmet vermiş, 2013 yılında ise Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi, Medical Park Göztepe Hastanesi, Beylikdüzü ve Şişli International Kolan Hastaneleri'nde de çalışmalarda bulunmuştur. Aort ve periferik damar cerrahisi, minimal invaziv ve endovasküler girişimler, varis'in tedavi seçenekleri içerisinde yer alan mi ...

Etiketler
Kılcal damarların tedavisi: skleroterapi
Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu
Prof. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu
İstanbul - Kalp Damar Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube