Cinsel işlev bozuklukları

Cinsel işlev bozuklukları

Cinsellik tıpkı yemek ve yediği yemeği hazmetmek gibi doğal bir işlevdir. Fiziksel olmayan çok çeşitli sorunlar hazmı olduğu gibi cinselliği de etkilerler.

Bedeniniz tamamen sağlıklı olsa da, yanlış yeme, acelecilik, stres, telaş ve üzüntünün iştah kaybı, hazımsızlık, ishal ve kabızlık gibi çeşitli yakınmalara yol açtığını biliriz. Yine biliriz ki yemeğimizi normal ve rahatça yersek hazım sistemimiz doğal olarak iyi işler ve yediklerimizden zevk alırız.

Benzer bir şekilde eğer cinsel ilişkinin doğal ve rahat bir şekilde olmasına izin verilirse bedenimiz bilinçli bir çaba harcamadan doğal olarak tepki verecektir. Ancak çoğumuz bu doğallığın farkında değiliz.

Normal cinsel tepkiyi etkileyebilecek sorun ve durumların en sık görünenleri aşağıda sıralanmıştır. 

1-Cinsellikle ilgili bilgi eksikliği ve yanlış inançlar.

   -Ne bekleyeceğini ve nasıl davranacağını bilmeme

2-Cinsellik ve sonuçlarıyla ilgili olumsuz duygular.

   -Acı ve ağrı duymaktan korkma

   -Hamile kalmaktan korkma

   -Başkaları tarafından görülmekten korkma

   -İlişki sırasında çıkabilecek seslerin duyulmasından ve ilişkinin yarım kalmasından 

   Korkma

   -İlişkiyi kurmak, sürdürmek ve sonlandırmakta yetersiz kalmaktan korkma

   -Kontrolü kaybetmekten korkma (hayvan gibi olma, cazip görünmeme)

   -Eşin kontrolü kaybedeceğinden korkma

3-Evlilik ilişkisindeki sorunlar

 -Eşe karşı öfkeli, kırgın ve dargın olma

4-Kendinizle ilgili olumsuz duygular

 -Kendini değersiz, çökkün hissetme, zevk almaya layık görmeme

 -Bedenini beğenmeme ve kendini cazip görmeme

5-Uygun olmayan durumlar

 -Yorgun hissetme ve kafanın başka sorunlarla dolu olması

 -Yerin rahat ve özel (tam yalnız olamama) olması

 6-Alkol ve bazı ilaçların alımı

-Alkol ve bazı ilaçlar, geçici olarak normal cinsel tepkiyi bozabilmesi

 7-Genel durumun bozukluğu

-Hastalık, kaza gibi durumlar tıpkı iştah gibi cinsel isteğin kaybına yol açabilmesi.

 (Sağlık durumu düzeldikçe cinsel istek te yavaş yavaş geri gelir.)  

Bilişsel davranışçı bakış açısına göre; yanlış cinsel tepkilerin öğrenilmesi “hazırlayan”, “ortaya çıkaran” ve “sürdüren” faktörlere ve bu faktörler arasındaki ilişkilere bağlıdır.

1-      Hazırlayan faktörler;

a)      Ailenin ve toplumun cinselliğe bakış tarzı

b)      Aşırı tutucu ve dindar yetiştirilme biçimi

c)      Eksik ya da yanlış bilgi

d)     Cinsellikle ilgili gerçek dışı beklentiler

e)      Erken travmatik yaşantılar

f)       Cinsel istismara maruz kalma

g)      Eşler arasındaki iletişim biçimi

h)      Ana-baba arasındaki olumsuz ilişki biçimi

i)        Uyarılma eşiğinin yüksek olması v.b. 

2-      Ortaya çıkaran faktörler;

a)      Eşler arasındaki uyumsuzluk,

b)      Eşin cinsel bir sorununun olması,

c)      Yorgunluk ve stres,

d)     Evlenme,

e)      Hamile kalma korkusu,

f)       Aşırı alkol veya ilaç kullanımı,

g)      Fiziksel veya psikiyatrik hastalıklar v.b. 

3-      Sürdüren faktörler;

a)      Sorunun çözümü ile ilgili yanlış uygulamalar,

b)      Çok sık ilişkide bulunma,

c)      İlişkiye kendini verememe,

d)     Suçluluk ve utanç duyguları,

e)      Eşin tepkileri,

f)       Cinsel ilişkiden kaçınma v.b. 

Kadın ve erkekte görülen cinsel işlev bozuklukları doğal cinsel tepkinin baskı altına alınması sonucu ortaya çıkar. Az bilinen bir gerçek ise, cinsel sorunların “yapabilme kaygısı”ndan dolayı sürmesidir. İlk cinsel tutukluğa ya da isteksizliğe yol açmış olan kızgınlık, yorgunluk gibi herhangi bir neden çoktan geçmiş olabilir. Ancak “bu sefer olacak mı?”, “bu sefer yapabilecek miyim?” tarzında düşünme ve kaygılanma bir kısır döngü biçiminde sorunun sürüp gitmesinde önemli rol oynar.

En genel anlamıyla cinsel işlev bozuklukları “kişinin istediği biçimde cinsel ilişkide bulunmasını engelleyen” bozukluklardır. Cinsel ilişki; ilgi ve istek, uyarılma, doyum ve rahatlama olmak üzere dört aşamadan oluşur. Bu aşamaların bir ya da birkaçında engellenmeler sonucunda cinsel isteğin olmaması, uyarılamama, cinsel ilişkiden zevk alamama, doyuma ulaşamama, cinsel ağrı bozuklukları, cinsel ilişkiye girememe (vaginusmus) gibi sorunlar ortaya çıkar.

-VAGİNUSMUS-
Kadınlarda görülen bir cinsel işlev bozukluğudur. Cinsel yakınlaşma sırasında vajen kaslarının istemsiz kasılması sonucunda cinsel birleşmenin gerçekleşmemesi durumudur.

Vaginusmusun başlıca özelliği, vaginal penetrasyon denendiğinde vaginanın dış üçte birini çevreleyen perineal kaslarda yineleyici ya da sürekli bir biçimde istemsiz kasılmalar olmasıdır. Bu kasılmaya tüm bedendeki kasılmalar, bacakların kasılması, korku, kaçınma tepkisi, acı duyacağı inancı eşlik eder.

Vaginusmusun genellikle ilk cinsel birleşme denendiği fark edilir. Son yıllarda cinselliğin daha konuşulur bir konu haline gelmesine medyada bu konunun ele alınır olmasına rağmen, toplumda iyi bilinmeyen bir cinsel sorundur. Vaginusmusla karşılaşan çiftler bunun bir tek kendi başlarına geldiğini sanır. Bu sorunu yaşayan birçok insan olduğunu öğrenince rahatlar.

Cinsel eğitimsizliğin, kadınların kendi cinsel organlarını tanımamalarının, bekâret kavramına verilen abartılı önemini, genel cinselliklik anlayışımızdaki tabuların bunda rolü olduğu söylenebilir.

Bu sorun kadının hem kendi kadınlığında eksiklik olduğunu düşünmesine, hem de eşine karşı suçluluk hissetmesine neden olur. Erkekte eşine karşı öfke, istenmeme ve reddedilme duygusu yaşadığı için kırgınlık, Ereksiyon güçlüğü gibi sorunlara sebep olur.

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Belgin Torucu

Dr. Belgin Torucu
Dr. Belgin Torucu
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube