Gebelik ve beslenme

Gebelik ve beslenme

Gebelik; kadın yaşamında dengeli beslenilmesi gereken en önemli zaman dilimidir diyebiliriz. Enerji gereksiniminin giderek arttığı, sabit beslenilse dahi kilo almanın hızlandığı bir süreç olan gebelikte; yetersiz beslenme özellikle bebek sağlığı açısından risk taşıdığı gibi, annenin gebeliğini sürdürmesinde de sorunlara yol açar. Tersine gebelik döneminde fazla kilo alınması da, hem gelişen bebek, hem de anne için birçok riski yanında getirir. Bu nedenle gebelikte dengeli ve yeterli beslenme çok önemlidir.

Gebelikte beslenme politikası olarak; katkı maddeli besin (salam, sucuk, sosis), konserve yiyecek ve çiğ et (ör; çiğ köfte) mümkün olduğunca tüketilmemeli ve doğal besin maddelerine öncelik verilmelidir. Alkol ve sigaradan kaçınmalı, çay, kahve, kola tüketimi iyice azaltılmalı, yerine taze sıkılmış meyve suyu, ayran veya bitkisel çaylar tercih edilmelidir. Yine en önemli konulardan biri; ÖZELLİKLE BESLENME KONUSUNDA EŞ VE YAKIN ÇEVRENİN, ZATEN FARKLI BİR DÖNEMDEN GEÇEN GEBE ÜZERİNDE BASKI YAPMAMASININ ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUDUR. Mümkün olduğunca doğal, dengeli ve düzenli beslenmenin doğru olduğu, gebenin tolere edemediği besinleri ve miktarları tüketmesi için zorlama yapılmasının daha büyük sorunlara yol açabileceği unutulmamalıdır.

Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında görülen bulantı ve kusmalar, bazı gebelerde çok inatçı olmakta ve hatta hastane tedavisi gerektirebilmektedir. Çok şiddetli olmayan bulantılarda; uykudan uyanır uyanmaz hemen yataktan kalkmayıp 15-20 dakika süre ile yatmak ve bu sırada, tuzlu kraker, peksimet yemek yararlı olabilmektedir. Yine gün içinde mümkün olduğunca sık sık ve az katı besinler yemek, yağlı yiyeceklerden kaçınmak bulantı ve kusma şiddetini azaltacaktır.

Gebelik nedeniyle kadının enerji gereksinimi artar. Bu artış günlük olarak yaklaşık 350-500 kalori olmakta ve gebenin de günlük ortalama enerji gereksinimi 2200-2500 kalori düzeylerine çıkmaktadır. Tabi gebenin alması gereken kalori hesaplanırken; yaşı, kilosu, fiziki aktivitesi gibi birçok parametre göz önünde tutulur.

Gebe bir kadının, tüm gebelik boyunca tekiz gebeliklerde ortalama 9-12 kilo, ikiz gebeliklerde ise 17-21 kilo alması idealdir. Gebelikte alması gerekli kilonun hesaplanmasında kişinin gebelik öncesi kilosu göz önünde tutulur. Ör; Vücut Kitle İndeksi (Kilo/boyun metre cinsinden karesi-kg/m2) 25' in üzerinde kilolu bir kadının gebelikte maksimum 11-12 kilo alması istenirken, 20'nin altında olan zayıf bir kadının gebeliğinde 14-18 kilo alması normaldir. Tersine vücut kitle indeksi 30' un üzerinde olan aşırı bir kadının ise, gebelikte 5-9 kilo alması bile yeterli olabilir.
Gebe bir kadının diyetine ekstradan günde 10-20 gr. protein eklenmelidir. Bebeğin organ gelişimi ve büyümesindeki en önemli unsur olan proteinler; et, süt ve süt ürünleri, yumurta, balık, tavuk ve kuru baklagillerden sağlanabilir.

Enerji veren yağlar, vitaminlerin bağırsaklardan emilmesinde rol alırlar. Büyüyen bebeğin sinir sisteminin gelişiminde özellikle sıvı yağların çok büyük önemi vardır. Aşırı yağ tüketimi kilo alımını arttıracağından dikkat edilmelidir. Özellikle balık yeşil sebzeler, badem, ceviz, fındık gibi kuru yemişlerden sağlanan Omega-3 yağ asitleri; sinir sistemi ve beyin gelişimine katkı sağlarlar. Bu nedenle gebenin ideali haftada iki kez balık tüketmesi, her türlü yeşil sebzeyi dilediğince yemesi iyi olur. Kuru yemişler ise az miktarda alınmalıdır.

Gebelikte demir, çinko, iyot, kalsiyum gibi elementler fetal gelişim ve büyümede çok büyük rol oynarlar. Örneğin demir açısından fakir beslenme kansızlık-anemiye yol açar ve bu da erken veya düşük doğum ağırlıklı bebek doğmasına neden olabilir. Bu nedenle gebe düzenli besleniyor olsa da, diyete günlük 20 mg demir eklenmelidir. Demir en fazla; kırmızı et, yumurta, yeşil sebzeler, sakatat, baklagiller gibi besin maddelerinde bulunur. Demir emilimi kahve, çay, kola içimi ile azaldığından yemekte bu içecekler içilmemelidir. C vitamini alınması demir emilimini arttırır.

Kalsiyum gelişen bebeğin özellikle kemik yapılanmasında çok büyük rol almaktadır. Diyetteki kalsiyum azlığı, annenin kemiklerinden sağlanacağı için, kemik erimesi ve diş çürüklerine yol açabilir. Bu nedenle gebenin günde normal gereksinimine ek olarak ortalama 500mg kalsiyumu alması gerekecektir. Kalsiyum; süt ve süt ürünleri, yeşil sebzeler,  kuru yemiş ve baklagillerde zengin olarak bulunur.
Çinko eksikliği; gelişme geriliği, anomali, ölü doğum gibi patolojilere yol açabileceğinden, günde 15 mg. çinko alınması uygun olur. Çinko; süt ve süt ürünleri, balık, kırmızı et ve yumurtada bolca bulunmaktadır.  Yine iyot eksikliği de ölü doğum-düşük, anomali nedeni olabildiğinden, iyotlu tuz kullanımı özendirilmelidir. Ama aşırı tuzun hipertansiyon açısından risk olacağı unutulmamalıdır.

Folik asit eksikliğinde; nöral tüp defekti denilen, beyin ve omurga hasarlarının görüldüğü anormalliklerin riski artar. Bu nedenle; gebelik öncesi 3 ay folik asit alınması, bunun gebeliğin ilk 3 ayında da sürdürülmesi, ayrıca gebelikte folik asitten zengin yeşil sebze, yumurta, süt ve süt ürünleri, karnabahar gibi besinlerin tüketilmesi önemlidir.

Gebelikte özellikle hormonlar nedeniyle azalan barsak hareketleri nedeniyle kabızlık artar. Posalı yiyecek, kuru kayısı, taze meyve ve sebze tüketimi kabızlığı azaltır. Ayrıca bol sıvı alımı da kabızlığın geçmesine yardımcı olur.


 

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Muammer Doğan

Doç. Dr. Muammer DOĞAN, 21 Ocak 1963 yılında Elazığ'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 1980 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1986 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1987 - 1991 yılları arasında Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde uzmanlık eğitimini yaparak Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. 1999 Yılında ''Doçent'' unvanı almıştır. 1993 - 2004 Yılları arasında Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Başasistan, 2004 - 2006 Yılları arasında Klinik Şef Muavini, 2006-2011 yılları arasında Klinik Şefi olarak çalışmıştır.  2004 yılından itibaren  Tüp Bebek Merkezi merkez sorumluluğu görevini de yapan Doç. Dr. Muammer DOĞAN, 2011 yılın da hastaneden emekli olduktan sonra, mes ...

Etiketler
Bebek sağlığı
Doç. Dr. Muammer Doğan
Doç. Dr. Muammer Doğan
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube