Hormon nedir? nasıl etki eder ?

Hormon nedir? nasıl etki eder ?

Hormon nedir? Hormon ne işe yarar?

İç salgı bezleri tarafından salgılanan kan yoluyla çevre dokulara ve organlara etki gösteren salgılara hormon denir. Vücudumuzda salgılanan çok sayıda hormonun her birinin farklı görevleri vardır. Hormonlar vücudumuzdaki yeme-içme, büyüme, gelişme, üreme, bazı metabolik olayların sağlanması ve vücudun dengeli  görev yapmasını sağlayan kimyasal  habercilerdir.

Kaç tane hormonumuz var?

Hormonların belli bir sayısı yoktur.  Bilimsel gelişmeler arttıkça yeni hormonlar tanımlanmaktadır. Temel olarak  hipotalamus, hipofiz, tiroid, pineal bez, pankreas, sürrenal (böbreküstü) bezi, yumurtalık ve testislerde  hormonlar yapılır ve salgılanır. Bundan başka yağ dokusu,  beyinde, bağırsaklarda da hormon üretimi olmaktadır. Vücudumuzdaki tüm hormonlar  hipotalamus ve hipofiz bezi tarafından dengede tutulmaktadır.

beyinde bulunan bir organımızdır ve bazı hormonlar salgılar.

1.GnRH (gonadotropin salgılatıcı hormon): Hipofizden FSH ve LH hormonlarını salgılatır
2.GHRH Hipofizden büyüme hormonu (diğer adı growth hormon) salgılatır
3.TRH (TSH salgılatıcı hormon): Hipofizden TSH hormonu salgılatır.
4.CRH (Kortikotropin salgılatıcı hormon): Hipofizden ACTH hormonu (diğer adı kortikotropin) salgılatır)
5.PİH (Prolaktin azaltıcı hormon): Buna dopamin adı da verilir. Hipofizden prolaktin salgılanmasını önler
6.Somatostatin: Hipofizden salgılanan büyüme hormonu ve TSH hormonunun salgılanmasını önler.

8.Antidiüretik hormon (ADH).

Hipofiz bezi, kafatasının ortasında, bulunduğu yer olarak her iki gözün arasında, burnumuzun üst kısmının arkasında bulunan kemiğin içerisinde bulunan bir bezdir.Bu bez iki kısımdan oluşur ve ön kısmına ‘’ön Hipofiz’’. Arka kısmına ‘’arka hipofiz’’ veya denir. Ön bölüm hipofizin %75-80’nini oluşturur.Ön Hipofizden 6 tane hormon salgılanır. Bu hormonlar sayesinde vücudumuzda bulunan diğer salgı bezleri çalışır ve onların hormon yapmasını sağlar. Yani hipofiz bezi bir orkestra şefi gibi vücuttaki tüm salgı bezlerini kontrol eder.

Ön hipofizden salgılanan hormonlar şunlardır:

1. FSH (Follikül stimüle edici hormon)
2. LH (lüteinize edici hormon)
3. Prolaktin (süt salgılatıcı hormon)
4. Büyüme Hormonu veya diğer adıyla Growth Hormon
5. ACTH (Adrenokortikotropik hormon)
6. TSH (tiroid stimüle edici hormon)

Arka hipofizden salgılanan 2 hormon vardır:

1. ADH (anti-diüretik hormon) veya diğer adı vazopressin
2. Oksitosin

Hormonların  yapılması, kana salınımı nasıldır?

ormon salgısı yapan salgı bezleri belli uyaranlara ve durumlara tepki olarak salgı üretirler. Hormonun üretildiği hücreden etki edeceği dokuya (hedef dokuya) taşınması gerekir.Hormonlar salgı bezinden aktif halde veya daha az aktif halde salınır. Hormonlar bezlerden kana salgılanır. Hormonlar kanda bazı proteinlere bağlanarak taşınır Çok azı ise serbest halde bulunur. Hormonların asıl etkili kısmı sebest kısımlarıdır. Hormonların hücrede bağlandıkları yapıya ‘’reseptör’’ denir. Hormonların biyolojik etkileri bu reseptörlere bağlandıktan sonra oluşur. Hormon ile reseptör bağlanma bölgesi arasındaki uyum ne kadar iyiyse o kadar etkili salgı oluşur. Hormonlar reseptörleri hücrelerin farklı bölgelerinde bulunur ( Bazıları hücrelerin çekirdeğinde bazıları stoplazmada bulunur). Bu bağlanma sonrası meydana gelen uyarı hücre içi sistemlere ikincil uyarıcılar aracılığı ile  iletilir.

