Çocuk ve gençlerde bilgisayar ve internet bağımlılığı ve çözüm önerileri

Çocuk ve gençlerde bilgisayar ve internet bağımlılığı ve çözüm önerileri

 Bilgisayar ve internet kullanımının yaşamımızda sağladığı kolaylıklar saymakla bitmiyor. Ancak bilgi akışını hızlandıran, iletişimi kolaylaştıran sanal alemin, yeni psikolojik, sağlık ve sosyal problemleri de gündeme getirdiği bir gerçek.

Ebeveynler, bilgisayar/internet kullanımına çocukları için yeni eğitim fırsatları sunan heyecan verici bir dünya olduklarını düşündükleri için ilk başta sıcak bakmışlardı. Ancak çoğu ebeveyn, çocuklarının bilgisayarı ödevleri veya araştırma için kullanmadığını fark etti. Bunun yerine, çocuklar arkadaşlarıyla anlık ileti gönderip alarak, çevrimiçi oyunlar oynayarak veya sohbet odalarında yabancılarla konuşarak saatler geçirmeye başladı.  Özellikle okul çağındaki gençlerde oldukça sık görülen,  bilgisayar/internet kullanımının gençlerin psikolojik ve bedensel gelişimlerini, sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyerek hem akademik hem de kişisel gelişimlerinde negatif sonuçlara neden olduğu görüldü.

Tanım olarak 'Bilgisayar/İnternet bağımlılığı' tüm dünya için yeni bir kavram. İnternetin aşırı kullanılması isteğinin önüne geçilememesi, İnternete bağlı olmadan geçen zamanın önemini yitirmesi, yoksun kalındığında ise aşırı sinirlilik hali ve saldırgan olunması bilgisayar/internet bağımlılığının en basit tarifi.
.
Avrupa Birliği'nin geçtiğimiz aylarda yayınladığı bir rapor da İnternet bağımlılığı kavramını destekliyor. AB araştırmasında, günde 4 saatten fazla sanal alemde sörf yapan kişilerde tıpkı kumar bağımlılarında olduğu gibi, beyinde insanın kendisini iyi hissetmesini sağlayan adrenalin benzeri bir kimyasal olan dopamin birikmesi meydana geldiği tespit edildi.

İnternet bağımlılığı diğer bazı psikolojik bozuklukları da alevlendirdiğini tüm hastalarının en az bir eşlik eden ek hastalığının olduğu saptanmıştır. Depresyon, sosyal fobiler, uyarı kontrol bozuklukları, dikkat bozukluğu en sık görülenlerdi. Bir çok hastanın diğer bir madde bağımlılığı da mevcuttu.

Daha sosyal bir tanımlama ile bağımlılık; “birey ve nesne arasında bireyin seçimi ile başlayan aynılık ve süreklilik özelliği taşıyan boyutlu bir ilişki” olarak tanımlanmıştır. “Bu ilişki her ne kadar bireyin özgür iradesi ile başlamış ise de, bireyin özerkliği zaman içinde ortadan kalkmaktadır. Bağımlılığın gelişmesiyle ortadan kalkmaya başlayan özerklik, bireyin daha önce dağarcığında bulunmayan yeni tür tutum ve davranışlar edinmesine yol açar.”

Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi bağımlılık başlangıçta bireysel olmakla birlikte, sorunların ortaya çıkması ve artması ile içinde bulunulan toplumu da etkilemektedir. Bu noktadan hareketle özellikle genç yaştaki bireylerin aşırı ve uygunsuz bilgisayar ve Internet kullanımına karşı bilgilendirilmesi, oluşması muhtemel sorunları azaltacaktır.
 
Bilgisayar kullanımının yarattığı sağlık sorunları:

Uzun süreli bilgisayar kullanımın neden olduğu sağlık problemleri az çok tüm kullanıcılarda görülmektedir. Birçok kişi bilgisayar kullanırken nasıl oturduğunu çoktan unutmuş, gözleri ekrana kilitlenmiş, sırt öne eğilmiş, eller klavye ya da fare üstünde saatlerini bilgisayar başında geçirmekte; sonunda gözlerde yanma, boyun kaslarında ağrı ve sertleşme, elde uyuşukluk, genel yorgunluk gibi şikayetler ortaya çıkmaktadır. Bu aşırı bilgisayar kullanımı ve çalışma alışkanlıkları sonucu bazı bedensel bozukluklar ve sorunlar gelişir. Bu bozukluk ve sorunlardan belli başlıları şunlardır.
 
El Bileği Sendromu: Klavyeyi veya fareyi kullanırken yapılan küçük hareketlerin hastalığa yol açması şaşırtıcı gelebilir. Fakat çok sayıda tekrarlandığı ve aylar, yıllar boyu sürdürüldüğü için küçük el hareketleri sonucu, zamanla, özellikle el bileği hizasındaki yapılarda bozulmalar meydana gelir. En sık görüleni el bileği sendromudur. El bileği sendromunda median sinir el bileği hizasında içinde geçtiği el bileği kanalında sıkışır, yapısı bozulur ve işlevini yapamaz. Median sinir, küçük parmak ve yüzük parmağının dış yarısı hariç, elin iç yüzünün duyarlılığı ve el ayası içindeki bazı kasların ve baş parmağı hareket ettiren bazı kasların çalışmasını sağlar. Median sinir görevini yapmayınca elde uyuşukluk ve ağrı, başparmak hareketlerinde ve el sıkma gücünde azalma ortaya çıkar, el becerisi bozulur, incelik gerektiren el işleri yapılamaz. Eldeki ağrı nedeniyle kişi geceleri uyanır, elini sallayarak ve silkeleyerek ağrıyı bir oranda azaltmaya çalışır. Olay bir kere geliştikten sonra tedavisi güç bazen de imkansız olduğundan hastalık hakkında önceden bilgi sahibi olup ortaya çıkışını önlemek en iyi yoldur.

Boyun kaslarında tutulma: Belli bir duruşta uzun süre kalmakla boyun kasları kasılır. Bu durum boyunda, bazen boyunla beraber başın arka kısımlarında ağrı sertlik ve uyuşmaya yol açar. Çalışırken kişinin stresli olması, monitörün baş hizasından yukarıda olması, aynı baş duruşunu değiştirmeksiniz uzun süre sürdürmek boyun tutulmasını kolaylaştırır.

Uyku saatlerinin azalması: Bilgisayar tutkunları, birazdan kalkacağım diyerek gece geç vakte kadar otururlar. Oysa sabah kalkıp işe gideceklerdir. Televizyon uyutur; bilgisayar, özellikle internet kişilerin aktif katkısına ve ilgisine bağlı olduğundan uyanık tutar. Bilgisayar tutkunu gecenin geç saatlerine kadar bilgisayar başındadır. Uyku azlığı sonucu sürekli olarak kendini yorgun hisseder, çabuk sinirlenir, konsantrasyon gücü azalmıştır, iş verimi düşer.

Gözlerde yorulma
Sabit bir noktaya sürekli bakmak gözleri yorar. Gözlerin hareketi göz küresini hareket ettiren 6 değişik kasla sağlanır. Ayrıca gözler yakına ve uzağa baktığında, görüntünün retinaya odaklaşmasını sağlamak için, göz merceğini bombeleştirip yassılaştıran göz içindeki kaslar çalışır. Sabit bir noktaya sürekli bakmak gözleri yorar. Ayrıca ekrandaki görüntü ve ışık ayarının iyi yapılmamış olması, monitör ışığının titreşimli olması da göz yorgunluğunda etkili olur. Bunlara uykusuzluk da eklenince uzun süre bilgisayar kullanan kişilerin gözlerinde yorgunluk hissi, kızarıklık ve yanma ortaya çıkar.
 
Aile ilişkilerinde aksama
İnternet tutkunu, çocuğuna, arkadaşlarına, eşine vereceği zamanı sanal dünyaya verir. Ev işlerini ihmal eder. İşinde, okulda bilgisayarla ilgili hayaller kurar. Sanal dünyayı gerçek dünyadaki ilişkilere tercih eder. Bilgisayar tutkunluğu nedeniyle çevreden eleştiri ve uyarılar alır. İstediği halde bilgisayara olan ilgisini sonlandıramaz ve ayrı kalamaz. Bilgisayardan ayrı kaldığında sinirlilik, çöküntü, neşesizlik gibi durumlar ortaya çıkar.

Verim azlığı ve başarısızlık
İnternet tutkusu nedeniyle mektuplar açılmaz, gazeteler okunmaz, dergiler birikir, günlük küçük düzenlemeler yapılmaz, ev işleri ihmal edilir. Öğrenci vaktini ders çalışma yerine bilgisayar başında geçirir. Uykusuzluk, yorgunluk bunlara eklenir, İş ve okul başarısı düşer.

İnternet bağımlılığının belirtileri
      Her gün Internet'e bağlanmak, bağlı iken zamanın farkında olmamak, sorulduğunda ise inkar etmek,
      Herkese mail adresi, ICQ numarası, sohbet odası adları vs. vermek veya dağıtmaya çalışmak.
      İnternet dışı uğraşlara ilginin kaybolması
      Sosyal faaliyetlerde azalma, dostları tarafından anlaşılamama duygusu, Spor faaliyetlerinden uzaklaşma ve kondisyon kaybı
      İş verimliliğinin düşmesi
      Sürekli uykusuz kalma ve yorgunluk
      Alışverişlerin Internet üzerinden yapılması
      Aile fertlerine yeterli zamanı ayıramama nedeni ile aile bağlarının zayıflaması
      Günlük yaşamdaki diğer iş ve kişilerin, online yaşama engel olduğu düşüncesi
      Bilgisayar kullanımı nedeniyle eşler arasında anlaşmazlık ve sorun çıkması

En önemli on uyarı sinyali"ni aşağıda sıralanmıştır. Aşağıdaki belirtileri gösteren kişilerin dikkatli olmaları, bu sorunların kişinin yapmakta olduğu iş, çalışma ortamı, yaşı, öğrenim düzeyi, kullanım gerekleri ve düzeyi göz önüne alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir:

v      Yalnızca birkaç dakika harcamaya niyetli olduğunuz halde, bilgi aramak için saatler harcadığınızı fark ediyorsunuz
v       Çalışma arkadaşlarınıza, özel hayatınızdaki arkadaşlarınıza ya da eşine bilgisayar başında geçirdiğiniz zaman hakkında yalan söylüyorsunuz
v       Monitörün başında her oturuşta saatlerce kaldığınız için fiziksel sorunlardan mustaripsiniz
v       Sürekli olarak bir sonraki İnternet oturumunu iple çekiyorsunuz
v       Aradığınız bilgiyi bulmaya hep "bir adımcık" kaldığını düşünüyorsunuz
v       Anonim bir kişiliğe bürünmek size heyecan veriyor, insanlarla İnternet üzerinden konuşmayı yüz yüze konuşmaktan daha kolay buluyorsunuz
v       E-postanızda bir şey var mı diye bakmak için zorlayıcı bir istek duyuyorsunuz
v       İnternet'e girmek için yemek öğünlerinize, derslerinize ya da randevularınıza boş veriyorsunuz
v       Bilgisayarınızın başında bu kadar fazla zaman geçirdiğiniz için suçluluk duyma ve büyük bir zevk alma arasında gidip geliyorsunuz
v      Bilgisayarınızdan uzak kaldığınız zaman canınız bilgisayar çekiyor ve yoksunluk semptomları gösteriyorsunuz

Okul çağındaki çocuklara bakıldığında bilgisayar ve Internet'in uygunsuz kullanılışı; şiddet içeren oyunlar, uzun süreli kullanım, uygun olmayan sitelerin gezilmesi, uygunsuz ve gereksiz sohbetler ve bunların getirdiği yorgunluk, uykusuzluk, dikkat bozuklukları, çevreye ilgisizlik, gerçek hayattan kopma, ekonomik zorluklar olarak sıralanabilir.

Bu sorunların çözümünde ise her zaman olduğu gibi okul aile işbirliği ile ailelerin ve çocukların bilinçlendirilmesi, okulda bu konuda aile ve öğrenciler için seminerler ve toplantıların yapılması, bilgisayar ve Internet'ten yararlanma yollarının öğretilmesi uygun olacaktır.

İnternet bağımlılığından kurtulmak isteyenlere günlük İnternet kullanım saatlerini değiştirmek, örneğin bir mutfak saati yardımıyla bilgisayarı kapatmasını hatırlatmak, haftalık İnternet kullanımı hedefi çizelgeleri yapıp bunları kaydetmek, İnternet orucuna girmek, küçük hafıza kartlarına İnternet'in faydaları ve zararlarını yazmak, destek grupları ya da aile terapisi gibi yöntemler önerilebilir.

Çocuklarınızın Internet kullanımı ile diğer etkinlikler arasında sağlıklı bir denge kurmasına yardımcı olmanın bazı yolları aşağıda verilmiştir:

Internet bağımlılığı belirtilerini arayın. Çocuğunuzun Internet kullanımının okuldaki performansını, sağlığını, ailesiyle ve arkadaşlarıyla ilişkilerini etkileyip etkilemediğini kendinize sorun. Çocuklarınızın çevrimiçi ortamda ne kadar zaman geçirdiğini belirleyin.

Yardım alın. Çocuğunuz Bilgisayar/Internet bağımlılığı belirtileri gösteriyorsa, profesyonel bir danışmana başvurun. Saplantılı  Bilgisayar/Internet kullanımı, depresyon, öfke ve özgüven eksikliği gibi başka sorunların belirtisi olabilir.

Kendi çevrimiçi alışkanlıklarınızı inceleyin. Kendi Internet kullanımınız diğer etkiliklerinizle dengeli mi? Unutmayın, çocuğunuzun örnek alacağı ilk kişi sizsiniz.

Internet kullanımını yasaklamayın. Çoğu çocuğun sosyal hayatının önemli bir parçasıdır. Bunun yerine, çocuklarınızın çevrimiçi olarak ziyaret edebileceği sitelere ve neler yapabileceklerine yönelik internet kullanımıyla ilgili aile kuralları belirleyin. Bu kurallar şunları içerebilir; Her gün belirli bir süre çevrimiçi olma, ödevleri bitirinceye kadar Internet'te gezinememe veya anlık iletileri kullanamama, sohbet odalarına veya çevrimiçi yetişkin içerikli sitelere girememe.

Bilgisayarı açıkta tutun. Bilgisayarı çocuğunuzun odasına değil, evin ortak kullanım alanlarından birine kurun.

alternatifler sunun. Çocuğunuz yalnızca çevrimiçi video oyunlarıyla ilgileniyorsa, en sevdiği oyunla ilişkili çevrimdışı bir etkinlik önerin. Arkadaşlarına sosyal ortamlarda daha fazla zaman ayırmaları
sağlanmalıdır. Sosyal aktiviteler sinema, tiyatro, müze, sportif faaliyetlere zaman ayırması için ortam hazırlanmalı. Arkadaşları ile internet dışı yollarla iletişim kurması özendirilmelidir.
Gençlere daha fazla (kaliteli) zaman ayırın ve sorunları ile ilgilenin

Okul ve arkadaş çevreleri hakkında bilgi almak üzere gençle sohbet etmeli hoşlandığı, ilgi duyduğu konular ile kaygı ve sorunlarını aile ile konuşması için teşvik edilmelidir.Gençlerden aile sorumluluklarını paylaşmaları istenmeli, belirli görevleri yerine getirmeleri sağlanmalıdır.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz

Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, 1958 yılında doğmuştur. 1984 yılında Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirerek Tıp Doktoru unvanı almıştır. Erişkin Psikiyatri doktorasını 1991 yılında Asistan Dr. olarak tamamlamıştır. 1991-2004 yılları arasında Ankara Numune Hastanesi'nde sırasıyla Psikiyatri Uzmanı, Doçent, 2. Psikiyatri Klinik Şefi ve son olarak AMATEM Direktörlüğü görevlerinde yer aldı. Bilimsel ve Mesleki Kuruluşlara Üyelikler  - Türk Psikologlar Derneği - EMDR Derneği 11.  Ödüller  - Türk Psikologlar Derneği Soma Maden Faciası Gönüllü Hizmet Belgesi, - Türk Psikologlar Derneği Van Depremi Gönüllü Hizmet Belgesi, - 5. Psikoloji Lisans Üstü Öğrenci Kongresi Poster Bildiri Birinciliği, 2012 yılından itibaren NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Bağımlılık Merkezi'ni yönetmektedir. ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Çocuk
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz
Ankara - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube