Bazen anne adayı ilk muayeneye geldiğinde doğum şeklinin nasıl olacağı belli olur ve bunun gerekçesi ‘zorunlu sezaryen endikasyonları’ diye bilinir. Bazı durumlar ise gebeliğin ilerleyen haftalarında ve hatta doğum sancıları başlayınca ortaya çıkar.Dünya ortalaması sezaryenle doğumlarda %25 ile %45 arasında ülkeden ülkeye fark göstermekle birlikte, yaygın olarak %30 civarındadır.Bu her 3 gebeden birinin sezaryenle doğum yaptığı anlamına gelir.Diğer %70 anne vajinal yolla doğurmaktadır.
Sezaryen endikasyonları (tıbbî gerekçeleri) şunlardır:
*Sefalo-pelvik uyuşmazlık(bebeğin başı ile anne leğen kemiği arasında),
*Plasenta previa(çocuk eşinin uterusun alt kısmını kapatması),
*Plasenta dekolmanı(zamansız eş ayrılması),
*Akut gebelik toksikozları(preeklampsi ve eklampsi),
*Uterus kontraksiyon bozuklukları,
*Servikal rijidite(rahim ağzının açılmaya müsaade etmemesi) veya geçirilmiş servikal ameliyatlar,
*Vajinal nedbe dokuları (geçirilmiş genital fistül ve total perine yırtığı operasyonları),
*Serviks,vajen ve rektum kanserleri,
*Fötal malprezentasyon ve malpozisyonlar(bebeğin uygun olmayan kısımları ve açılarıyla doğum kanalına girmesi; yüz gelişi,alın gelişi,mentoposterior geliş ve transvers geliş gibi),
*Primigravid makat geliş(ilk bebek ve ters geliş),
*Kordon sarkması ve vasaprevia(kordon ve damarlar önde gelir),
*Tümör previa(doğum kanalını tıkayan genital veya başka tümörler),
*Tekrarlayan anne karnında bebek ölümleri olan anneler,
*Mükerrer sezaryen,
*Geçirilmiş uterus ameliyatları(Myomektomi,histerotomi,metroplasti),
*Yaşlı ilk gebelik(35 yaş üzeri),
*Kordon dolanması vb. durumlarda doğum eylemi sırasında intrauterin asfiksi(bebekte oksijensizlik) belirtilerinin ortaya çıkması,
*Tedavi ile gebe kalan infertil anneler (tüp bebek veya diğer yardımcı üreme teknikleri ile),
*Anne karnında bebek gelişiminin ileri derecede yavaşlayıp durduğu haller(intrauterin gelişme geriliği),
*Erken membran rüptürü(su kesesi kendiliğinden ve zamansız açılmış veya doğum için miadına gelmiş bebeklerde doğum suni sancılarla sağlanamaz ise),
*Gebelik psikozu ve doğum korkusu (kontrol edilemeyen vakalarda).
Doğum zamanı geldiğinde; annenin kontrol ve gerekli tetkikleri yapılıp, NST ve fötal doppler gibi testler ve Ultrasonografi ile biyofizik skorlama yapılıp amniyon sıvı miktarı,plasentada kireçlenme ve yaşlanma durumları gözlenerek, doğum şekline anne psikolojisi de göz önüne alınarak karar verilmesi uygun olur.Anneye herhangi bir yönde dayatma veya korkutma yapılmamalıdır. Doğum hekimi; tecrübesi,yeteneği,tıbbî durumun şartları doğrultusunda size uygun doğum şeklini önerecektir.