Yeme bozuklukları kendi içlerinde farklılıklar gösterirler. Bunlardan bir tanesi de aşırı yemek yeme alışkanlığıdır. Bu aslında dürtü bozukluğu olarak da adlandırılabilir. Halk dilinde bu hastalığı açıklayan en güzel cümle “tıka basa yemek yemek” olabilir. Diğer yeme bozukluğu olan, Bulimia Nevrosa’dan farklıdır, kişi yediklerini istifra etmez ya da tuvalete çıkmak için ekstra çaba sarf etmez.
Bu hastalıktan yakınan ya da hasta olduğunu fark etmeyen kişiler; gün içinde çok sık ve çok fazla öğünler tüketirler. Dışarıdan bakıldığında, tüketilen miktarda bir anormallik olduğu gözlemlenebilir. Bu kişilere sorulduğunda, kendilerini sürekli aç hissettiklerini, sürekli yemek yemeyi düşündüklerini ifade ederler, hayattan zevk alma onlar için artık sadece yemekten zevk alma haline bürünebilir. İşin bir diğer tarafı ise; kişiler yemeyi çok tükettiğini yemek bittikten sonra anlar ve bundan utanç hatta pişmanlık duyarlar. Bu sebepten burada bir kontrol eksikliği olduğunu söyleyebiliriz.
Aşırı yemek yemenin sebepleri kişiden kişiye değişse de, kişiler arasında ortak paydalar da bulunmaktadır. Bunlardan birkaçına örnek vermek istersek; depresyon, sosyal fobi, ya da kişilik bozuklularını sayabiliriz. Ancak unutulmamalıdır ki; aşırı yemek yemeye başlayan bir insan, zaman içinde obeziteye doğru giden bir yolda da yürümeye başlayacaktır. Bir noktadan sonra; sebep olarak saydığımız olgular sonuç haline de dönüşebilecektir. Örnek olarak; obez bir kişinin dışarıya çıkma konusunda sıkıntı yaşamasını, kendisiyle ilgili olumsuz benlik algısı oluşturmasını, ilişkilerde kopma noktasına gelmesini, işini kaybetmesini söyleyebiliriz.
Kişi durumunun farkındaysa, böyle bir sorunu olduğunun farkındalığına ulaşmışsa sorunu halletmek ve çözüm üretmek daha kolay hale gelecektir, çünkü yardım alacağı uzmanla işbirliğine girmesi de kolaylaşacaktır.
