Diyabetik ayak

Diyabetik ayak

Şeker hastalığı yani diyabet tarih boyunca toplumların en önemli sağlık sorunlarından birisi olmuştur. Yeni tedavi yaklaşımları ve geliştirilen ilaçlar sayesinde kan şeker seviyesi kontrol altında tutulabildiği için diyabetin ölümcül olan sonuçları; ketoasidoz ve hipoglisemi artık çok daha nadir görülmektedir. Diyabet, tedavisi olmayan ancak iyi bir bakımla kontrol altında tutulabilen uzun süreli bir hastalıktır. Kan şeker seviyesi ne kadar iyi kontrol altında tutulsa da uzun dönemde meydana gelen sorunlar genelde kaçınılmazdır. Hangi sorunun daha belirgin ve öncelikli olarak ortaya çıkacağı kişiler arasında farklılık gösterir. Bunların çoğu kan dolaşımı ile ilgilidir. Damarlar adeta kolalanmış gibi sertleşmiş, kan içerisindeki hücrelerin işlevsel kabiliyetleri azalmıştır. Etkilenen organa göre farklı hastalıklar ortaya çıkar. Böbreklerde nefropati, gözlerde retinopati, el ve ayaklarda nöropati veya diyabetik ayak bunlardandır.

''Ortopedi polikliniğine bir gün bir hasta geldi. Yaşı 60'larda, eğitimli, bir kurumdan şube müdürü emeklisi. Hastam 30 yıldır diyabet hastası olduğunu ve ayaklarında birkaç gün önce yaralar meydana geldiğini söyledi. Muayene için ayaklarını açtı. Aman Allah'ım! O ne?... 1. ve 2. parmakların cildi paramparça olmuş, tırnakları cilde batmış ve çevresi kanamalı. ''Nasıl oldu?'' dedim. Ayaklarını çığnatmış. Çiğnetmemiş. Öyle derlermiş. Ayaklarında uyuşma, karıncalanma şikayeti olunca, o da iyi geleceğini düşünerek ayaklarını çığnatmış''

DİYABETİK AYAK

Diyabetik ayak; diyabet hastalığının neden olduğu, tedavi edilmesi gereken ve tedavi başarısı kan şekeri kontrolü ile direkt bağlantılı olan ciddi bir hastalıktır. Diyabet hastalığı olan kişilerde ciddi sakatlıkların en önemli nedenidir. Ayakta meydana gelen bu hastalık hastaların yaşam kalitesini belirgin olarak değiştirir ve bu değişiklikler yaş ilerledikçe artar.

Diyabet hastalarında kan şekerinin aşırı yükselmesi (hiperglisemi) ile ketoasidoz denilen kriz, aşırı düşmesi (hipoglisemi) ile baygınlık, bilinç kaybı gibi belirtiler ve hatta iki durum nedeni ile ölüm görülebilmektedir. Bu ciddi iki durum dışında meydana gelen en önemli hastalık bacaklardaki büyük damarların tıkanması ve sinirlerde meydana gelen hasar nedeni ile oluşan, ayaklarda basit ülser tarzı yaralar ile başlayan, önlenmez veya iyi bir şekilde tedavi edilemezse ilerleyici ve yaygın kangren ile seyreden DİYABETİK AYAK'tır. Tedavi, küçük ülser tarzında bir yaranın pansumanından, amputasyon (bacak veya kolun uygun yerden kesilmesi) ameliyatı gerekliliğine kadar giden yelpazeyi içerir. Bu durum dışında; tırnak şekil bozuklukları, tırnak ve cilt enfeksiyonları, ayak cildinde kalınlaşma veya incelme, nasır, uyuşukluk, üşüme, sıcaklık hissi, aşırı duyarlılık, hissizlik, güçsüzlük, ağrı ve ayak şekil bozuklukları gibi pek çok ayak problemleri meydana gelebilir. Diyabet hastalarında meydana gelen bu ayak problemleri hastaların hastaneye en sık yatış nedenidir. Daha da önemlisi bir diyabet hastasının ayağında görülen en basit hastalık daha sonra meydana gelecek olan göz, kalp, böbrek ve sinir hastalıklarının habercisidir. Aynı zamanda diyabetik ayak; bakımı ve tedavisi güç, pahalı bir durumdur.

SİNİRLER VE DAMARLARIN DÜŞMANI; DİYABET...

Diyabet nedeni ile ayak sinirleri zamanla zarar görür veya tamamen tahrip olur. Bunun sonucunda ayakta ağrı duyusu azalır. Zamanla ayak tamamen duyarsız hale gelir. Duyu algılayan sinirlerde meydana gelen bu duruma nöropati denir.

Diyabet hastası yaralanmaların farkına bile varamaz. Yaralanma sonrasında bazen kırıklar ve buna bağlı olarak ayak şekil bozuklukları ortaya çıkar. Ayak şekil bozuklukları yaralanmayı kolaylaştırır. Nöropatinin derecesi yaşla, diyabetin süresi ile ve kan şeker kontrolünün kötülüğü ile paralel olarak artmaktadır. Nöropati nedeniyle ayak derisi kurudur ve kolayca yırtılır. Deride çatlaklar ve nasırlaşmalar ortaya çıkar. Ayakları soğuk olan ve üşüyen hastalar özellikle geceleri ayaklarını ısıtma ihtiyacı duyarlar. Isıtıcı cihazlara ayaklarını fazlası ile yaklaştırırlarsa ağır yanıklar ortaya çıkabilir.

Eskiden diyabetli hastaların kılcal damarlarında bozulma olduğu ve bu nedenle ayaklarında yara geliştiği, gelişen yaraların ve kesiklerin bu nedenle iyileşmediği düşünülürdü. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalarda, ayağa ve bacağa kan götüren büyük çaplı atardamarlarda daralma veya tıkanıklık olduğu gösterilmiştir. Bu yüzden ayağa giden kan akımı azalır ve ayaktaki küçük büyük her türlü yaranın iyileşmesi zorlaşır. Sinirleri ve damarları hasar görmüş bir ayakta yarayı başlatan pek çok tetikleyici etken vardır. Bunlar arasında en sık görülenler; uygun olmayan ayakkabı, yanıklar, çakıl, çivi ve raptiye gibi sivri cisimler, tırnak bozuklukları ve deri çatlaklarıdır.

RİSKİNİZİ BİLMELİSİNİZ...

Bazı diyabet hastalarının ayakları diyabetik ayak gelişmesi yönünden ne yazık ki diğerlerine göre daha fazla risk altındadır. Bu hastalar;

1. Daha önce diyabetik ayak veya ayak ülseri öyküsü, karşı tarafta ayak ülseri olanlar.

2. Sinir hasarı veya iskemik (tıkanmaya bağlı) damar hastalığı şikayetleri ve bulguları olanlar.
3. Ayaklarında şekil bozukluğu olanlar.
4. Ciddi görme bozukluğu olanlar.
5. Kötü şeker kontrolü olanlar.
6. Ayak bakımı kötü olanlar.
7. Diyabete bağlı uzun süreli diğer (kalp, böbrek, göz veya sinir hastalığı) sorunları olanlar.
8. Alkol ve sigara alışkanlığı olanlar.
9. Yaşlı hastalar.
10. Diyabet eğitimi almayan hastalar.

Yüksek risk grubunda olan hastalarda daha sık görülen iyileşmesi güç yaralar sonunda hastanın ayağını kaybetmesine sebep olabilmektedir. Genel olarak değerlendirildiğinde kazalar hariç ayağını kaybeden insanların yarıdan fazlası diyabet hastalarıdır. Bu kayıpların en az yarısının doğru bir eğitim ve hastanın kendi ayaklarına iyi bakması ile önlenebileceği düşünülmektedir. Ayak problemlerinin erken tanı ve tedavisi gelecekteki ayak ülseri ve amputasyon riskini azaltacaktır. 

ÖNLEM ALINMALI...

Her zaman bahsettiğimiz gibi; halk sağlığı açısından en önemli konu, mevcut hastalıkların tedavisinden önce hastalıkların ortaya çıkmasının önlenmesidir. Diyabetik ayak yaralarının oluşmadan önce önlenmesi çok önemlidir ve özenli bir bakımla bu yaraların önlenmesi mümkündür. Diyabet hastalarının uyması gereken kurallar ve ayak bakımı için yapması gerekenler şu şekilde sıralanabilir.

1. Ayaklar her gün 37°C su ile yıkanıp yumuşak bir havlu ile kurulanmalı, parmak aralarının iyice kurulanmasına dikkat edilmelidir. Kurulama sürtme şeklinde değil dokunma şeklinde yapılmalıdır.

2. Parmak araları hariç ayağın diğer kısımlarına nemlendirici losyon veya krem sürülmeli, özellikle topukların çatlaması iyi bir bakım ile önlenmelidir.
3. Ayaklar her gün kesik, sıyrık, mantar veya olası kabarcıkların varlığı açısından kontrol edilmelidir. Ayak tabanını görmek için gerektiğinde ayna kullanılmalıdır.
4. Ayaklar üşüdüğü takdirde mutlaka çorap giyilmelidir. Tuğla, sıcak su şişesi, elektrikli ısıtıcı veya soba bu amaçla kullanılmamalıdır. Hastanın yattığı yere yakın soba ve kalorifer peteği gibi ısıtıcı bulundurulmamalıdır.
5. Tırnaklar kavisli değil düz kesilmelidir. Kenarlarının yuvarlak kesilmesi tırnak batmasını kolaylaştırmaktadır.
6. Nasır ve ölü dokular kesilmemelidir. Nasırlar için kesinlikle nasır ilacı, yakı ve asitler kullanılmamalıdır. Bu konuda doktor önerisi mutlaka alınmalıdır.
7. Çıplak ayakla kesinlikle yürünmemelidir. Ev içinde giyilen terlikler yumuşak olmalı, ayaklara zarar vermemelidir.
8. Deniz kıyısı, havuz kenarı gibi sıcak ve sert zeminli yerlerde çıplak ayakla dolaşılmamalıdır. Ayak ağrılarını gidermek amacıyla kızgın kum veya kaplıca sularına temasın sakıncalı olduğu unutulmamalıdır.
9. Ayakkabıların içi giymeden önce her zaman yabancı cisim, batıcı madde, pürüzlü yüzey, yırtık açısından kontrol edilmelidir.
10. Pamuklu ve yünlü çorap giyilmeli, sıkı çoraplardan kaçınılmalıdır. Çoraplar her gün değiştirilmelidir. Çorap bağı kullanılmamalıdır.
11. Ayakkabılar yumuşak deri mamulü, ayağa uygun ve rahat, tabanları kalın olmalıdır. Bayanların yazlık ayakkabı seçiminde açık burunlu ayakkabıları tercih etmemesi önerilir.
12. Çorapsız ayakkabı giyilmemelidir.
13. Parmak aralarına bağları giren sandaletler giyilmemelidir.
14. Kışın yün çorap giyilmeli, içi yün muflonlu botlar giyilmelidir.
15. Sigara kesinlikle kullanılmamalıdır.
16. Ayakkabı satın almadan evvelki akşam her iki ayağın şekli bir karton üstüne çizilip kesilmeli, bu kalıplar alınacak ayakkabılarda denenmelidir.
17. Görmesi bozuk olan hastaların aileleri ayak bakımı açısından eğitim almalıdır.
18. Ayaklar her muayenede düzenli olarak kontrol edilmelidir.
19. Hasta kendi günlük kontrolünde olağan dışı bir durumla karşılaşır ise doktoruna bu durumu mutlaka söylemelidir.

AYAKKABI SEÇİMİ ÖNEMLİ...

Ayakkabı seçimi konusunda günlük hayatta çok dikkatli davranılmamaktadır. Diyabetik ayak oluşumunda ve yaraların kötüleşmesinde bu konu çok önemlidir Ayağa uygun ayakkabılar giyilmeli, yüksek topuklu ayakkabılar, ucu açık veya dar ayakkabılar giyilmemelidir. Çorapsız ayakkabı giyilmemelidir. Bağcıklı ayakkabı genişleyebilmesi nedeni ile tercih edilmelidir. Ayakkabı günün ikinci yarısında, yani öğleden sonra alınmalı ve mümkünse günün ikinci yarısında giymek üzere bir numara daha büyük ikinci bir ayakkabı alınmalıdır. Çünkü gün içerisinde ayakların hacmi artmaktadır. Ayrıca uzun süre kullanılmış, yıpranmış ayakkabılar rahatlılığını yitirir ve sorunlara neden olur. Eğer ayaklarda şekil bozukluğu varsa mutlaka özel yapım ayakkabı tercih edilmelidir.

AYAKLARINIZI ÇIĞNATMAYIN ! ! !

Özellikle diyabetik nöropatisi olan hastalar ayaklarında sürekli bir üşüme hissinden ve ısıtamadıklarından yakınırlar. Ayaklarını ısıtmak için kullandıkları radyatör ya da elektrikli ısıtıcı gibi ısı kaynakları nedeni ile yanıklar oluşabilir. Bu hastalar ısıyı ve ağrıyı algılayan sinirleri bozuk olduğundan ayaklarının yandığını geç fark ederler ya da hiç fark etmeyebilirler. Ayak tırnaklarının kesilmesi ve bakımı da diyabetik ayak gelişiminde oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Ayak ve tırnak bakımı düzenli olarak yapılmalı ve eğer hasta iyi göremiyorsa mutlaka yakınlarından yardım almalıdır. Tırnak batmalarından korunabilmek amacıyla ayak tırnakları düz olarak kesilmeli ve mutlaka tırnak makası kullanılmalıdır. Ayak cildinin olası her türlü travmadan korunması gerekmektedir.

EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ...

Diyabetik ayak tedavisinde büyük önem arz eden noktalardan birisi de hasta eğitimi ve kan şekerinin iyi kontrol edilmesini sağlamaktır. Kan şekeri kontrolü kötü olan hastaların ayaklarının daha büyük bir risk altında olduğu akılda tutulmalıdır. Hasta ile hekim işbirliği içinde olmalı, kan şekeri normal sınırlar içinde tutulmaya çalışılmalıdır. Diyabet hastalarında ortaya çıkan sorunların tedavisinde en önemli noktanın iyi eğitim olduğu unutulmamalıdır.

SONUÇ

Diyabet hastasının ayakta kalma yeteneği ve hareket kabiliyeti direkt ayak sağlığı ile ilişkilidir. Diyabet hastalarının kan şekeri kontrolü için uygulaması gereken beslenme kuralları ve insülin gibi ilaçların kullanımı yanında ayak bakımı konusunda da iyi eğitilmeleri gerekmektedir. Maalesef birçok hastalık için geçerli olan ve halk arasındaki bazı geleneksel davranışların terk edilememesi nedeniyle ortaya çıkan kötü durumların planlı hasta eğitimi programları ile engellenmesi, diyabet hastalarının gelecek günlerinin daha aydınlık olmasını sağlayacaktır.

 

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Gökhan Özdemir

Etiketler
Şeker hastalığı
Op. Dr. Gökhan Özdemir
Op. Dr. Gökhan Özdemir
Aydın - Ortopedi ve Travmatoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube