İstemek, almanın yarısıdır, istemek iyileşmenin başlangıcıdır, istemek uzlaşmaktır aynı zamanda kendi ölçülerimizle.
uzlaşmak hayatla, yaşamımızı kolaylaştırı, uzlaşmak önümüzdeki kendimize koyduğumuz, ya da konulan engellerin azalmasını sağlar.
kabul etmek ... kaygıları bitirir içimizde, yükümüzü azaltır, uzlaşmaları arttırır, sorunun kendiliğinden ortadan kalkmasını sağlar.
Bunlar hep güzel ve olumlu ama, hep böyle uygulandığında her zaman geçer akçe diye baktığımızda bunlar da kişiyi daraltan, dara sokan ölçüler olup çıkar. o zaman ne yapmalı, kurallarımıızı kendimiz koyduğumuza ya da kendimiz kabul ettiğimize göre yine kendimiz gözden geçirip kendimiz değiştirmeye ya da yeni kurallar ya da yeni doğrular uygulamaya bizler karar verebiliriz........
Bazen de aşağıdaki bakış açıları bizlere tıkandığımız durumlarda ve zorluklarda çıkış sağlayabilir........
hayata sözleşme yaparak gelmedik!........... evet canımızı sıkan, kabullenemediğimiz durumlar ve başımıza gelenler ve razı olduklarımız için kendimize söyleyebileceğimiz bir yardım telkinidir.
hayatı futbol maçına benzetip yediğimiz golleri hazmedebilmek...... bazen de bu yakınlarımızdan ya da rakiplerimizden yediğimiz kazıkların hafiflemesine yardımcı olabilir. bazen de kendimizin temiz, saf, iyi niyetli çabalarımızla dolu eylemsel geçmişimize tam zıt gelişen olaylarda -ev, şehir, ülke bazında- biz kurduk, onlar yıkıyor", "ben toparladım, düzelttim, onlar bozuyor" gibi serzenişlerimizde kendimizi teselli etmeye yarar.
benim rolüm ne, benim görev sınırlarım nerede bitiyor! gibi kendi sınırlarımızı çizmemiz insan ilişkilerinde gereksiz yüklenmeleri atmamızı kolaylaştırır.
Çevremizdekilere bir sorunu olduğunda bize danışan bir yakınımıza ya da arkadaşımıza önerdiğimiz çözümleri lütfen düşünün, bu çözümler aslında uygulanması kolay, pratik çözümlerdir, kendimize onların yerine koyarak bakmayı deneyelim mi böyle bir sorunumuz olduğunda danışan ben danışman yine ben olsak......... bunları denemeye çalışır mısınız.