Kendine güvenen çocuklar yetiştirmek-1

Kendine güvenen çocuklar yetiştirmek-1

Çocuk çevresindeki kişilerarası ilişkiler alanından aldığı verilerden (kullanılan sözler, tutumlar, ses tonu, sevgi ifadesinin derecesi, sarılınırken sıkma derecesi, beden dilleri, üst düzey beklentileri vb.) hareketle kendi değerlilik algısını yaratır, inşa eder. Bu öğrenilen bir şeydir. Sürekli kendisine bencil, sakar, düşüncesiz ve yaramaz denilen bir çocuk kendine güvenini geliştiremez. Çocuk bu süreçte kendine yönelik hep şu soruyu sorar: ‘Ben kimim?'. Kendine biçtiği acımasız eleştirilerde çevredeki ortama uyunca bunu pekiştirirler. Çocuk ne kadar küçükse anne babada o kadar tanrı gibidir. Bu yüzdende onların kendisine nasıl davrandığından daha fazla etkilenirler. Tüm bunları çocuk sorgulamaz, olduğu gibi alır, kabul eder. Çocukta hedeflenmesi gereken en önemli şey kendisine güvenmesidir. Çocuğunuzun kendine güvenen birisi olarak yetişmesinin ileride problemli çocuk olmasını önlemekten başarılı olmaya, sosyalliğe kadar birçok faydası vardır. Yaptığım davranış çocuğun kendine güvenini artırıyor mu acaba diye şüphelenildiğinde kişi kendisine şunu sorabilir: ‘Onun yerinde ben olmak ister miydim? İyi hisseder miydim?'

 

Kendine güvenin üç düzeyi vardır. Yüksek düzeyde güven, orta düzeyde güven (Evet ama şeklinde düşünenler. Şüphe içinde olanlar. Kendini ispatlama zorunluluğu isteyenler) ve düşük kendine güvene sahip olanlar (Temelde kendilerine güvensizler, davranış bozuklukları gösterebilirler, maske takabilirler)

 

Kendine güven algısı esnek bir şeydir. Yani zamanla iyileştirilebilir. Toprağın otları ayıklanıp gübre verilirse o zaman bitki daha da güçlenecektir.

 

Kendine değer verme şudur: ‘Ben kendim olduğumdan dolayı mutluyum'. Kendine değer vermeyen ama güvenen çocuklar olabilir. Bunlar çevreye zarar veren tipler olabilir. Güven ve değer hissinin birlikte olması sağlıklı. ‘Ben koşulsuz bir şekilde seviliyorum' ve ‘Yeterli birisiyim. Kendim ve dünya ile başaçıkabilirim'. Burada koşulsuz sevilmek kilit önemdedir. Koşullu sevgide ‘Ben iyiyim eğer...' vardır. O zaman performans koşulu gelir. İyilik hali gösterilen performansa bağlı olmamalıdır: ‘Eğer bir şeyde başarısız olduysam, insan olarak başarısız, değersiz biriyim demektir' olur. Bu koşulsuz sevgi oluşursa çocuğa disiplin uygulandığında bu zedelenmez, sadece sosyal olarak uygun davranmayı öğrenmesi gerektiğini anlar. Sevgide boşlukların olması çocuğun sevilebilmek için güçlü olma, ispatlama zorunluluğu getirmesine neden olabilir.

 

O yüzden önce sevgi garantilenmeli sonra kendine güvene odaklanılmalıdır. Sevildiğini deneyimlemedikçe hiçbir çocuk kendine güvenmez. Çocukla olan iletişimlerde sıklıkla sevgi ifadelerini araya serpiştirmek gerekir. Ebeveyn kendine ‘Çocuğumu seviyor muyum?' diye değil şu soruyu sormalıdır: ‘Çocuğum sevgimi hissedip yaşıyor mu?'. Kişilerarası ilişki alanında sağlıklı bir iklim yaratmak gerekir. Sevgi göstermeyle disiplin tekniklerini bir arada kullanmak bir sanattır

 

Kendine güvenmeyen çocukların davranışları da bu yönde tutarlı olur. Bu kendini gerçekleştiren kehanettir. Yani kendilerini yetersiz hissettikleri için çabalamaya gerek duymaz, kendini geliştiremeyeceğini düşünür, kendi kabuğunda yaşar dolayısıyla da kendisini geliştirmemiş olduğuna bakarak yetersiz birisi olduğundan iyice emin olur. Kendine güvenenler ise motive, canlı, enerjik bir şekilde adım atar, kendilerini geliştirecek imkanlara kendilerini açarlar.

 

Çocuğunuzun kendine güvenen bir birey olarak yetişmesi için aşağıdaki noktalara dikkat etmeniz tavsiye edilmektedir.

 

  • Güven sağlamak: Her çocuk anne babaya güvenme hissini yaşamalıdır. Anne babayı  adil ve makul görmelidir. Bir yere gittiğinizde haber vermeli, ne zaman geleceğinizi söylemelisiniz. Bu yüzden verilen sözleri tutmak önemlidir. Çift mesajlar verilmemeli, açık ve net olunmalıdır. Rol oynanmamalıdır. Gerektiğinde de özür dilenmelidir. Güven sağlayan anne babalar ‘hayır' demek istediğinde hayır diyebilirler ama aynı zamanda da anlayışlı, eğlenceli olabilirler. Kendi ihtiyaçlarının olduğunu, bazen kendi içinde bunları yaşamak istediğini, yetişkin problemleri hakkında tartışmak istemediğini anlatırlar onlar da anlarlar, saygı gösterirler.

 

  • Odaklanmış dikkat: Çocuğun varlığının değerli olduğunu hissetmesi için bakılması değil görülmesi gerekir. Çoğu zaman çocuk sadece yaramazlık yaptığında görülür. O zaman yetişkinin tüm dikkati çocuğa yönelir. Olumsuz da olsa dikkatin kendisine yönelmesi karşısında hiç yoktan iyidir diye düşünmeye başlarlar. Bu şuna benzer: Market kuyruğunda tezgahtarın size ‘sadece diğer bir müşteri bakışı' attığını temas kurmadığını düşünün. Bazıları bakıp gülümserse, ilgilenirse bu kişileri unutmayız. O tezgahtarı, esnafı severiz. Diğerinden ise hoşlanmayız. Aynı şey çocuklarınız içinde geçerli. Hangi tezgahtar olmak istersiniz?

 

Bunu yapmak daha fazla zaman almaz, sadece dikkatin çevrilmesini gerektirir. Canlı gözlerle temas kurmayı gerektirir. Odaklanmış dikkat çocuğun öznelliğini gördüğünüzü hissetirmektir. ‘Dikkatimi sana yönlendirmek isteyeceğim kadar önemli birisisin'. O zaman çocuk: ‘Temas kurulmaya değer birisiyim' der.

 

İşkolik ebeveynler bunu yapmakta biraz zorlanabilir. Ama bu alışkanlıklar değiştirilebilir. Yapılacak olan şey sadece odak noktasını değiştirmek ve canlı bir şekilde temas kurmayı istemektir.

 

  • Zaman ayırmak: Çocuklar ebevenleri nadiren etraflarında olduğunda ya da meşgul şekilde başka şeylerle ilgilendiklerinde sevildiklerini hissetmezler. Gezmek, sohbet etmek, paylaşmak isterler. Arkadaşlarla yapılan bu tür aktiviteleri çocuklarla da yapmak lazım.

 

Çoğu zaman çocuklar için yapılan şeylere dikkat verilir, çocuğa değil. Örneğin, çocukla oynarken aradaki keyfe değilde oyuna odaklanılır ya da banyo yaptırırken baloncuklarla oynarken duyduğu sevince katılmak yerine banyo yaptırmaya odaklanmak gibi.

 

Çocukla ne yapacağını bilememek aslında problem değil. Ne yapıldığı önemli değil, önemli olan birlikteliktir. İki kişinin bir arada ve aradaki temastan keyif almasıdır. ‘Ben birlikte keyif alınabilecek birisiyim. Bu değerli ebeveynim benim için zaman yaratıyor. Gözlerine baktığımda da benim deneyimlerime değer verdiğini hissettiriyor'

 

 

 

Kaynak: 'Experts advise parents'. Ed., Shiff, E., Dell Publishing, 1987

 

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Cem Gümüş

Etiketler
Çocuklarda güven
Uzm. Psk. Cem Gümüş
Uzm. Psk. Cem Gümüş
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube