Cinsiyet değişim ameliyatları !

Cinsiyet değişim ameliyatları !

Kişinin ait olduğu genetik yapıdan farklı olarak karşı cins gibi sosyal yaşantısını belirlemesi ve içinde bulunduğu vücuda ait olmadığı hastalarım tarafından en sık söylenen şikayetlerdir. Ben bir Plastik Cerrah olarak bu içsel yapının neden böyle oluştuğu ve niçin bu kişilerin böyle hissettiklerini uzman olmadığım bir konu olan psikolojik ve psikiyatrik alt yapısını burada açıklama yetisine sahip değilim. Ancak cinsiyet değiştirme ameliyatlarının cerrahisi ve yasal prosedürü ile ilgili ise gerekli bilgileri sizlere verebilirim. 

İlk olarak kanuni olarak cerrahlar her isteyenin cinsiyetini değiştirecek ameliyatları yapamazlar. Çünkü bu ameliyatlarda kişimin genetik yapısına uygum üreme fonksiyonu kalıcı olarak ortadan kaldırılmaktadır. Bu nedenle bu operasyon cerraha çok ciddi kanuni zorunluklar yüklemektedir ve izinsiz yapılan işlemlerden dolayı TCK bağlı hükümlerle yargılabilinirler. O zaman kanuni yol nasıl bir süreç onu anlatayım. Tabi sonuçta ben hukukçu değilim ama cinsel kimlik konseyinin bir üyesi olarak bu prosedürlerle ve mahkemelere yazdığımız cevaplarla sürekli uğraştığım için bazı bilgilere sahibim.

İlk olarak kişi cinsiyetinin değiştirilmesi ve pembeden maviye veya maviden pembeye kimlik değişimi için mahkemeye bu istemle başvurmak zorunda. Takiben mahkeme hakimi kişinin cinsel kimliğinin tam ortaya konması ve transseksüel yapıda olup olmadığının anlaşılması için Hacettepe Üniversitesi gibi cinsel kimlik konseyi olan resmi kurumlara kişinin başvurarak görüş bildirilmesini istemektedir. Cinsel kimlik konseyi Türkiye de birkaç üniversite hastanesinde bulunmaktadır. Bu konseyde Psikiyatri, Kadın- Doğum, Üroloji, Endokrinoloji, Plastik Cerrahi ve avukatları içeren konseydir. Ancak bu konseyde en ağırlıklı olarak karar veren merci tahmin edileceği üzere Psikiyatristlerdir. Psikiyatristler bazen başvuran kişiyi yaklaşık olarak iki yıla kadar takip etmektedir. Burada hastanın gerçekten cinsel kimliği ile genetiğinin cinsel kimliğinin uygun olup olmadığını araştırmaktadır. Bu arada hastaya endokrin tarafından değişmek istediği cinsiyete uygun hormanlar verilerek vücudunda değişiklikler oluşması sağlanmaktadır. Bu şekilde kişinin gerçekten karşı cins olmayı isteyip istemediğinde de yine önemli bulgular bu endokrin tedavisi sonucunda elde edilmektedir.
Sonuçta bu tedavi geri dönüşlüdür ve cinsiyet değişim sürecinden hasta eğer vazgeçerse ilaçlar kesilir ve eski haline tekrar dönmektedir.
Eğer psikiyatrist kişinin cinsel kimliğinin karşı cins olduğuna karar verirse bu kişileri cinsel kimlik konseyine çıkarır ve burada daha önce saydığım bölümlerce tekrar değerlendirilerek nihai karar verilir. Konsey hastaya cinsiyet değişiminin uygun olduğu karar verirse hakim bu sonucu değerlendirerek kişiye kalıcı üreme fonksiyonun kayıp olmasına neden olacak ve yeni cinsel organların yapılacağı bir seri ameliyata izin verir. Bu izinle kişi istediği kuruma veya doktora giderek bu ameliyatları olur. Daha sonra tekrar mahkemeye başvurarak cinsiyet değişim ameliyatlarını olduğunu beyan eder. Mahkeme hakimi bu seferde bu ameliyatların yapılıp yapılmadığına dair hastanın tam teşeküllü bir hastanede muayene olmasını isteyebilir. Kişinin cinsiyet değişimi ameliyatları olduğuna dair doktor raporu hakime ulaştığı zaman mahkeme kişinin kimlik kartının karşı cinse uygun olarak düzenlenmesine izin verir. 

Diğer konu ise bu ameliyatlar SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığıdır. Şu anki prosedüre göre bu ameliyatlar SGK kapsamı dışındadır ve kişi ameliyat ücretlerini kendi karşılamak zorundadır. 


 

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Serdar Nasır

Prof. Dr. Serdar Nasır Yenimahalle Halide Edip Lisesi’nden 1989’da mezun oldu.Tıp eğitimini Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 1996’da, uzmanlık eğitimini 1996-2002 arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda tamamladı. 2002-2009 yılları arasında Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda çalıştı. 2009 yılından itibaren Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda çalışmaktadır. 2011 yılında Doçent ünvanını aldı. 2019 yılında Profesör olan Dr. Nasır halen bu kadroda öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. 2006-2008 yılları arasında ABD’de Ohio, Cleveland’taki Cleveland Clinic’te Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk, dünyanın ise ikinci yüz naklini yapan Dr.Siemionow ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Prof. Dr. Serdar Nasır
Prof. Dr. Serdar Nasır
Ankara - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube