Gece korkuları nedir?
Bunlar genellikle üç ile altı yaşları arasında olan çocuklarda görülen olaylardır. Bunlardan çocuk, çoğunlukla yattıktan bir veya iki saat sonra, birdenbire uyanmakta ve histerik bir şekilde bağırıp çağırmaktadır. Bu durumda çocuk, nerede olduğunu bilmez ve korkusundan titreyebilir.
Gece korkularının sebepleri nedir?
Asıl nedenleri bilinmemekte ise de, yatmadan önce çocuğun fazla-sıyle heyecanlanmış olduğundan ileri gelebileceği sanılmaktadır. Başka hallerde evde ve çevrede olan psikolojik problemler de bu olaylara neden olabilirler.
Gece korkuları nasıl tedavi edilir?
Bu durumun görüldüğü hallerde anne veya baba çocukla birlikte kalmalı ve kendisini yatıştırmaya gayret sarf etmelidir.
Çocuklar, geceleri böyle korkular geçirdiklerini sabahları hatırlarlar mı?
Genellikle hatırlayamazlar.
Gece korkuları nasıl önlenebilir?
Gayet basit tedbirlerle: Yatmadan önce çocuğun heyecanlanmasına neden vermemeli ve hafif yemekler yedirmelidir. Eğer bu tedbirler yeterli olmazsa hafif bir yatıştırıcı ilaç verilebilir. Çok ciddi vakalarda psikiatrik yardım gerekir.
Gece korkularının sara ile bir ilişkisi var mıdır?
Ara sıra görülen olayların ilişkisi yoktur. Fakat nöbetler sık sik gelmekteyse ve uzun sürmekteyse, bir sara olup olmadığını araştırmak muhakkak gereklidir.
Gece korkularının çoğunluğu zamanla kaybolur mu?
Evet. Vakaların hemen hepsi bir veya iki yıl içerisinde kaybolur.
SOSYAL FOBİ
Sosyal ortamlarda (özellikle tanımadığı kişiler, başkalarının yanında, kalabalıkta ) bir eylem gerçekleştireceği ( konuşma, yemek yeme, telefon etme gibi) zamanlarda olumsuz değerlendirileceğinden, aşağılanacağından, küçük duruma düşeceğinden aşırı kaygı duyma ve korkma ile belirlidir. Korkulan sosyal ortamda kaldığında her zaman anksiyete belirtileri çıkar, panik atağa varabilir. Kişi bunun aşırı ya da anlamsız olduğunu bilir. Ancak böyle durumlardan kaçınır, bu da toplumsal ve mesleki işlevselliğini bozar.
Başlama yaşı ergenlik dönemidir. 6 aylık yaygınlığı %2-3 dolayındadır. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazladır
Ebeveyni tarafından sürekli azarlanan, aşırı korunup kollanan, inisyatif kullanmasına izin verilmeyen, yetersiz ya da beceriksiz olduğu kendilerine hissettirilen çocuklar ilerideki yaşamlarında utangaç, çekingen, ürkek, kendi başlarına karar veremeyen, sosyal ilişkiler kurmakta zorluk çeken yetişkinler olarak karşımıza çıkıyorlar.
Aşırı utangaçlık duygularıyla büyüyen çocuk, başkaları karşısında utanma duygusundan kendini kurtaramıyor. Bu yüzden toplumdan kaçmaya başlıyor, başkalarıyla konuşmaktan çekiniyor. İnsanlarla iletişim kurmaktan kaçındığı için bu konuda bilgisiz ve yetersiz kalıyor. Herhangi bir kişiyle konuşurken hata yapacağı kaygısı, onu, giderek insanlardan uzaklaştırıyor.