İdrar kaçırma şekilleri

İdrar kaçırma şekilleri

Mesane dediğimiz idrar torbasında yaklaşık  200 – 250 cc idrar toplandığında   hepimiz idrara çıkma hissini hissederiz. Uygun koşullar varsa idrarımızı yaparız. 

İdrar torbamızın doğumlarla, sinirlerde oluşan ileti bozukluklarında veya  değişik ilaçlara bağlı olarak bu işlevlerde bozulma olabilir. İki temel grup nörojenik mesane ve anatomik inkontinans dediğimiz gruplardır. 

Nörojenik mesanede genellikle mesanenin sinirsel durumu yani mesanenin kasılmasını ve gevşemesini sağlayan sinirlerde bir bozukluk söz konusudur. 

Bu hastaların  bir kısmı idrar hissi geldiği an bir süre tutmayı başaramamaktadır ve hemen idrara çıkmak durumunda kalmaktadırlar. Etrafta uygun bir tuvalet bulamadıkları zaman idrar kaçırabilmektedirler veya kişi eve gelir ve tuvalete gidene kadar  idrarın bir kısmını  kaçırır. 

Bu sinirsel mesane olayı ürodinami dediğimiz özel bir testle anlaşılır ve durum böyleyse de ilaçla tedavisiyle çok faydalı bir şekilde durum çözülebilir.

Sinirsel mesanenin bir grubunda da şeker hastalığı ve idrarı çok tutmaya bağlı olarak mesane hacmini aşırı şekilde büyümektedir ve dolayısıyla mesane içine 250 cc değil 500-750 cc hatta 1 litre idrar dolana kadar herhangi bir his göstermemektedir. Bu durumda kişi idrar hissi duyduğu zaman idrara çıkmakta fakat mesanedeki genel gevşeme ve tembellikten dolayı idrarın yine büyük kısmı içeride kalmaktadır. Dolayısıyla hasta sık sık ve az az idrar yapar ve hiçbir zaman idrara çıkma hissinden kurtulamaz. Buna atonik mesane diyoruz ve genellikle tedavisinde yine ilaçlardan fayda görülür. 

Bu grubun bir kısmında da mesanede aşırı şekilde idrar olduğu ve de her zaman idrar olduğu için hapşırırken, öksürürken yani karıniçi basıncı arttıran  hareketlerde taşma kaçırması dediğimiz dolu bir bardağın taşması gibi idrar kaçırılabilir ki bunda da esas sebep yine mesanenin sinirsel bozukluğuna bağlı olarak gerekli zamanda gerekli boşalmayı yapamamasıdır. Bunda da ilaç tedavisi faydalı olmaktadır. 

Bu grup hastalarda ameliyat faydasız hatta zararlı olabilir.

İkinci temel idrar kaçırma sebebi de anatomik yani yapısal idrar kaçırmadır. Bu durumda kişinin hapşırmasıyla, öksürmesiyle, ağır bir şey kaldırmasıyla, bağırmasıyla veya kahkaha atmasıyla yani karın içi basıncı arttıran her türlü harekette mesanedeki idrar az da olsa çok da olsa  kaçar. Çünkü mesane ile  mesanedeki idrarı dışarı taşıyan üretra dediğimiz o kısa boru arasında işlevsel kapak bozulmuştur ve  karıniçi basınç arttıkça idrar kaçmaktadır. Bu durumda o kapağı daraltacak bir takım çok başarılı yeni ameliyatlar mevcuttur. Geçmiş yıllarda bu ameliyatlar uzun sürer, hasta günlerce hastanede kalır ve günlerce idrar sondası ile yaşardı. Günümüzde ise TVT ve TOT gibi ameliyatlar yapılmaktadır. Bu ameliyatlar alttan yani vaginal yoldan  yapılır ve hafif bir anestezi ile yarım saat kadar sürer. Mesane boyun dediğimiz mesane ile üretra dediğimiz idrar borusu kapak yakınlarında bir hamak görevi gören bir bant yerleştirilir. Bu hamağın 2 tarafı kalçamızın 2 yanındaki kaslara ve kemik dokusuna yapıştırılır. Bu hamak çok güçlü bir doku olduğu için ve 2 taraftan da adele ve kemiklere bağlandığı için çok uzun zaman ve genellikle ömür boyu mesanenin tekrar aşağı sarkmasına engel olur ve dolayısıyla mesane boyunu daraltarak her hapşırma ve öksürme de idrar kaçırmasını engeller. 

Bu ameliyatta çok yaşlı kişilerde bile lokal anestezi ile yapılabilir. Geçmişte bu tarz değil de eski tip ameliyat olupta yine idrar kaçıranlar büyük bir gruptu. Artık günümüzde bu yeni ameliyat teknikleri  idrar kaçırma önlenme şansı %95  lere çıkmaktadır.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Teksen Çamlıbel

Prof. Dr. Teksen ÇAMLIBEL, 1968 yılında Ankara Fen Lisesi’nden mezun olmuştur. hemen ardından İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde başladığı tıp eğitimini birincilikle bitirmiş ve tıp doktoru unvanı almıştır. Kadın Hastalıkları ve Doğum ihtisası için Johns Hopkins Hospital ve Medical Collage of Ohio’da bulunmuştur. 1979 -1981 yılları arasında ise Albany Medical Collage of Newyork’da Jinekolojik Onkoloji (Kadın Kanserleri) üst ihtisasını tamamlamış ve aynı üniversitede yüksek ihtisas sonrası öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Prof. Dr. Teksen ÇAMLIBEL, Türkiye’ye dönmesinin hemen ardından Marmara Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünü ve 1990 yılında da International Hospital Kadın hastalıkları ve Doğum Bölümü'nde İstanbul’un ilk tüp bebek merkezini kurmuştur.  Türkiye’de kadın sağlığı konusunda pek çok ilklere imza at ...

Etiketler
İdrar
Prof. Dr. Teksen Çamlıbel
Prof. Dr. Teksen Çamlıbel
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube