Kendimizi bulmak ve değişim

Kendimizi bulmak ve değişim

Dünya ve hayat bizim onu oluşturduğumuz biçimiyle bir anlam taşır. Kendimize yarattığımız bu dünyada ancak ve ancak kendimizden sorumluyuz. Bu sorumluluğu biraz açtığımızda aslında sadece hayatımızdan, yaşadıklarımızdan yada seçimlerimizden değil, esasen sorumlu olduğumuz seçmediklerimizdir, yaşamadıklarımızdır,ertelediklerimizdir. İçimizde yaşanmadan kalmış hayat,ıskaladığımız yaşamlar yada yıllar bize esas sorumluluk yükleyen ve ağır pişmanlık duygusunu yaşatanlardır.

 Yaşamınızı tam anlamıyla hakkını vererek mi yaşıyosunuz ? Yoksa yaşam mı sizi yaşıyor ?

 Acaba yaşam planımız bizim elimizdemi ? Yoksa yaşamımızı tamamen rastlatılara bırakmış durumdamıyız ?

 Yaşarken şimdiki anımı (bugünümü) yaşıyoruz ? Yoksa pişmanlıklarla dolu geçmişimi veya hiç olmayacak hayallerin kurulduğu geleceği mi yaşıyoruz ?

 Hiç yaşamınızdaki öncelikler hakkında düşündünüzmü ?

 Yaşadığınız şehir ve ev, çalıştığınız iş, bulunduğunuz konum, arkadaşlarınız tüm bunlar sizin bilinçli seçimleriniz mi ? Yoksa tüm bunları rastlantısal olarak mı yaşıyorsunuz ?

 Hayata ve insanlara karşı doğal mısınız ? Gerçek misiniz ? Kendi öz benliğinizi mi yaşıyorsunuz ? Yoksa sahte kimlik ve maskelerle mi yaşıyorsunuz ?

 Yukarıdaki sorular kendimizi bulma yolunda, kendi gerçeğimizle yüzleşme yolunda başlangıç sorularıdır. Bu soruları çoğaltmak yada daha da derinleştirmek mümkün. Kendimize bu tarz sorular sormaya başladığımız da kendimizle ilişkiye gireceğiz. Kendimizi biraz daha yakından  tanıma, biraz daha derinliklerimize inme fırsatı bulacağız.

 Kendinize böyle sorular sormaktan korkmayın. Hayatı ve kendizi daha iyi tanımak, sizi değişime zorlayacaktır.

 Hayatı daha anlamlı kılma yolunda, kendini keşfetme yolunda  atacağınız ilk emekleme adımları; kendinize sorular sorarak, kendinizi ve nasıl bir hayat yaşadığınızı gözden geçirmek olacaktır.

 Siz değişmek ve mutlu olmak istemedikçe sizi hiç kimse değiştiremez. Değişmek için de öncelikle işe kendimizden başlamamız, kendimizi daha iyi tanımamız, kendimizle ilişkiye girmemiz gerekiyor.

 Kişi olarak varlığımızdan sadece kendimiz sorumluyuz. Kişisel yargılarımız ve sağduyumuzla ara sıra kendimize sorular sorarak nasıl bir insan meydan getirdiğimizi ve nasıl bir hayat yaşadığımızı sorgularız. Bu sorulara anlamlı cevaplar bulamadığımız da ise yaşadığımız duygu suçluluk anksiyetesidir. Daha farklı bir tanımlamayla yaşadığımız kendini reddetme ve kınama anksiyetesidir.

Yaşadığınız hayattan mutsuzsanız ! Mutsuzluğunuzun kaynaklarını, sebeplerini bulmaya çalıştıkça daha da mutsuz olacağınızdan emin olmalısınız. Esas yapmanız gereken, birey olarak bu mutsuz hayatı nasıl yarattığınızla, kendinize nasıl bir hayat yarattığınızla yüzyüze gelmek yada diğer bir deyişle kendinizle yüzleşmek. Kendinizle yüzleştiğiniz an gelişim ve değişimin başlayacağından da emin olun.

 Hayatta şansa, kadere, rastlantıya atfettiğimiz pek çok yaşantı aslında bizim farkında olmayarak yaptığımız seçimler. Yaşam boyunca farkında olarak veya olmayarak hep seçimlerle karşı karşıyayız. Kendimizi tanıdıkça ve kendimizle ilgili daha çok bilinmezi fark ettikçe yapacağımız seçimlerle veya vereceğimiz kararlarla mutlu olma olasılığımızı artırıyoruz. Unutmayın ki kararlar çok pahalıdır ve verdiğiniz kararın bedelini çok ağır ödeyebilirsiniz. Akıl ve zekada vereceğimiz kararlarda mümkün olduğunca az şeyden vazgeçmede önemli rol oynuyor.

 Yaşamımızdaki kişisel sorumluluğumuzun daha fazla farkına vardıkça yapacağımız seçimlerde daha dikkatli oluyoruz. Bunun başka bir anlamı da ‘’hayat yönetimi’’ dir. Hayat yönetiminizi kendi elinize aldığınızda, yaşamınız  şans yada kaderin kurbanı olmaktan çıkıyor ve sizin bilinçli ve istekli seçimlerinizi yaşar hale geliyorsunuz.

 Hayatınızı yönetmeye duygularınıza sahip çıkmakla, yaşamınıza sahip çıkmakla başlayabilirsiniz.

 Hayatımızı daha iyi yönetmenin ilk adımı da kendimizi daha iyi tanımaktır. Kendimizin farkında olmaktır. Farkındalığımızı artırmaktır.

 Kendimizi bulmak ve değişmek için adım atmak.

 Herkese mutlu ve anlamlı bir yaşam dileğiyle........ 

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Dan. İsmail Sönmez

Etiketler
Mutluluk
Psk. Dan. İsmail Sönmez
Psk. Dan. İsmail Sönmez
İzmir - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube