İmplant uygulamalarında gelinen son nokta

İmplant uygulamalarında gelinen son nokta

Günümüzde 47 yıllık (1965'ten beri)  bilimsel geçmişe sahip olan implant uygulamalarının geldiği son nokta her türlü diş eksikliği durumunun diş implantları ile giderilmesidir. Kemik hacimlerinin yeterli olmadığı durumlarda dahi çeşitli ileri cerrahi tekniklerinden yararlanarak implant uygulaması yapılabilmektedir. “Kemik yapınız müsait değil” açıklaması tarihe karışmıştır. Büyüme çağındaki genç bireyler ve bir kaç istisnai hastalık dışında kalan toplumun büyük çoğunluğuna herhangi bir dişlerini kaybettiklerinde bunun telafisi olarak birinci sırada implant tedavisi önerilmektedir. Diş implantları ile tek diş kayıplarından bir kaç diş eksikliğine veya tüm dişlerin eksik olduğu vakalara kadar her türlü dişsizliğin tedavisi yapılabilmektedir. İmplant tedavisinin çeşitli aşamalarında bir çok yenilik yaşanmaktadır:

Flapsız cerrahi ve navigasyon

Son on yılda implant uygulamaları alanında öne çıkan gelişmelerden en dikkat çekeni “navigasyon “ ya da “guided” (rehberli) olarak adlandırılan ve basit tarifi ile “tomografi datası üzerinde yapılan implant tedavi planlamasına uygun bir cerrahi şablon üretilerek cerrahi uygulamanın bu şablona sadık kalınarak gerçekleştirilmesi” yöntemidir (maalesef genelde zannedildiği gibi robot kullanılmamaktadır, işlemi bir diş hekimi gerçekleştirmektedir).

Tekniğin avantajları doğru açı ve konumda, kemik anatomisine uygun implant yerleştirmeyi sağlayabilmesi, flap kaldırmaya gerek kalmaksızın cerrahiyi gerçekleştirebilmektir (yani bisturi ile çok az bir kesi yapılarak veya hiç kesi yapılmaksızın direkt dişeti üzerinden frezleme yapılarak implant yerleştirilmesi; normalde  dişeti açılarak implant yerleştirilirki bu da daha az ödem ve ağrı oluşmasına, yumuşak doku iyileşmesinin daha kısa sürede gerçekleşmesi sebebi ile postoperatif enfeksiyon riskini azaltmasıdır. Dezavantajları ise tomografi datasındaki hatalar veya planlamayı yapan kişinin datayı yorumlarken yapabileceği hatalar, şablon üretimi sırasında ortaya çıkabilecek üretimden kaynaklanan veya kullanılan malzemeden kaynaklanan distorsiyonlar, kontraksiyonlar gibi boyutsal değişiklikler veya şablonun planlanandan farklı şekilde ağıza yerleştirilmesinden kaynaklanan açısal sapmaların cerrahi uygulama sonucunu olumsuz etkilemesidir.

Diş çekimi ve implant

Günümüzde diş çekimlerinden sonra implant uygulanması için her vakada beklenilmesi gerekmemektedir. Çekilen dişlerdeki enfeksiyon-hasar durumuna göre öncelikle yumuşak doku iyileşmesi beklenerek yara yerleri kapandıktan sonra implant uygulaması tercih edilir (erken implantasyon). Diğer bir yöntem diş çekilir çekilmez çekim boşluğunun laser ile dezenfekte edilmesi ve implant uygulanmasıdır (hemen implantasyon). Çekim sonrası hasarın büyük olduğu bazı vakalarda ise kemik boşluklarının tekrar kemikle dolması beklenildikten sonra implant uygulamasına geçilir (geciktirilmiş implantasyon).

Laser ile implant

Laser kullanarak kemikte implant yuvası hazırlanması mümkün olmakla birlikte, normal uygulamaya göre çok daha fazla zaman alması ve henüz standart yuva hazırlama düzeneklerinin geliştirilmemiş olması sebepleri yüzünden, uygulanmamaktadır. Ancak, implant uygulaması öncesinde bölgenin dezenfekte edilmesi amacı ile laser kullanılmakta, böylelikle enfeksiyon bulunan dişli alanlarda dahi çekim sonrası “hemen implant” risksiz hale gelmektedir.

Pürüzlü ve suyuseven yüzeyler

Diş implantı uygulamaları giderek yaygınlaşırken bu alanda kullanıma giren “pürüzlü” ve “suyu seven” hidrofilik yüzeyli implantlar tedavi başarısını oldukça arttırmıştır. Hidrofilik implant yüzeyinin en büyük yararı vücuda yerleştirildiği andan itibaren iyileşmenin başlıyor olmasıdır. Hidrofilik yüzeyli olmayan titanium implantlarda ise implant çeperinde oluşan asidik tabakanın vücut tarafından ortadan kaldırılmasından sonra iyileşme başlamaktadır. Hidrofilik implantlar ile implant başarısının artmış olmasının yanısıra tedavide toplam bekleme süresi de rutin olarak üç haftaya inmiştir. Bu durum hastalar açısından bir an önce yeni dişlerine kavuşmada büyük avantaj sağlamaktadır. Klasik implant tedavisinde ise bekleme süreleri üç ile altı ay arasında değişmektedir. Ayrıca hidrofilik yüzey, kemikteki başlangıç stabilitesi yüksek olan implantlarda hemen aynı seansta üzerine kaplama diş takılarak dişin kullanıma girmesine de olanak tanımaktadır.

Üst çene ve sinüsler

Üst çenede sinüslerin sarkık olduğu ve dikey yönde çene kemiği yüksekliğinin azaldığı durumlarda sinüs boşluğunun bir bölümüne kemikleşen malzeme yerleştirilmesi (sinüs lifting) veya çene kemikleri ağız tarafından yukarı ötelenerek yükseltilerek (osteotom tekniği ile sinüs elevasyonu) hacim yaratılmakta ve impant uygulaması olanaklı hale getirilmektedir. Üst çenede steril şartlarda yerleştirilen implantlar sinüs boşluklarına girseler dahi bir enfeksiyona sebep olmamaktadırlar.  Hatta İskandinav ekolü, uygulama sırasında sinüs tabanındaki sert kemikten de destek alınması (bikortikal ankraj) amacı ile sinüs tabanının kontrollü bir şekilde delinmesini önermektedir. Nadiren daha önceden enfeksiyon bulunan durumlar veya operasyon sırasında sterilizasyon zincirinin bozulması komplikasyona yol açabilmektedir.

İmplant sonrası bekleme süresi

Günümüzde implant yerleştirildikten sonra kemiğe kaynaşmayı beklediğimiz iyileşme süresi açısından üç tip uygulama yapılmaktadır:

A-hemen yükleme: implant üzerine geçici kuron veya köprü ile hemen fonksiyona sokulur ve yumuşak doku iyileşmesinin erken dönemde gerçekleşmesi hedeflenir ve 6. haftada ölçü alarak asıl protezi yapılır; hemen yükleme uygulamasının yapılabilmesi için uzun boy ve geniş çapta implant kullanımının gerçekleştirilmesi, yoğun bir kemik zemini ve implantın da yüksek tork ile yerleştirilmiş olması gerekiyor;

B-erken yükleme: implant yerleştirildikten sonra yerleştirme tork değerine göre 4 veya 6 hafta beklenip daha sonra ölçü alınarak protez yapılır, bu süreçte hastaya geçici dişler imal edilerek dişsiz kalmaması sağlanır.

C- geçikmiş yükleme: 3-6 aylık iyileşme sürelerini ön gören tedavi konsepti. Giderek azalan oranda kullanılmaktadır.

Dişsizlik tipine göre tedavi seçenekleri

İmplant tedavi adayları üç kategoride değerlendirilirler ve bu kategorilerde farklı kriterlere göre uygulamalar yapılır: 

a-Tek diş eksikliği tedavisi: çenede eksik olan her tek diş yerine bir adet implant yapılabilir. Alternatif tedavi ön ve arkadaki birer dişin küçültülerek üç üyeli bir köprü yapmaktır. Ancak kullanım süreleri kıyaslandığında implantı hayat boyu kullanabilirsiniz, köprünün ise ortalama 12 yıllık bir ömrü vardır. Ayrıca implant yapıldığında ön ve arka dişler doğal halleri ile korunmuş olurlar. Uygulama iki seçenek dahilinde yapılabilir:

Tek aşama: bir hafta içersinde implantasyon ve nihai kuronun (kaplamanın) bitirilmesi (şartı implantı kemiğe 30Newton/cm tork ile sıkıştırmaktır; gevşek bir kemik dokusu ile karşılaşılınca iki aşamalı yapılması gerekir).

İki aşama: implant yerleştirilmesi, en az bir ay- 4 ile 6 hafta arası iyileşme (implant doku altında uykuya bırakılır, iyileşme süresi iş yoğunluğunuza göre daha da uzun tutulabilir), iyileşme sonunda kuronun (kaplamanın) yapımı.

b-Kısmi diş eksikliği:

Kısmi dişsizlikte de tek dişlerde olduğu gibi uygulama iki seçenek dahilinde yapılabilir.

c-Tam dişsizlik tedavisi:

Alt ve üst çenelerden herhangi birinde hiç diş olmadığı zaman çene başına en az 4 adet implant ile sabit protez yapılabilir. Ancak erken veya geç dönemlerde ortaya çıkabilecek implant kayıplarının tedavi planını etkilememesi için sayının daha fazla olması tercih edilir ve genellikle 6 adet, bazen 8 ve 10 adet implant ile yapılan uygulamalar da vardır. İmplant sayısını arttırmak proteze gelen yükleri daha çok dayanağa yayamak ve dayanaklar (implantlar) etrafındaki kemikte rezorbsiyon (erime) olmasını engellemeye yöneliktir. Dayanak sayısını fazla tutmanın bir diğer gereği çene kemiğinin anatomik özelliği sebebi ile bazı vakalarda uzun boyda implant kullanamama durumudur; kısa implantlar kullanılmak durumunda daynak sayısını arttırarak denge kurulmaya çalışılır. Bir diğer sebep kişinin diş sıkma (bruksizm) alışkanlığının olmasıdır. Bruksomanlarda implantlara çok yük geleceği için dayanak sayısını arttırmakta yarar vardır. İster sabit ister hareketli çözümler hedefleniyor olsun, tam dişsizlik durumunun implantlar ile tedavisinin hiç bir aşamasında hasta protezsiz bırakılmaz. İmplant tedavisi nihayetinde kemik hücrelerinin titanyum yüzeyler ile kaynaşmasını hedefleyen ve bu nedenle kemik hücrelerine zarar vermeden uygulanması gereken, oldukça hassas ve bu nedenle de hasta açısından "hafif" bir uygulama biçimidir; implant cerrahisi kurallarına uygun bir biçimde gerçekleşitirildiğinde "tereyağından kıl çeker gibi" yapılan bir ameliyedir ve hasta açısından oldukça konforludur. Sonunda da rahat yemek yeme olanağı sunduğu için yaşam kalitesini arttıran kalıcı bir tedavi alternatifidir.

Hiç dişi olmayan hastalarda iki tip uygulama yapılır:

1- HAREKETLI PROTEZ:

Dişsiz alt çeneye veya üst çeneye ikişer implant (toplam dört) yerlestirip en az 4-6 hafta bekledikten sonra yeni alt ve üst damaklar hazırlayarak implantlar proteze bağlanır. Bu protezleri hasta istedigi zaman kendisi çikartabilir. Overdenture adı verilen bu tip protezler görünüs ve hacim olarak tam damaklar gibidirler, ancak implantlardan destek aldiklari için yemek yerken yerinden çikmak gibi bir problemi ortadan kaldirirlar ve sabit diş gibi davranirlar. Eğer hasta üst çene protezinizin vakumundan memnun ise, sadece alt çene uygulamasi da yeterli olabilir ki daha ekonomik bir çözüm alternatifi olarak degerlendirebilir.

Alt çenede hiç dişi bulunmayan vakalarda "hemen implant" uygulaması: dört adet implantın yerleştirilmesini takiben aynı seansta mevcut alt çene "total protez"e (total protez=tam damak) implantların bağlanması ile çiğneme fonksiyonuna başlanmasını içerir. Tek seansta gerçekleştirilebilen bu uygulama için hastanın mevcut ve iyi durumda bir alt çene protezinin bulunması gereklidir. Yok ise protez imali için ilave bir sürece ihtiyaç vardır.

2-SABIT PROTEZ:

Sadece tek bir dişsiz çenede (alt veya üst çene) sabit köprü yapmak için 6 adet implant  yerlestirerek 6 hafta sonra ölçü alarak iki hafta içersinde 14 adet sabit disli köprü protezi uygulanır.

Hiç dişi bulunmayan vakalarda 4 adet "hemen implant" ile “hemen yükleme” uygulanan sabit protez (All in Four konsepti): dört adet implantın yerleştirilmesini takiben aynı seansta mevcut alt çene "total protez"ine (total protez=tam damak) implantların sabit bir şekilde bağlanması ile çiğneme fonksiyonuna başlanmasını içerir. Tek seansta gerçekleştirilebilen bu uygulama için hastanın mevcut bir alt çene protezinin bulunması gereklidir.  Modifiye edilmiş tam damak ile geçen altı haftalık bir iyileşme süresinin sonunda asıl sabit protez üretilir.

Özetle, implant tedavilerinde gelinen son noktada yüzey özellikleri geliştirilmiş implantlar, navigasyon yöntemleri ile hemen implant ve hemen yükleme uygulamaları altında kullanılarak tedavi süreleri çok kısaltılmaktadır.

Doç.Dr.Tosun Tosun

 

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Dt. Tosun Tosun

Doç. Dr. Dt. Tosun Tosun
Doç. Dr. Dt. Tosun Tosun
İstanbul - Diş Hekimi
Facebook Twitter Instagram Youtube