Baş ağrısı nedenleri ve baş ağrısı tedavisi

Baş ağrısı nedenleri ve baş ağrısı tedavisi

Baş ağrısı, baş-boyun bölgesinde hissedilen damar, kas, eklemler ve saçlı deriden kaynaklanan ağrıdır. Beynin kendisinin ağrı duyusu yoktur. Ancak beyin zarları basınca ve gerilmeye çok duyarlıdır. Tüm insanlar yaşamının herhangi bir döneminde bir kez olsun baş ağrısı çeker. Baş ağrıları akut (kısa süreli) veya kronik (süregen) olabilir. Hayat boyunca baş ağrısı çekilse de ek bir zararlanma getirmeyebilir veya bir kez olan baş ağrısı hayati tehlike arz edebilir. Baş ağrıları çoğunlukla tehlikeli değildir ve geçicidir. 

Gerilim Tip Baş Ağrısı:En sık görülen baş ağrısıdır. Başta sıkışma, ağırlık tarzında künt bir ağrı mevcuttur. Genelde ağrılar başın ön ve arkasında lokalizedir. Hafif ve orta şiddette olan ağrılar günlük aktiviteyi etkilemeyecek düzeydedir. Boyun kaslarının spazmı ağrıya çoğunlukla eşlik etmektedir. Genelde stres, postür ve pozisyon bozuklukları ağrıyı başlatır. Gerilim tip başağrısı erişkin yaşta % 30-40 oranında yaygın görülür.

Gerilim tip baş ağrısı nedenleri: Genelde psikolojik değişimlerden etkilendiği için stres ve strese eğilimli kişilik yapısı ön plana çıkmaktadır. Postürün de önemini vurgulayanlar vardır. Ancak belirgin kişilik özelliği temelinde baş-boyun bölgesi kas, eklem yapısı bozuklukları ile baş bölgesi bozucu alanların varlığı önemli rol oynamaktadır. Özellikle temporomandibular eklem ve beraberinde olan problemler konuda uzman bir hekim tarafından değerlendirilmelidir. Nöral terapi bozucu alan yaklaşımıyla etiolojide yer alan odaklar saptanabilir.

Gerilim tip baş ağrısı tedavisi: Ağrı kesici ve antiinflamatuvar ilaçlar yanısıra kas gevşeticiler ve antidepresanlar yaygın kullanılmaktadır. Yoga, meditasyon, plates, yüzme benzeri aktiviteler faydalı olmaktadır. Nöral terapi ve akupunktur entegratif tıp içinde yer alan etkili tedavi yaklaşımlarıdır.

Migren:Gerilim tip başağrısında sonra ikinci sıklıkla görülen baş ağrısı nedenidir. Genelde yarım, zonklayıcı karekterde şiddetli baş ağrısı vardır. Baş ağrısı beraberinde bulantı, kusma eşlik eder. Basit ve auralı migren tipi yaygındır. Auralı ve komplike migrenlerde görsel ve nörolojik bulgular baş ağrısına eşlik eder. Basit migren bazen gerilim tip baş ağrısı ile karışabilir. Hastaların büyük bir bölümünde gerilim tip baş ağrısı ve migren birlikteliği vardır.

ID Migren Testi :Tanıya yardımcı  ve hastanın kendisinin uygulayabileceği  bir testtir. Son üç aydır, iki veya daha fazla başağrısı olan veya başağrısı için doktora danışma ihtiyacı olanlar uygulayabilir. Sorulardan iki veya üçüne evet diyorsanız migren olma olasılığınız %93.3 tür.

1.Baş ağrınız sırasında hiç midenizde bulantı veya rahatsızlık hissettiniz mi?

2.Baş ağrısı sırasında ışık sizi rahatsız etti mi?

3.Son 3 ay içinde baş ağrısından dolayı günlük hayatınızı sürdüremediğiniz oldu mu? (işe gidememek, ders dinleyememek vb)

ID Migren tarama testi denen ve ülkemizde de geçerliliği birkaç çalışma ile ortaya konulan bu test pozitif olduğu halde tanı hâlâ migren olmayabilir ama bu düşük bir olasılıktır. Veya test negatif, yani tüm yanıtlar HAYIR veya sadece bir yanıt EVET olduğunda, kişi yine de migrenli olabilir ama olasılık yine düşük.

Migren tam olarak tedavi edilemeyen bir hastalık olarak bilinmektedir. Yaygın ilaç tedavisi yanısıra hastanın yaşamını kontrol altına alması, migreni tetikleyecek faktörlerden kaçınması, kısacası migrenle yaşaması öğütlenmektedir.

Migren tedavi seçenekleri:

1.İlaç tedavisi

2. Bot-ox uygulaması

3.Migren cerrahisi

4.Son dönemde yaygınlaşan bitkisel tedaviler

5.Migren bandı vb. uygulamalar

6. Akupunktur ve nöral terapi

1.İlaçlar migrende en yaygın uygulanan tedavi yaklaşımıdır. İki aşamalıdır. Atak sırasında ve atak sıklığını azaltmak için kullanılan ilaçlar farklıdır.

Migren atak tedavisi: Başlayan migren atağının durudurlması veya daha az sıkıntılı atlatılmasını sağlar. Bazı ağrıkesici ve antiinflamatuvar ilaçlar ve migrene özel vazokonstriktör (damar büzücü etkisi ön planda) ilaçlar kullanılmaktadır.

Profilaktik tedavi: Atak sıklığını azaltmak amacıyla kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar migrene özel geliştirilmemiştir. Ancak migren hastalarında kullanıldığında atak sıklığını azalttığı görülmüştür. Bu grupta antihipertansifler (en eski kullanılan tedavidir), depresyon için kullanılan bazı ilaçlar, epilepside kullanılan bazı ilaçlar yer almaktadır.

İlaç tedavisi ağrı sıklığını azaltır ve atakların daha hafif geçmesini sağlar.Migren hastalarının çoğunluğu ilaç tedavisi ile yaşamını kolaylaştırmaktadır. Ancak bu hastalarda bile migren ataklarını tamamen ortadan kaldırmadığı için hastalarda hiç olmadık zamanlarda (sınavda, düğününde, küçük çocuğu hastayken vb.) atağının başlaması hayatı çok zorlaştırabilir. En büyük sorun ilaç tedavisine cevap alamayan hasta grıbudur. Bazı migren hastaları her iki gruptan kullandıkları ilaçlara ve bu ilçları değiştirmelerine rağmen ağrı kontrolü sağlanamaynlardır. İlaca cevap alamayn migren hastalarında atak sıklığı genelde çok fazla olmaktadır. Bu hastaların bir bölümünde ilaca bağlı gelişen günlük süregen başağrıları migrene tablosuna eklenmiştir. Çok az bir grup hasta ilaç kullanmaktan hiç hoşlanmamakta ve ilaçsız çözüm aramaktadır.  

2.Bot-ox uygulaması baş ve boyun bölgesindeki bazı kaslara botulinum toksinin yapılmasıdır. Migren hastalarında bot-ox uygulaması sonrası baş ve alın çevresi kaslarda geçici bir dönem (6 ay kadar) kısmi felç gelişir. Bazı migrenlilerde geçici ağrı kontrolü böylece sağlanabilir. Tekrarlanmasının gerekliliği vardır. Aylar içinde vücut toksini temizler ve etkisi geçer. Migren tek tip bir hastalık değildir. Bu nedenle her migrenli hastada etkili olmamaktadır. Tekrarlanması gerekliliği diğer bir dezavantajıdır.

3.Migren cerrahisi: Baş bölgesi bazı yüzeyel sinirlere uygulanan cerrahi işlemdir. Etkili olduğu hastalar vardır. Her hastada başarılı değildir. Ayrıca ameliyat gibi zor bir işlem olması diğer dezavantajıdır.

4.Bitkisel tedaviler son yıllarda ülkemizde yaygınlaşmıştır. Önerilen bitkileri ninelerimiz gibi evde kaynatma benzeri işlemlerden sonra kullananlar vardır. Ayrıca bazı bitkiler hazır ilaç haline getirilmiş olarak satılmaktadır. Ağrı şiddeti ve sıklığında azalma sağlayabilmektedir. Kullanılan karışımın içeriğine ve miktarına dikkat edilmelidir. Kullanılan miktar önemlidir. Bitkisel olması zararsız olması anlamına gelmemektedir. Unutmayalım ilaçların bir bölümü de bitkilerden elde edilmektedir.

5.Migren bandı benzeri manyetik etkili önerilerin aynı zamanda vücut için önemli olan manyetik alana etkileri dolayısıyla faydası olduğunu belirten hastalar olsa da cerrahiden bile daha zararlı olduğunu söyleyen  manyetik alan ile uğraşan biofizik bilim adamları vardır.

6. Nöral terapi ve akupunktur entegratif tıp içinde yer alan bilimsel tedavi metodlarıdır. Akupunkturun migrende başarısı % 50 düzeyindedir. Diğer kalan yüzde de kısmi veya geçici etkisi olabilmektedir. Yan etkisi yoktur. Uygulayan işinin ehli bir akupunktursit bulma zorluğu vardır. Etkili olmadığı hastalar olması da diğer zorluğudur.

Nöral terapi:Her tip ve düzeydeki migren hastasında etkili olan bir tedavi yöntemidir.

Doğrudan migrenin nedenine yönelik bir çalışmadır. Diğer tedavi seçneklerinden bu açıdan ayrılmaktadır. Otonom sinir sistemini düzenlediği için migrenin temelinde olan otonom disfonksiyonu (çalışma aksaması) ortadan kaldırmaktadır. Ülkemizde çok az bilindiği için bu alanda deneyimli hekim bulmak zorluğu vardır. Ayrıca batı tıbbı içinde bir tedavi yöntemi olmasına rağmen ülkemiz hekimleri de hakkında bilgiye sahip değildir.

Günlük Süregen Baş Ağrısı(Kronik Baş Ağrısı):Hemen hergün sürekli olan baş ağrılarıdır. Gerilim tip ve/veya migren baş ağrılı hastaların ağrı kesici veya ergotamin ve triptan grubu ilaçları kullanmalarına bağlı gelişir. Spontan olabilir ancak çoğunlukla bu ilaçların sık kullanılması altta yatan nedendir. Hasta hergün ağrı çeker, bu ilaçları da hergün alır. Tedavinin ilk aşamasında  bu ilaçları hastanın kullanması yasaklanır. Kronik ağrılı hastada ilacın alınmaması bu dönemde ağrıları daha da şiddetlendirir. Bu nedenle hasta işbirliği ile kesme tedavisi çok başarılı uygulanamamaktadır.

Bu hasta grubunda nöral terapi yaklaşımı başarılı olmaktadır. Nöral terapide nörovegatatif sistemi düzenlendiği için hasta ilaç almamayı kolay tolere edebilmektedir. Ayrıca nöral terapi yaklaşımı nedene yönelik bir tedavi olduğu için ağrının kaynağı ortadan kalkmaktadır. Hasta ağrı kesici kullanmaya ihtiyac duymadığı için bu kısır döngüden kurtulabilmektedir.

Küme Baş Ağrısı:Daha çok erkeklerde görülen sadece bir taraf göz ve çevresinde olan şiddetli baş ağrılarıdır. Ağrılı taraf gözde kızarıklık, şişme ve akıntı ile yine aynı taraf burunda tıkanıklık ve akıntı olur. Yılın belli dönemlerinde gün içinde aynı saatlerde tekrarlayan kısa süreli ataklar tipik özelliğidir. Yaygın bilinen ve kullanılan tedavi yaklaşımı ilaçlardır. Ancak nöral terapide yer alan bozucu alan yaklaşımı ile doğru bozucu alan saptanırsa çok kolay tedavi edilebilmektedir.

Dev Hücreli Temporal Arterit:Tek taraflı şakakta aynı zamanda o bölgedeki temporal arterde inflamasyon ile seyreden şiddetli ağrıdır. Çok nadir rastlanır.  

Trigeminal ve Glossofaringeal Nevralji:Tek taraflı, sinirin anotomik yayılımı boyunca hissedilen, anlık girip çıkan çakma elektriklenme tarzında şiddetli ağrılardır. Konuşmak, traş olmak, hafif rüzgar, yüze dokunmak, yemek yemek ağrıyı tetikleyebilir. İlaç tedavisi, sinire yönelik girşimsel tedaviler ve cerrahi yöntemler tedavide uygulanmaktadır. Ağrının kaynağı bulunup tedavi uygulanırsa etkili ve ilaç kullanmaya gerek kalmadan tedavi sağlanabilmektedir.

Enfeksiyonlar:Menenjit gibi önemli bir hastalık olan beyin zarları iltihabı yanısıra sinüzit, tonsillit, kulak iltihabı gibi başta yeralan boşluklardaki iltihaplar baş ağrısı yapabilmektedir. Konunun uzmanı hekimler tarafından enfeksiyon tedavisi yapılmalıdır.

Maligniteler:Çok nadir rastlansa da sürekli ve genelde şiddetli olmayan baş ağrılarında beyin ve başı içeren yapılardaki tümöral gelişimler akla gelmelidir. Bu durum nörolojik muayene ve nörolog gerekli görürse görüntüleme ile ekarte edilebilir.

Beyin kanamaları, infarktları:En tipik olanı subaraknoid kanama (SAK) olarak bilinen beyin arterlerindeki yırtılma sonucu ağrıdır. Ani çok şiddetli baş ağrısıdır. Ayrıca subdural hematom, epidural hematom kafa travmaları sonrası bazen günler içinde gelişen tablolardır. İnfarktlar ön planda baş ağrısı yapmaz. 

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Emel Gökmen

Uzm. Dr. Emel GÖKMEN, 1967 yılında Muğla’da doğmuştur. Lisans öncesi öğreniminin ardından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1990 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı'nda yapmış ve 1999 yılında Nöroloji Uzmanı olmuştur. 2004 yılından beri integratif tıp alanındaki çalışmalarına devam eden Uzm. Dr. Emel GÖKMEN, hastalıkların nedenlerini araştırmaya yönelmişmiş olup İntegratif tıp yani nöral terapi, akupunktur, homeopati, manyetik alan tedavisi yöntemleri ve klasik tıp eğitimini birleştirmiş ve böylece “Gökmen Yaklaşımı” algoritmasını geliştirmiştir. Bu yaklaşım; migren ve baş ağrıları başta olmak üzere bel-boyun ağrıları ve fıtıkları, baş dönmesi, kulak çınlaması, fibromiyalji, huzursuz bacak sendromu gibi bazı hastalıklarda ha ...

Etiketler
Küme baş ağrısı
Uzm. Dr. Emel Gökmen
Uzm. Dr. Emel Gökmen
İstanbul - Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları)
Facebook Twitter Instagram Youtube