Allerjik kişi, allerjenler, allerji mevsimi gibi sözcükleri çevremizde çok sık duyarız. Bunların gerçek anlamları nedir? Çevredeki bir partikül, burun, ağız veya gözden vücuda temas eder ise, bu maddeye karşı vücudun korunması için immün bir yanıt (bağışıklık sisteminin verdiği cevap) gelişir.
Bu normal şartlar altında, her insanda doğal bir koruma yolu olan İmmünglobulin E ile gerçekleşir, ancak bazı kişiler, bazı maddelere karşı daha fazla reaksiyon gösterirler ve yüksek miktarda immünglobulin E üretirler, bu kişiler allerjiktirler, diğer bir değimle atopiktirler, bu maddeler ise allerjenlerdir.
Kişinin allerjik olma nedenleri değişik faktörlere bağlıdır, ancak en çok genetik faktör üzerinde durulmaktadır. Allerji tipleri saman nezlesi dediğimiz mevsimsel allerji , pereniyal dediğimiz tüm sene devam eden allerji, meslek allerjisi ve gıda allerjisi olarak dörde ayrılır.
Saman nezlesi, en sık pollenler ile ortaya çıkar. İlkbaharda ağaç pollenleri önceliklidir. Yaz sonunda ot ve çayır pollenleri, yaz sonu ve sonbaharda ise özellikle yağmur sezonlarında küf dediğimiz mantar sporları önem kazanır.
Pereniyal dediğimiz tüm sene boyunca devam eden allerji ise tozlu ortamlarda bulunan gözle görülmeyen mite denilen böcekler ile olur. 15-20 derecede, %60-70 nem oranında daha çok yaşarlar. Esasen, miteların dışkılarından atılan proteinler allerjiktirler. Halılarda, perdelerde, yastıların içinde, battaniyelerde, kanepelerde, banyoda bulunurlar. Evcil hayvanlar perenial allerjinin diğer sebeplerindendirler. Kedilerin salya proteinleri kürklerinin üzerinde kurur ve havaya saçılarak allerjen hale gelirler. Son yıllarda hamamböceklerine bağlı allerjiler gündeme gelmiştir.
Mesleki allerjenler grubuna labaratuarda çalışanlar için sıçan ve fareler, hemşire ve doktorlar için lateks allerjisi dediğimiz eldivenler, marangozlar için ağaç tozları girebilir.
Gıda allerjisi oldukça sıktır. Bu insanlar solunum yolu allerjenlerine de hassastırlar ancak, reaksiyonlar gıda alımını takiben başlar. Sabit ve periodik olmak üzere iki tipi vardır. Sabit tipte alerjik reaksiyon gıda alımından kısa bir süre sonra başlar ve basit burun tıkanıklığından alerjik şoka kadar gidebilir. Periodik tipte ise belirtiler geç başlar. Gıda miktarı ve sıklığı da önemlidir. Bir besinin bir oturuşta aşırı miktarda yenmesi veya nadiren alınan bir besinin sık aralıklar ile tüketilmeye başlanması, alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Peynir, yumurta, kötü saklanmış balık, soya, bazı şaraplar, aspirin, fasulye, kiwi, çilek, fındık, buğday, domates allerjenler arasındadır.
Hava kirliliği, sigara, trafik (egsoz) dumanı, tek başlarına allerjenler grubuna girmezler. Ancak zararlı faktörler olarak burunda reaksiyon yaparlar ve allerjik kişilerde reaksiyonların daha şiddetli olmasına neden olurlar.
Tüm bu allerji tiplerinin değişik klinik semptomları bulunmaktadır. Saman nezlesi şikayetleri bazı mevsimlerde daha çok olmak üzere ani olarak başlar. Burunda tıkanıklık, sulu akıntı, gözde yanma, ve hapşırık oluşur. Kişilerin göz altlarında hafif morluk ve burun çekmeye ve silmeye bağlı burun bölgelerinde kızarıklık görülür.
Pereniyal allerjide ise, burun içi örtüsünde allerjiye bağlı gelişen değişiklik sonucu, burun önünden ve genize doğru koyu kıvamda, yeşil bir bir akıntı olur. Koku ve tat kaybı, kulakta ara ara dolgunluk hissi ve sinüzit görülür. Özellikle çocuklarda görülen orta kulakta uzun süre sıvı toplanmasının nedenleri arasında allerji de bulunmaktadır. Burun içinde allerjiye bağlı olarak sinüslerin açıldığı deliklerde ödem ve tıkanıklık oluşur, buna bağlı olarak sinüzit gelişir. Özellikle son yıllarda allerjik mantar sinüzitlerine çok sık rastlanmaktadır.
Gıda allerjisinde ise, burunda sulu akıntının yanında, bağırsak bozukluğu, kusma, ekzema, astım, dermatit gibi semptomlarda görülür. Gıda allerjisi tehlikeli olabilir. Olmadık zamanda kısa sürede gelişen anaflaktik şok ve gırtlak ödemi hayati tehlike taşır.
Allerji tetkikleri, bazı allerjenleri cilt yoluyla kişiye vererek veya laboratuarda radyoabsorbsiyon veya elisa sistemleri ile yapılabilir. Ancak bunlarda yalancı negatiflik mümkündür. Teknolojinin ilerlemesi ve yeni allerjenlerin tespiti ile ileride daha güvenilir testler bulunacağına inanıyoruz.
Allerjik bir şahıs öncelikle kendini allerjenlerden korumalıdır. Polenlerin yoğun olduğu dönemde evin pencerelerine dikkat etmek, sokağa çıkmaları azaltmak veya maske kullanmak, evde bulunan hayvanlardan uzaklaşmak veya mümkün olmadığı hallerde temizliklerine dikkat etmek, yatak örtüleri, halı, perde temizlikleri, yastık ve şilteleri kılıf içine koymak pratik çareler arasındadır. Genel olarak ekzersiz, sağlıklı ve düzenli beslenme ve doktor kontrolü önemlidir. İlaçlar arasında, allerji mevsimlerinden önce başlamak üzere buruna kromolin sodyum sprayleri, allerji döneminde ise, antihistaminik ve kortizonlu sprayler kullanılmaktadır. Ancak gıda alerjisinde, öncelikle alerjiye neden olan besinin bulunması ve bu besinin menüden çıkartılması önerilir. Zira alınan antihistaminik gibi ilaçlar hayati tehlike taşıyabilecek şok, farenks ve gırtlak ödemi gibi durumları gölgeler. Allerjenlerin vücuda artan dozlarda uzun süre vererek bağışıklık kazanılmasını sağlayan immün terapi ise diğer bir tedavi şeklidir.
Sonuçta öncelikle ailede allerji eğilimi, kişide allerji teşhisi ve şikayetlerin belirlenmesi ve allerjenlerin tespiti, daha sonrada da sistemli ve kontrollü tedavi önemlidir. Kişinin bu konuda bilinçli olması tedaviyi etkileyen en önemli faktördür.