Hormonlar neden bozulur?

Hormon  hastalıkları temelde 3 şekilde olur. Hormon yapım fazlalığı, Hormon yapım azlığı,  Hormon direnci durumları. Hormon yapım  fazlalığı bir hormonun aşırı salgılanmasıdır. Bu durum genelikle   hormon salgılayan bezlerde aşırı hücre büyümeleri sonucu gelişen adenomlara bağlı olur.  Hormon azlığı ise bezin harabiyeti veya  bezin ameliyatla alınması sonucu hormon yapacak bez kalmaması, bağışıklık sistemi tarafından bezin harabiyeti, hormon yapımında kullanılan maddelerin gıdalarla az alınması gibi nedenlerle olur. Hormon direncinde ise hormon kanda yeterince olduğu halde hücrede etki edemez.

Hormon bozuklukları nasıl teşhis edilir?

Hormonlar kandan ölçülebildiği gibi idrardan veya tükrük salgısından da ölçülebilir.  Ancak sadece hormon ölçülmesiyle hormon hastalıkları bazı durumlarda anlaşılamaz ve bu nedenle bazı testler yapmak gerekebilir. Bu testlerle biz uyarma veya baskılama testleri adı veriyoruz. Uyarı testlerinde ana hormona hedef dokunun cevabı çeşitli yollarla ölçülmektedir.

Hangi hormon  bozukluğu  hangi belirtileri verir?  

Hipofiz bezinin  hasar görmesi sonucu hormonlarını salgılayamamasına hipofiz yetmezliği denir.

FSH ve LH Eksikliği Belirtileri: Bunların eksikliği sonucu östrojen hormonu salgısı azalacağından östrojen eksikliği de gelişir.  Adet sıklığında azalma veya tamamen yok olması ve memeden süt gelmesi oluşabilir.  Ergenlik döneminde başlarsa koltuk altı ve seks organı civarında kıllanma olmaz. Penis ve testis gelişimi olmaz. Erkeklerde ereksiyon bozukluğu ve sperm azlığı , cinsel isteksizlik oluşur. Sakal tıraşı sıklığında azalma, yorgunluk, kas  erimesi, bazen meme büyümesi,  koku alma bozukluğu gelişebilir.  Adolesan dönemde ergenliğe girmede  gecikme ve ses incelmesi gelişir.

Büyüme hormon eksikliği: Yetişkinlerde büyüme hormon eksikliğinde karında yağ toplanması, kas kitlesinde azalma, güçsüzlük, egzersiz kapasitesinde azalma, enerji azlığı, kendini kötü hissetme, depresyon, sosyal izolasyon görülür. Cilt ince ve kurudur Hem büyüme hormonu  eksikliğine hem de seks hormon azlığına  bağlı  olarak yüzde ince kırışıklıklar olabilir. Çocuklarda boy kısalığı ve gelişme geriliği oluşur. Çocukların boyları akranlarına göre kısadır.

TSH eksikliği: TSH eksikliğine bağlı  tiroid yetmezliği (hipotiroidi) belirtileri yani soğuktan hoşlanmama, kabızlık, halsizlik, iştah azalması, kilo alma, ses kalınlaşması, depressif değişiklikler vardır.

ACTH eksikliği ACTH eksikliğine bağlı  olarak böbreküstü bezi az çalıştığından, yani kortizol hormonu kanda az olduğu için halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, kilo kaybı, şeker düşüklüğü görülür. Bu hastalarda eğilip kalkmakla tansiyon düşmesi (hipotansiyon),  nabız sayısında azalma (bradikardi) ve  kas gücünde azalma vardır. Hastalarda  bu şikayetler stresli bir durumda veya enfeksiyon durumunda veya ameliyat sırasında artar.

Prolaktin  eksikliği: Prolaktin eksikliğine bağlı tek belirti  aşırı kanamalı doğum sonrası hipofiz bezi harap olan kadınlarda  süt gelmemesidir.

Hormonların aşırı salgılanması neticesinde

Prolaktin hormon yüksekliğine bağlı olarak kadın hastalarda memeden süt gelmesi, adetlerde azalma veya olmaması, çocuk olmaması,  cinsel istek azalması, vajinal kuruluk, sıcak basması,   ağrılı cinsel ilişki, tüylenme ve kilo artışı  oluşur.  Erkek hastalarda ise  testosteron azalması,  empotans , vücut kıllarında azalma, testislerde yumuşama,  sperm sayısında azalma ve  memelerde büyüme görülebilir.

Akromegali büyüme hormonunun  aşırı salgılanmasına bağlı  olarak ortaya çıkan ancak yavaş gelişen bir hastalıktır. Artan büyüme hormonu nedeniyle çenede büyüme ve uzama, alında çıkıntı, diş aralıklarında açılma olur ve yüz hatları kabalaşır. Burun, dudaklar, kulaklar ve alın genişler ve büyür. Dil büyür.   Burun kemiklerinde ve  yüz kemiklerinde büyüme oluşur ve eski yüz görünümü değişir.  Hastanın cilt derisinde kalınlaşma, yumuşak doku artışına bağlı ve el ve ayaklarda büyüme meydana gelir. Bu nedenle  yüzük, ayakkabı ve şapka numaraları değişir.  Ciltte yağlanma ve terleme artışı  olur. Aşırı terleme hastaların % 80’ ninden fazlasında görülür. Baş ağrısı, yorgunluk, bitkinlik ve eklem ağrıları olabilir.

Tiroid bezinin az çalismasina ve bu nedenle tiroid hormonlarini az üretmesine ve sonuçta kanimizda tiroid hormonlarinin (T3 ve T4) düsük olmasi durumuna tiroid yetmezligi veya tip dilinde hipotiroidi denir. Tiroid hormon yetersizligi sonucu vücudumuzun tüm metabolik olaylarinda yaygin yavaslama vardir ve bu nedenle vücudun dengesi alt üst olur. Vücuttaki bu bozukluklarin yani sira ruhsal çöküntü, unutkanlik, hareketlerde yavaslama ve uykusuzluk görülür. Hamilelik döneminde tedavi edilmeyen tiroid yetmezligi bebeklerde zeka geriligine neden olabilmektedir.

Tiroid bezinin fazla çalışması (Hipertiroidi), genç hastalarda çarpıntı, sinirlilik, aşırı heyecanlanma veya duyarlılık, uyku bozuklukları, cinsel güçte azalma, kolay yorulma, hareketlilik, ishal, aşırı terleme, sıcaktan hoşlanmama, soğuğu tercih etme, ufak bir yürüyüşle hemen yorulma ve nefes darlığı, kilo kaybı, iştah artışı, susama, ağız kuruması,  adetlerde azalma, uyku bozukluğu ve  bazı psikolojik bozukluklar olabilir.

Paratiroid hormonun (PTH) bir veya daha fazla paratiroid bezinden aşırı salgılanmasıyla  paratiroid hormon fazlalığı oluşur .  Kalsiyum yüksekliği ve tekrarlayan böbrek taşı ile beraber, Yorgunluk,Eklem ağrıları,Halsizlik,İştah kaybı,Hafif depresyon,Konsantre olamama görülebilir.

Genetik veya sonradan oluşan hastalıklar nedeniyle paratiroid hormon (PTH) azalması (hipoparatiroidi) oluşur. Paratiroid hormon azlığı nedeniyle kan kalsiyumunun düşmesi nedeniyle hastalarda çoğunlukla parmak uçları ve ağız çevresinde uyuşma ve karıncalanma, ağrılı olabilen kas krampları  oluşabilir. Elde ebe eli şeklinde kasılma oluşur. Kalsiyum aşırı düşerse bu defa nefes borusunda kasılma  meydana gelir.

Böbrek üstü bezinin fazla çalışmasına yani fazla kortizol hormonu üretmesi hastalığına ‘’Cushing Sendromu’’ adı verilir. Hastalarda  şişmanlık, şeker hastalığı, tüylenme artışı , tansiyon yüksekliği, ciltte morarma, kas tutulması,  hafif kemik erimesi bulguları vardır. Adrenal yetmezliği adrenal bezin  kendi hastalığı nedeniyle olabildiği gibi hipofizden ACTH hormonunun az salgılanması nedeniyle de gelişebilir. Adrenal bezler az kortizol salgılıyorsa adrenal yetmezlik oluşur ve bu kişilerde halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı, aralıklı kusma, karın ağrısı, ishal veya kabızlık, genel halsizlik, kas krampları, eklem ağrıları,  oturup-kalkmakla tansiyon düşmesi (postural hipotansiyon)  olabilir.

Testosteron hormon azlığı erkeklerde seks isteğinde azalmaya, ereksiyon bozulmasına, sperm sayısının azalmasına, çocuk yapma kapasitesinin azalmasına ve memelerde büyümeye neden olur. Bazı erkeklerde sıcak basmaları, gece terlemeleri,  huzursuzluk, konsantre olamama, yorgunluk, uyku bozukluğu,  kolesterolde artma görülebilir.  Uzun zaman testosteron eksikliği olan erkeklerde vücut kıllarında azalma, kas kitlesinde azalma, ciltte kuruluk,  sakal traş sıklığında azalma, kemiklerde erime, testislerde küçülme ve yumuşama oluşabilir. Genç erkeklerde ise vücut kıllarında gelişme olmaz, kas kitlesi gelişmez, penis ve testisler büyümez. Ayrıca sesleri incedir.

Pankreas bezinden hiç insülin hormonu üretilmemesi Tip1 şeker hastalığına üretilen insülinin yeterli işlev görmemesi Tip 2 şeker hastalığına sebep olur. Şu belirtiler olur. Çok su içme ve ağız kuruması, Çok idrara gitme, Çok acıkma, Çok yemek yemeye  rağmen zayıflama ve halsizlik, Yaraların geç iyileşmesi , Cildin kuru ve kaşıntılı olması, Ayaklarda uyuşma ve karıncalanma, Görmede bulanıklık, Vajinal kaşıntı, Yemeklerden sonra uyku gelmesi, tatlıya düşkünlük, Sinirlilik, El ayalarında ve ayak altlarında yanma, Uzun açlıklarda el-ayak titremesi görülebilir.

Hormon bozukluklarının tedavisi nasıldır?  Kişinin hormonları ne kadar sürede normale dönebilir?

Hormon eksikliğinde temel olarak eksik olan hormon yerine konarak tedavi edilir. Hormon fazlalığı durumlarında fazla hormon salgısı yapan hücreler (adenom) cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra , kalan hücrelerin hormon salgısını engelleyen ilaçlar verilir. Hayati önemi olan hormon eksikliklerinde  ilaçlar genelikle ömür boyu kullanılır. Bazı durumlarda kısa süreli ilaç tedavileri olabilir. Hormon ilaçları başlandıktan sonra belli periyotlarla ilacın etkisi kontrol edilir. Her ilaç için kontrol süresi değişkendir.

Hormon tedavisi bozukluklarında hastaların yaptığı yanlış davranışlar nelerdir?

İlaçlarını düzensiz kullanmak, aynı saatte almamak, tedavinin geçici olduğunu düşünerek bir süre sonra kesmek ve Doktor kontrolunde olmamak.

Hormon tedavisinde hastalar nelere dikkat etmelidir? Niçin?

Hormon ilaçları düzensiz alındığında etkisiz olur. Genelde aynı saatlerde alınmalıdır. Hormon ilaçlarının birçoğu ömür boyu kullanılır. Kendi başına hastaların doz ayarı yapmaması gerekir.

 

 

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Fevzi Balkan

Etiketler
Hormonal tedavi
Prof. Dr. Fevzi Balkan
Prof. Dr. Fevzi Balkan
İstanbul - Dahiliye - İç Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube