Kalça üst beden ve alt beden arasındaki stratejik konumu yanısıra, bel ile arasındaki oranın genel beden estetiği ve sağlığı üzerindeki rolü göz önüne alındığında son derece önemli bir yapıdır. Genellikle görebildiğimiz bir yer olmadığı için başkalarının yargılarıyla ya da giysilerin duruşu ile hatırlanır. Özellikle moda bazı beden bölümlerini ön plana getirir. Düşük belli ya da düşen bir pantalon üzerinden görünen G string ile modacıların balina kuyruğu adını verdikleri görüntü ile dünyada kalça estetiği daha fazla vurgulanmaya başlandı. Profil ve arka beden estetiğindeki bu en kritik yapı, bütün bedene katkılarıyla çok önemli rollere sahiptir.
Modaya paralel olarak kalça estetiği giderek ön plana çıkmasına rağmen, genel beden estetiğindeki önemi yeterince bilinmiyor. Bel ile kalça arasındaki oranın 0.7 olması çekici bir beden için nerdeyse ön şart. Bu kadar önemli olan, fakat önemi tam olarak bilinmeyen yapı bazı etkenler ile bozulur. Bunlar arasında genetik faktörler, hızlı kilo alıp vermeler, yaş, hormonal bozukluklar yer alırken, doğumla birlikte önemli değişiklere uğrar.
Kalça estetiği ile ilgili sorunları büyüklük, küçüklük, sarkma, düzleşme, yan hatlarda dalgalanma ve çatlaklar olarak söylenebilir. Yağ hücre enjeksiyonları, makrodolgu, slikon kalça protezleri, lazer lipoliz kalça estetiğinde kullanılan yöntemlerden bazıları.
Kalça küçültmede lazer lipoliz ya da liposuction ile yağ alınması standart yöntemler olurken, kalça dikleştirme ve büyütmede bazı yeni gelişmeler dikkat çekiyor.
Brezilya kalça estetiği olarak adlandırılan kalçaya komşu, bacak, karın ve belden alınan kök hücreden zengin yağ hücreleri ile kalça dikleştirme ya da kaldırma mümkün.
Son yıllarda kalçanın yapısına ve dokusuna uygun silkon implantlarının geliştirilmesi ile bu konuda çok önemli ilerlemeler olmuştur. Özellikle endoskopinin kullanılması ile protez cebinin tam kontrolü sağlanmaktadır. Endoestetik cerrahi 3-4 mm çapında bir teleskoplarla deri altından yapılan kapalı bir işlemdir. Teleskobun ucundaki görüntü ekrana aktarılmakta. Görüntünün daha büyük olması anatomik yapıların korunabilmesine imkan tanıyor ve işlemin çok hassas ve özenli yapılabilmesini sağlıyor.
