Çocuk ve bebeklerde işitme kayıpları

Çocuk ve bebeklerde işitme kayıpları

İnsanlar arası iletişimde en fazla kullanılan araç konuşmadır. Bebekler konuşmayı çevrelerinde konuşulanları duyarak öğrenirler. Normal konuşma gelişimi normal işitme ile mümkün olabilmektedir. İşitme kayıpları ise bebeklerin konuşmayı öğrenmesini dolayısı ile dili-lisanı öğrenmesini engellerler. Kaybın derecesi arttıkça konuşma üzerine olan etkisi artar ve giderek anlaşılabilirliği azalırken belli seviyede kayıplardan sonra konuşma kendiliğinden öğrenilemez.

Ses, hava yolu ile iletilen bir enerjidir ve dış kulak yolundan geçerek kulak zarı üzerinde basınç etkisi ile titreşim oluşturur, bu titreşim kulak zarından orta kulak kemikçikleri vasıtası ile iç kulağa aktarılır. Mekanik enerji buradaki sinir hücrelerinde elektrik enerjisine dönüştürülür ve işitme siniri yoluyla beyne iletilir. Dış ve orta kulak kaynaklı işitme kayıplarında ses bu ortamlarda enerji kaybeder, iç kulak kaynaklı kayıplarda ise işitmeyi sağlayan hücrelerin sese hassasiyeti azalmıştır, işitmeyi sağlayacak şekilde uyarılabilmeleri için daha yüksek şiddette ses gereklidir. Ses enerjisi desibel (dB) birimi ile ifade edilmektedir. Toplumda duyulabilen en düşük ses enerjisi ortalaması 0 dB olarak kabul edilir. Desibel cinsinden işitme kayıplarının yüzdesel olarak ifadesi yaklaşık şu şekildedir.
 
20-25 dB %0
30 dB      %8
35 dB      %15
45 dB      %30
55 dB      %45
65 dB      %60
75 dB      %75
85 dB      %90

 

Farklı seslerin enerjileri de farklıdır, özellikle "s, z, p, t" gibi sessiz harfler oldukça düşük enerjiye sahiptir ve 30 dB gibi hafif işitme kayıplarında bile duyulmaları güçleştiğinden konuşmada bozulma meydana gelmektedir. Konuşma öğrenildikten sonra oluşan kayıplarda bu sesler duyulmasa bile beyinde boşluklar doldurulduğundan konuşma etkilenmeyebilir. Yeni öğrenme dönemindeki bebekler ise ancak tüm sesleri doğru ve temiz olarak duyarlarsa doğru olarak konuşmayı öğrenebilirler.

Bebeklerde fark edilerek düzeltilmeyen işitme kayıpları konuşma ve dil gecikmesine, konuşmanın bozulmasına, duygusal ve sosyal problemlere, okul başarısının düşmesine neden olur. Tanı geciktikçe olumsuz sonuçlar da artar. Bu nedenle işitme kaybı olan bebeklerde en kısa zamanda düzeltici önlemler alınmalıdır.

Konuşma gelişimi

Normal işiten bebek;

Altı haftada insan sesine farklı tepki vermeye başlar,

Altı aylıkken dili parça parça hafızasına kaydetmeye başlamıştır

İlk yıl çevreden gelen sesli uyaranları ve lisanı öğrenmekle geçer, kelimeleri, cümleleri anlamaya başlar

Bir yaşından sonra kelime haznesi açısından belli bir düzeye gelir, konuşmaya başlar

İlk yıl boyunca işitme yolları boyunca beynin farklı bölgelerindeki sinir hücreleri olgunlaşır işitsel uyaranlara paralel olarak beyindeki sinir hücreleri ve işitme ile ilgili bölgeler arasında çok sayıda yeni sinir bağlantıları oluşur. İşitsel uyaranların duyulmaması bu nörolojik gelişimi de bozar, kaybın yerine konmasında gecikme ise geri dönüşü zor problemlere neden olabilir. Bu nedenle işitme kaybının mümkün olan en erken zamanda saptanması ve uygun yöntem ile işitmenin dolayısı ile konuşma ve lisanın doğru gelişimi sağlanmalıdır.

İşitme kaybının derecesi

Erişkinlerde 20 dB'e kadar olan işitme seviyeleri normal kabul edilirken bebek ve çocuklarda 15 dB in üzerindeki işitme seviyeleri işitme kaybı olarak değerlendirilmektedir.

İşitmeye bağlı lisan gelişimini etkileyen başlıca faktörler;

Kaybın derecesi

Kaybın tipi ve tuttuğu frekanslar

Kaybın ilerleyici olması

Tanı zamanı

Tedaviye başlanma zamanı

Alınan eğitim

Çocuğun zekası

Ailenin yaklaşımıdır.

Çok hafif derecede işitme kaybı (15-30 dB)
Konuşma ve lisan üzerine çok az etki yapar, hafif dil gecikmesi, hafif konuşma bozukluğu ve hafif öğrenme güçlüğüne neden olur. Okul döneminde dikkat dağınıklığı, derlerde başarısızlık gibi sonuçları olabilir. Sesli harfleri rahat duyarken "S, Z" gibi sessiz harfleri duymakta zorlanırlar. Bu düzeydeki kayıplar fark edilemeyebilir.

Hafif derecede işitme kaybı (30-50 dB)
Tüm sesleri duymakta zorlanırlar, konuşulanı tam olarak anlamak için cihaza ihtiyaçları vardır. Konuşmada gecikme, dil gelişiminde gecikme, konuşmada bozulma, öğrenme güçlüğü olur. Kelime haznesi sınırlı kalır, cümlelerde hata yapar. Konuşmalarını anlamak zordur.

Orta derece işitme kaybı (50-70 dB)
Konuşma ve lisan yardımsız gelişemez. Erken cihaz uygulaması ve özel eğitim gerekir. Ciddi konuşma sorunu olur

İleri-çok ileri işitme kaybı (70 dB üzeri)
Cihaz olmadan sesleri duyamazlar. Ciddi konuşma ve lisan sorunu vardır. Konuşmadaki ritmi algılayamazlar. Öğrenme sorunu ciddidir, Özel eğitim olmadan lisan öğrenemezler. Konuşmaları monotondur.
Tanı

Yeni doğan ve bebeklerde işitme kaybı 1000 canlı doğumda 1 ila 3 arasında görülmektedir. İşitme kaybı riski taşıyan bebeklerde yapılan taramalarda ancak yarıya yakını uygun zamanda tespit edilebilmektedir. Kayıpların hayatın ilk 3 ayı içinde tespit edilmesi ve en geç 6 aylık olana kadar uygun yöntemle işitmenin sağlanması kritiktir.

Yeni doğanlarda işitme taraması protokolleri giderek yaygınlaşmaktadır. Bu alanda tanı ve zamanında tedavi oranlarını artırmak için kadın doğum uzmanlarının, pediatri uzmanlarının, aile hekimlerinin, hemşire ve ebelerin ve toplumun konu ile ilgili farkındalığının artırılması gereklidir. Tüm yeni doğanlarda işitme taraması yapılması gerekmekle beraber özellikle bazı risk faktörlerinin varlığında işitmenin çok dikkatli olarak değerlendirilmesi gerekir.

Bunlar;

 Yeni doğan döneminde (0-28 gün)

Ailede çocuklukta işitme kabı öyküsü olanlar

Gebelik sırasında kızamıkçık, sifilis, Toksoplazma, Sitomegalovirüs, Herpes Virüsü enfeksiyonu hikayesi

Kulak anomalileri, kafa anomalileri olması

Doğum ağırlığının 1500 gramın altında olması

Kan değişimi gerektirecek düzeyde yenidoğan sarılığı olması

İşitme kaybı yaptığı bilinen ilaçların kullanılmış olması

Menenjit hikayesi

Beş günden uzun solunum cihazına bağlanma hikayesi

Doğumda APGAR skorunun çok düşük olması

İşitme kaybı ile gittiği bilinen sendromların bulgu ve belirtilerinin varlığı

 29 Gün - 2 Yaş döneminde tekrar değerlendirme gereken durumlar

Çocukta işitme azlığından şüphelenilmesi, konuşma, lisan gecikmesi

Menenjit gibi işitmeyi etkileyebilecek hastalık geçirmesi

Ciddi kafa travması geçirmesi

İşitme kaybı ile giden sendromların bulgularının çıkması

İşitme kaybı yaptığı bilinen ilaçlarla tedavi hikayesi

Çok sık ya da 3 aydan uzun süreli orta kulakta sıvı birikimi

 29 Gün- 3 Yaş arası 6 ayda bir düzenli kontrol gereken durumlar

Ailede kalıtsal işitme kaybı olması

Rahim içi enfeksiyonlar (kızamıkçık, sifilis, Herpes vb.)

İşitme sinirini tutabilen nörolojik hastalıklar

 İşitme kaybı sınıflandırılması


A. İletim tipi
B. Sensörinöral tip

 Kalıtımsal (%70 Sendromla birlikte değildir)

Doğumsal

Sonradan olan

 Kalıtımsal olmayan

Doğumsal

Sonradan olan

Kalıtımsal olmayan işitme kaybı nedenleri:

 Enfeksiyonlar

Kızamıkçık

Kızamık

Kabakulak

CMV

Çiçek poliomiyeliti

Herpes

 Doğum sırasında oluşan nedenler

 Sarılık (bilirubin yüksekliği)

 İşitmeyi etkileyen (ototoksik) ilaçlar ve kimyasal maddeler

 Travmalar

 Gürültü

Kızamıkçık: Kalıcı immünite bırakmaz, gebelik öncesi açılanma önerilir.
Kabakulak: En sık çocukluk çağı sensörinöral işitme kaybı nedenidir, %80 tek kulağı tutar.
Toksoplazma: Parazitli ev hayvanları ile temas ile geçer. %90 doğumda bulgu yoktur. İşitme kaybı %15 oluşur.
Menenjit: Sonradan oluşan işitme kayıplarının en sık nedenidir. H. Influenza en sık etkendir.

İşitme kaybının tanısı

 Hikaye

Aile hikayesi

Gebelik hikayesi: İşitme organı 3-20. haftalar arasında oluşur. Bu dönemdeki özellikle enfeksiyonlar kritiktir.

Doğum hikayesi

Çocuğa ait hikaye: Geçirilen hastalıklar, travmalar, kullanılan ilaçlar

 Muayene: Dış kulak, orta kulak problemlerinin tanısında anlamlı

 İşitme değerlendirmesi

Sese reaksiyon verme

Sıçrama (Moro refleksi): 85 dB üzeri sese verilen kol, bacaklarda harekettir. Dört aydan sonra azalır

Göz kırpma: Yüksek sesle göz kırpma yeni doğanda bile vardır

Sesle hareketlerde duraklama

Sesin geldiği yöne bakma: 6-9 ay

Adına reaksiyon verme: 10 ay

Sözlü komutlara reaksiyon: 12 ay

İşitme testleri

Sübjektif testler

Oyun odyometrisi: 3,5 yaştan sonra yapılabilir

Odyometri: 5 Yaştan sonra

Objektif testler

Timpanometri

Akustik refleksler

Beyin sapı odyometrisi (BERA)

Oto akustik emisyonlar (OAE)

 Laboratuar Testleri

Kan tahlilleri: Enfeksiyon araştırma

Genetik testler

Vestibüler testler

 Radyolojik değerlendirmeler

 

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Teoman Dal

Prof. Dr. Teoman DAL, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1989 yılında birincilikle tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, aynı fakültede Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı'nda, KBB ve Baş - Boyun Cerrahisi üzerine yapmıştır. KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi alanında 2000 yılında doçent, 2017 yılında profesör unvanını almış olan Prof. Dr. Teoman DAL, 2003-2006 yılları arasında Amerikan Hastanesi Başhekimliği ve Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları Tıbbi Direktörlüğü yapmıştır.  Yurtdışında özellikle ABD ve Avusturya'da cerrahi navigasyon, balonla sinüs cerrahisi, mikrocerrahi, onkolohik ve rekonstrüktif cerrahi, robotik cerrahi ve tükürük bezi endoskopisi üzerine eğitimler almış olan Prof.Dr. Teoman DAL, sinüs hastalıkları ve endoskopik sinüs cerrahi ...

Etiketler
Çocuk ve bebeklerde işitme kayıpları
Prof. Dr. Teoman Dal
Prof. Dr. Teoman Dal
İstanbul - Kulak Burun Boğaz hastalıkları - KBB
Facebook Twitter Instagram Youtube