Depresyon, anksiyete(bunaltı) bozuklukları, obsesif (takıntı) bozukluklar, baş ağrıları, kas ağrıları, yorgunluk, psikolojik bayılmalar gibi nice psikiyatrik bozuklukları sorguladığımızda CİNSEL İSTEKSİZLİK sorunu ile karşılaşmamız mümkün.
Kadınlarda en sık görülen cinsel işlev bozuklğu “Cinsel İstek Bozukluğu” ve “Uyarılma Bozukluğu”.
Ülkemizde tedavi için başvuran her üç hastadan birisinde CİNSEL İSTEK BOZUKLUĞU görülüyor.
Ancak, cinsel isteğin, koroner yetmezlikler, enfarktüs, böbrek üstü bezlerinin fazla veya az çalışması, cinsellik hormonlarının azlığı, tiroid hormonlarının azlığı ya da artışı, epilepsi, beyin kanamaları gibi biyolojik rahatsızlar veya depresyon ilaçları,bazı tansiyon ilaçları nedeniyle azalması/kaybolması “cinsel işlev bozukluğu” olarak kabul edilmiyor. Organik bir nedenin ekarte edilmesi gerekiyor. Altta yatan etken düzeltilmezse cinsel terapinin de yararalı olmasını beklemiyoruz.
Cinsel istek bozukluklarının bir bölümünü “CİNSEL TİKSİNTİ BOZUKLUKLARI” oluşturuyor.Cinsel ilişki kurmaktan “tiksinti” duyacak kadar rahatsız olan bu kadınlar cinsel ilişkiler için “BAŞIM AĞRIYOR”, “KARNIM AĞRIYOR” türünden gerekçeler buluyorlar.
CİNSEL İSTEĞİ ARTIRAN ETKENLER:
Eş çekicidir
Eş cinsel fanteziye uygun düşer
Eş baştan çıkartıcıdır
Eş yanıt vericidir
Ortam yardımcıdır
Cinsel fanteziler
Aşk
Yenilik, yeni teknikler
Yeterli cinsel uyarı
Huzur, gerginliklerin olmaması
Güven
CİNSEL İSTEĞİ AZALTAN ETKENLER
Eş çekici değildir
Eş cinsel fanteziye uygun düşmez
Eş yanıtsızdır
Eş kızgın ve düşmancadır
Ortam yardımcı değildir
Olumsuz fanteziler
Başkasına yönelik aşk
Monotonluk
Yetersiz cinsel uyarı
Depresyon, ansiyete, öfke
Tehlikeli durumlar
TEDAVİ İLKELERİ
Cinsel isteksizlik tedavisinde temel yaklaşım, kişide cinsel isteği azaltan etkenlerin bulunup ortadan kaldırılması ve kişinin cinsel arzuları ile uyumlu bir cinsel yaşam biçiminin sağlanmasıdır.
Eğer neden herhangi bir hastalık, depresyon gibi psikiyatrik sorunlar ya da bir ilaç kullanımından kaynaklanıyorsa nedene yönelik bir tedavi stratejisi izlenir.
Cinsel İstek bozukluğu tedavisinde cinsel terapiye yanıt oranı diğer cinsel sorunlara göre daha düşüktür. Güncel ve nispeten daha yüzeyde olan bir etkene karşı gelişmiş cinsel istek veya tiksinme bozukluğunda cinsel terapi yöntemleri işe yarayabilir ve denenmelidir.
Daha erken dönemlere ait, kronik, yaşam boyu özellik gösteren ve geçmiş yaşantılarla ilgili derin dinamik nedenlerden kaynaklanan etkenler söz konusu ise sorunun ağırlığına göre dinamik yönelimli cinsel terapi ya da uzun süreli psikanalitik terapiler tercih edilmelidir.
CİNSEL TERAPİ
Evlilik çatışmaları, gebelik korkusu, cinsel fobiler veya kaçınmalar, katı dini inançlar, yaşla veya çekicilikle ilgili endişeler, eşe ilgi kaybı, yakınlık sorunları, eşin cinsel beceri eksikliği, güç dengesizliği, pasif agresif eş ve eşteki cinsel sorunlardan kaynaklanan istek bozuklukları için öncelikli olarak cinsel terapi düşünülmelidir.
Tedavide çiftin cinsel iletişimlerinin arttırılması, cinsel isteklerini daha rahat ifade edebilmelerinin sağlanması, cinsel yaşamlarındaki kısıtlılıkların kaldırılması amaçlanır.
Ancak tedavide en önemli unsur cinsel isteği engelleyen unsurların bulunup ortadan kaldırılması ile kişinin gizli kalmış arzu ve fantezilerinin uyandırılmasıdır.
DİNAMİK YÖNELİMLİ CİNSEL TERAPİ
Cinsel istek bozukluğu, maskelenmiş “parafililer(cinsel sapkınlıklar)”, kişilik sorunları, cinsel kimlik veya yönelim sorunları, dirençli cinsel fobiler veya kaçınmalar, cinsel dürtüler üzerinde kontrolünü kaybetme korkusuna bağlı ise dinamik yönelimli cinsel terapi daha uygun olabilir.
UZUN SÜRELİ BİREYSEL TERAPİLER
Cinsel terapi ile sonuç alınamayan ve dirençli ciddi kişilik bozuklukları, cinsel kimlik ve yönelim sorunları söz konusu ise uzun süreli psikanalitik veya diğer terapiler yararlı olabilir.