Erkeklerde cinsel işlev bozukluğu: erektil disfonksiyon ( ed )

Erkeklerde cinsel işlev bozukluğu: erektil disfonksiyon ( ed )
ED,erkeğin cinsel ilişki için sürekli veya yinelenen yeterli penil ereksiyonu en az 3 ay süreyle oluşturamaması ve/veya sürdürememesi durumudur.Özellikle yaşlanma sürecinde ereksiyon yetersizliği oluşmasını yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak algılayarak bunu sorunmus gibi görmeme ve ifade etmeme de bir baska önemli bir noktadır.Yasla birlikte cinsel aktivite azalmıs gibi görünse de cinsel istek sürmektedir.Yapılan arastırmalarda 55 yasındaki erkeklerde ED görülme sıklığı %8 iken 65 yasında %25 e 75 te ise %55 lere çıktığı saptanmıştır.Evli erkekler arasında ED oranı %40 lara yakın olduğu belirtilmistir.
 
 ED ye neden olan risk faktörleri ise;       

            
DM, diyabet ED li hastakların yaklasık %50 sinde ana nedendir.Diyabetli erkeklerde diyabetik olmayanlara kıyasla 3 kat daha fazla ED görüldüğü ortaya konulmustur.Diyabetiklerdeki temel neden nöropati ve mikroanjiopatilerdir.
Kardiyovaskulerr hastalıklar ve HT de ise damar endotelin bozulmasına yol açarak ED ye neden olurlar.
 
Kronik renal yetmezlikler ve ayrıca alt üriner sistem semptomları(LUTS) hem ejekulasyon hemde ereksiyon üzerinde olumsuz etkileriyle cinsel işlevi bozabilir.
 
Nörolojik kronik hastalıklar parkinson,MS,epilepsi gibi durumlarda polinöropati etkisiyle ED ye sebep olduğu bilinmektedir.
 
Cerrahi tramvalar özellikle prostat kanseri ve rektum kanseri nedeniyle uygulanan radikal cerrahiler sinir harabiyetiyle ED ye neden olabilirler.Radyoterapi ve omurilik yaralanmalarıda ED ye neden olabilir.
 
SSS de sedasyon yada depresyon yapan ilaçlar,betablokerler,tiyazit grubu,diüretikler,digoksin benzeri kalp ilaçları ED ye yol açabilir.
 
 Psikozlar,yoğun stres,depresyon gibi sorunlarda cinsel islevi olumsuz etkilemektedir.Performans anksietesi(basarısızlık kaygısıda)erkeklerde ereksiyon sorunlarına yol açan önemli bir piskojenik durumdur.
 
Sigara ve tütün kullanımı,kronik uyusturucu kullanımı,kronik alkolizim de ED ye yol açar.
                                  
 Hormonal nedenler %5 lik bır bolumu olusturur.
 
Tanı da hastadan alınan hıkaye, fm renklı doppler usg, ve/veya intrakavernozal injeksiyon ile baslar.kimi kez oyku tedavı secenegı acısından yeterınce yol gosterıcı olabilir.Gunumuzde semptom skalası olarak en yaygın kullanılan Internatıonal Index Erektıl Functıon (IIEF) dır.
 
Erektıl Dıskonksıyon tedavısınde oncelıkle hastaların beklentılerının de dıkkate alınmasıve hatta tedavı kararının hasta ve bazen partnerıyle bırlıkte kararlastırılması tedavının basarısını da olumlu olarak etkıleyecektır.Tedavı de nedenler ortaya konulduktan sonra ılk basamak oral farmakoterapılerdır. Gunumuzde cok populer hale gelen PDE 5 ınhıbıtorlerı ile ereksıyonun kalıtesı ve suresı artırılarak %55-80 oranın da basarı saglanabılmektedır.


Bu grup ılaclar vıagra olarak bılınen mavı ılac sıldenafıl, doku ıcı etkısının daha fazla oldugu vardenafil ve etkı suresının 24-36 saat oldugu hafta sonu hapı olarak bılınen tadalafıl en sık kullanılanlarıdır. Bu grup ılaclar tum vaskuler dokular uzerınde de etkı gostermesı nedenıyle ozellıkle nıtrat ıceren ve vazodılatasyon ıle tansıyon dusuren ılaclarla bırlıkte kullanılmamalıdır. Bunun dısında agır kalp yetmezlıklerınde, yenı gecırılmıs kalp krizlerinde  mutlaka kardıolog kontrolunde ya da onerisi ıle kullanılmalıdır.Oral tedavılerı dısında ıntrakevernozal ınjeksıonlar ıle teklı ılac ya da 2 lı 3 lu karısımlar ıle de %75 lere varan basarılr bıldırılmıstır. Uzun surelı kullanımda fıbrozıse yol acmaları yada uzamıs ereksıyon gıbı yan etkılerı de bulunmaktadır. Gene Avrupa ve ABD de daha sık kulanılan ama ulkemızde ozellıkle de hasta tarafından pek benımsenmeyen yontem ıse vakum cıhazlarıdır. Penısın ıcıne gecırıldıgı bır sılındır ve buna baglı bır pompa yardımıyla sılındır ıcersınde negatıf basınc olusturarak venöz dönüs blokajı amaclanarak uygulanan bır yontemdır. %50 lerın uzerınde basarılar bıldırılmıstır.
Bu tedavıler ıle basarı saglanamayan hastalarda en sık kulanılan cerrahı tedavı ise penıl protezlerdır. PP ler genellıkle sılıkon yapıda cubuklar olup dılatasyon ve uygun ölçüm ıle kavernöz dokuların ıcıne yerlestırılır. Tek ve cok parcalı farklı tıplerı mevcuttur.%95 lere varan basarıları ıle radıkal bır cerrahıdır ve gerı donusumu yoktur bu konuda hastalar bılgılendırılmelı ve beklentılerı paylasılmalıdır.

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Tanju Cengiz

Op. Dr. Tanju CENGİZ , Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı lisans eğitimini başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise,Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tamamladıktan sonra Üroloji Uzmanı olmuştur.

Op. Dr. Tanju CENGİZ , İstanbul Kadıköy'de bulunan Özel Göztepe Hastanesi'nde hastalarına hizmet vermektedir.


 

Etiketler
Sertleşme
Op. Dr. Tanju Cengiz
Op. Dr. Tanju Cengiz
İstanbul - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube