Erken ergenlik süreci

Erken ergenlik süreci

Ergenlik, bilindiği gibi çocukluktan büyümeye geçiş sürecidir. Çocuklar bu süreçte hem fiziksel hem de bilişsel olarak genç erişkinliğe adım atarlar ve biyolojik olarak da olgunlaşmaya başlarlar. Ancak son yıllarda çocukların daha çocukluk dönemleri sonlanmadan ergenlik sürecine girdikleri görülüyor. Modern hayatın son yıllardaki yeni sorunu olarak göze çarpan erken ergenlik maalesef pek çok çocuğun yaşadığı bir gelişim sürecine dönüşmüş durumda. Kız çocuklarında daha sık rastlanan ergenlik günümüzde her 150 çocuktan birinde görülmeye başladı.

Geçmiş yıllarda ergenlik dönemi için yaş aralıkları kızlarda 11-13, erkeklerde 12-15 yaşlar iken erken ergenlik durumunda bu dönem 7-8 yaşlara kadar iniyor. Ergenliği bu kadar erken yaşlara inmesindeki asıl sorun ergenlik dediğimiz dönemde çocukların cinsel hormonlarının faaliyete geçmiş olmasında yatıyor. Karşı cinse olan ilgi ve merak artıyor. Oysa hala çocuk olan, çocuk gibi düşünen ve davranan kızlar ve erkekler bir anda bir yetişkinin salgıladığı hormonlara sahip bireylere dönüşüyorlar. Bu hem psikolojik hem de bedensel bir travma olarak düşünülmelidir aslında. Çünkü yaşı çok küçük çocuklar bedenlerindeki bu hızlı değişimi kavrayacak bilişsel olgunlukta değildir.

Erken ergenliğe sebep olarak pek çok etken olduğu düşünülüyor: Hormonlu ve GDO’lu olarak bilinen genetiğiyle oynanmış gıdalar, kozmetik ürünler, çevre kirliliği, çocukların çok kolay ulaşabildiği şiddet ve cinsel içerikli uyaranlar, bazı hastalıklar, hormonal düzensizlikler ergenliğin erken başlamasının sebepleri arasında yer alıyor.

Ergenliğe girmekte psikolojik şartlar etkili değil ama ergenliğin bu kadar erken başlaması çocukların psikolojilerini genellikle olumsuz olarak etkiliyor. Anne babalar da henüz fiziksel olarak çocuk bedenine sahip çocuklarına bu değişimleri ve sonraki süreci anlatmakta çok zorluk çekiyorlar. Cinsel eğitim konusunda hala çok içe kapalı bir toplumun bireyleri olarak çocuklarımıza nasıl dünyaya geldiklerini bile açıklamakta ciddi zorluklar yaşandığını unutmamak gerekiyor. Çocukların kendileri hakkındaki duyguları çelişiyor, genellikle kimlik karmaşası yaşıyorlar. Aileleri tarafından da çocuk mu genç mi oldukları konusunda bir kafa karışıklığı yaşanıyor. Çevreleriyle ilgili ciddi iletişim sorunları yaşamaları da sıklıkla karşılaşılan bir durum.

Erken ergenlik durumu doğru zamanda müdahale edildiğinde durdurularak normal gelişim süreçlerine çekilebiliyor. Bu süreçte mutlaka bir hekim kontrolünde tedaviye başlamak ve sıkı takip etmek son derece önemli. Aynı zamanda çocuklara psikolojik destek vermek, hem ailenin hem de çocukların bilinçlenmesini sağlamak birçok sorunu ortadan kaldırabiliyor ve çocukların çatışmacı tutumlarının çözümünde destek sağlayabiliyor. Bu açıdan çocukların gelişim süreçlerini çok dikkatli takip etmek büyük önem taşıyor.

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Serap Duygulu

Psk. Serap DUYGULU, İstanbul'da doğmuştur.  Psikoloji dalında gerçekleştirdiği çalışmalarına önemli ölçüde katkılar sağlayan, Sosyoloji, Edebiyat, Kamu Yönetimi alanlarında da Lisans  düzeyinde akademik eğitimler alan Serap Duygulu İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde ‘Uygulamalı Psikoloji’ üzerine Yüksek Lisans yapmış ve  "Afazi Hastası Yakınlarında Depresyon ve Olumsuz Otomatik Düşünceler" başlıklı tezi ile lisansüstü derecesini almıştır.  Ayrıca bu çalışma bu alanda yapılmış ilk ve tek psikolojik araştırma olarak önemini halen korumaktadır.  2009- 2011 yılları arasında Bakırköy Halk Eğitim Merkezi ile yürütülen ortak bir çalışma sonucunda her hafta Perşembe günleri, Bakırköy Halk Eğitim Merkezi'nde Bakırköy halkına kişisel gelişim seminerleri vermiştir. 2012 yılında Cine5'te her gün canlı olarak yayınlanan ‘ ...

Etiketler
Değişim
Psk. Serap Duygulu
Psk. Serap Duygulu
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube